Bundesliga'da şampiyonun ismi neredeyse kesinleşti: Borussia Dortmund. Sarı-siyahlı kulüp ligin bitimine 3 hafta kala en yakın rakibi Bayern Münih ile arasındaki puan farkını 8'e çıkardı. Bu sezon içerisinde 25 maçtır yenilmeyerek Bundesliga rekorunu kıran Dortmund, üst üste ikinci kez şampiyon olmak üzere. Bundesliga'da en son Bayern Münih harici üst üste iki şampiyonluğu da yine Dortmund, efsane teknik adam Hitzfeld döneminde 1994-96 yılları arasında almıştı. Dolayısla bugünkü Dortmund’un başarı hikâyesini Bayern Münih sonrası Alman futbolu ikinci büyüğüne kavuşuyor diye de okuyabiliriz.

Bayern Münih efsanesi Karl-Heinz Rummenigge SportBild dergisine geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda “ 7-8 yıl önce Dortmund’un lisansını iptal etsek mi etmesek mi diye tartışıyorduk” beyanatını vermişti.  Dortmund kulübün hisselerinin yüzde 49’unu satışa sunmasıyla beraber eline geçen hazır para ile pek çok transfer yapmış, deyim yerindeyse parayı çarçur ederek iflasın eşiğine gelmişti. Kara tablo Hitzfeld’in iki yıl üst üste şampiyon yapmasının yanında Şampiyonlar Ligi'ni de almasının hemen sonrasında başlar. Thomas Hassler, Victor İkbepa, Fredi Bobic ile başlayan savurganlık 2002 şampiyonluğuna kadar artarak ilerledi. 2000 yılına kadar olan bonservis savurganlığı 80 milyon markı geçse de bunun karşılığı bir başarı elde edilemedi. Başarısızlık ve savurganlığın birleşiminden doğan ekonomik uçurumu kapatmanın yolu yasaların izin verdiği ölçüde hisse satışı ile ancak mümkün oldu. 31 Ekim 2000 tarihinde gerçekleştirilen hisse satışı sonucu Dortmund 130 milyon avro gelir elde ediyordu ama sorun çözülmemişti zira “temel problem” giderilmemişti.

BAŞARIYA GİDEN YOL NASIL OLMALIDIR?

Dortmund hisse satışıyla sadece var olan ekonomik krizini bir süre ertelemeyi başardı. Zira o zaman var olan yönetime göre başarı ancak pahalı ve yıldız oyuncularla mümkündü. Bugün kadrosunda dışarıdan aldığı pahalı ve yıldız tek bir oyuncunun bulunmamasının belki de en önemli nedeni bu zamanda yaptığı yanlışları bir daha yapmama refleksidir. 130 milyonu da arkasına alan Dortmund yönetimi Jan Koller, Marcio Amoroso ve öncesinde Thomas Rosicky sonrasında Ewerthon’u alarak para saçmaya son hızla devam etti. 2002 sezonuna Leverkusen son 3 haftaya 5 puan önde girse de forvetlerin ikisinin de sakatlanması sonucu üst üste kaybettiği puanlar nedeniyle Dortmund teknik direktör Matthias Sammer ile şampiyon olur ama bunun iki yıl sonrasında derinleşen ekonomik krizi yönetim bazında bir devrime sebebiyet verir: Başkan Niebaum ve menajer Michael Meier gider yerine Reinhard Rauball ile bugün takımı iflasın eşiğinden kurtarıp oyuncusuna yapılan 40 milyon avroluk teklifi reddecek kadar sağlıklı bir ekonomik yapılandırmaya kavuşturan Hans-Joachim Watzke gelir. Artık Dortmund bir konuda kendisinden oldukça emindir: Gelirinden fazla harcama yaparak yıldızlarla şampiyon dahi olsanız bu “başarı” değil ve bu sağlıksız yatırımların gündelik başarısı dahi sizi iflastan kurtarmayabilir.

Watzke ile beraber Dortmund kemer sıkma politikasını artık hayatta kalabilmek için uygulamak durumundaydı. Almanya’da gerçekleşen 2008 krizi eğer iki yıl önce gerçekleşmiş olsaydı, bugün Borussia Dortmund diye bir kulüp yoktu der Hans-Joachim Watzke. Durum bu kadar kritik hale gelince her sezon sadece “bir” tane büyük transfer yaparak ilerlediler ki o büyük transferin maliyeti de maksimum 5 milyon avrodur. İlk defa Şampiyonlar Ligi parasının da etkisiyle geçen sezon hem İlkay’a hem de Perisic’e 5'er milyon vererek sınırı aştılar. İşte bu zorunluluk Nuri Şahin’i de Bundesliga'nın en genç forma giyen ve en genç gol atan oyuncusu yaptı. Yine aynı zorunluluk onları Japonya ikinci liginden bonservisi elinde Shinji Kagawa’yı keşfettirecek çalışmaya itmişti. Bugünkü şampiyon kadrosunun önemli isimlerinden Schmelzer, Greusskreutz ve Götze gibi oyuncular kendi altyapısından kazandırdığı kendi yetiştirdiği yıldızlar olurken diğerlerinin de büyük bir kısmı kendi parlattığı yıldızlardır. Geçmiş ile bugün arasındaki fark kabaca “kendi yetiştirdiğin gençler” ile “dışarıdan pahalıya aldığın yıldızlar” farkıdır. 2002 şampiyonluğu iflasa götürürken  2011 şampiyonluğu sonrası Götze, Barrios, Subotic, Greusskreutz gibi Avrupa’nın devlerinden gelen 20 ila 40 milyon avro arası değişen teklifleri reddebilme imkanını doğurdu. Nuri Şahin’den ise sözleşmesindeki maddeden dolayı vazgeçilmek durumunda kaldı.

Borussia Dortmund 2002 ve 2011’de iki farklı dönemde şampiyonluk yaşadı. Yıldız transferleri sonucu ulaştığı 2002 başarısı devamlılığı sağlamadığı gibi kulübü iflasa sürükledi. 2011 başarısı ise 2012 şampiyonluğunu doğurabildi zira Dortmund hiçbir oyuncusunu satmak durumunda olmadığı gibi büyük paralarla transfer yapılamaması da başarısına engel değil.