Küçük ayrıntılarda saklı hep büyük sarsıntılar. Farkında olmadan hayatımızı değiştiren hep onlar. 19. yüzyılın ünlü Fransız şairlerinden

Küçük ayrıntılarda saklı hep büyük sarsıntılar. Farkında olmadan hayatımızı değiştiren hep onlar. 19. yüzyılın ünlü Fransız şairlerinden Paul Verlaine’in hayatı aldığı bir mektupla değişti. O anda, o mektubun hayatını değiştireceğinden haberi yoktu. Mektup Arthur Rimbaud’dan geliyordu. Sonra da kendisi çıkıp geldi birgün. Verlaine karısının hamileliği sırasında kalp atışlarını hızlandıran Rimbaud’ya deli gibi aşık oldu. Ve kendisinden 10 yaş küçük olan bu delikanlı için karısını terketti. İki yil boyunca sürdü bu aşk. Rimbaud 1873 yılında, bir yaz akşamı Brüksel’de sevgilisini terketmeye karar verene kadar da iniş çıkışlarla, kavga gürültüyle devam etti. O aksam sarhoş olan Verlaine sevgilsinin ayrılık kararı karşısında deliye döndü, silahını çıkardı, ateş etti. Kurşun sevgilisini kolundan yaraladı. Ardından Rimbaud uzaklara kaçtı. Geçmişini hatırlamak istemedi hiçbir zaman. Ama Verlaine uğruna karısını terkettiği, iki yılını cinayete teşebbüsten hapiste geçirdiği sevgilisini hiçbirzaman unutamadı. O yaz gecesi iki yaralı vardı Brüksel’de. Birinin kolu diğerinin kalbi kanamaktaydı. Rimbaud’nun kolunun kanaması ve kurşun yarası bir süre sonra gecti ama Verlaine’in yaralari hiçbir zaman kapanmadı. 1875 yılında Stuttgart’taki son görüşmelerinin ardından bir daha asla görüşmediler Rimbaud bu tarihten sonra bir daha şiir yazmadı. Şairlik macerası dört yıl sürmesine rağmen dünyanın en iyi şairlerinden oldu.
Karmaşık iç dünyası, huzursuzlukları, alkole olan düşkünlüğü, yoksulluğu, buhranları,  unutulmuşluğuyla Verlaine hayatı boyunca artçılarını yaşadı o şiddetli depremin. Serge Gainsbourg “Je suis venu te dire que je m'en vais” (Sana Gidiyorum Demeye Geldim) şarkısıyla Verlaine’in ‘Güz Şarkısı’ adlı şiirine gönderme yapar. Ve Rimbaud’nun aklımızdan çıkmayan hayatı gibi sözleri de kazınır içimize. "Size bir adres veremiyorum, çünkü yakında hangi yollardan, niçin ve nasıl, nereye sürükleneceğimi bilemiyorum…" cümlesi kuşkusuz hayatındaki gitmeleri, savrulmaları özetleyen bir cümlesidir… Rimbaud o mektupları yazıp ardından Verlaine’in karşısına çıkmasaydı belki de hiçbirzaman o şiirleri yazmayacaklardı. Hem onların hem de bizim hayatımızı değiştiren o şiirleri okuma şansına sahip olamayacaktık. Bu iki şair, birlikte geçirdikleri iki yılın ve o iki yıla sığdırdıkları bir aşkın ardından bize unutulmaz şiirler bıraktılar.
Hâlâ keyifle okuyoruz.