İktidardan nemalanmak ne güzel!
Re­fe­ran­dum gün­dem­li tar­tışma­la­rın vaz­ge­çil­mez ak­tör­le­ri ara­sın­da çok sa­yı­da es­ki sol­cu var. Özel­lik­le dev­le­tin
<!-- /* Font Definitions */ @font-face {font-family:Calibri; panose-1:2 15 5 2 2 2 4 3 2 4; mso-font-charset:162; mso-generic-font-family:swiss; mso-font-pitch:variable; mso-font-signature:-1610611985 1073750139 0 0 159 0;} /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin:0cm; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";} @page Section1 {size:612.0pt 792.0pt; margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt; mso-header-margin:35.4pt; mso-footer-margin:35.4pt; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} -->
Referandum gündemli tartışmaların vazgeçilmez aktörleri arasında çok sayıda eski solcu var. Özellikle devletin resmi televizyonu TRT(ler), AKP ve Fethullah medyasında boy gösteriyorlar. AKP’nin anayasa değişikliğinin 12 Eylül’le hesaplaşma palavrasına güya ‘soldan’ destek veriyorlar.
Aslında bu yeni bir durum değil. AKP hegemonyasına boyun eğen ya da gönüllü destek veren eski solcu taifesi zaten vardı, şimdilerde fazla mesai yapıyorlar. (Bir de bunlara, hâlâ ‘sosyalist’ olduğunu söyleyen yeni medya yıldızları katıldı. Bu aralar hemen her gün görüş belirttikleri ekranlardan 13 Eylül sabahı, yani ‘işleri bittikten sonra’ kapı dışarı edileceklerinden haberleri var mı, bilmiyorum.)
•••
İnsan düşünmeden edemiyor, geçmişte sola ait değerleri savunan, bu sebeple bedel ödemiş insanların bugün neden kayıtsız şartsız AKP’yi desteklediklerini...
“AKP’yi desteklediğimiz de nereden çıktı” diye sorabilirler. “Biz askeri vesayete karşı çıkıyoruz, bunun geriletilmesine destek oluyoruz. Demokrasinin yolu ancak böyle açılır. Yani şu anda AKP’nin yürürlüğe koyduğu tasfiye planıyla...”
Zaten bu cevabın kendisi AKP’nin bu memlekete demokrasi getireceğine inandıklarının itirafı. Dolayısıyla, Recep Tayyip Erdoğan’dan, Bülent Arınç’tan, Cemil Çiçek’ten, Sadullah Ergin’den demokrasi beklerken neoliberal-islamcı bir vesayete destek olduklarının itirafı...
En azından şunu biliyoruz. Bu insanların çoğu, bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu bilirler. Kapitalizmin nasıl işlediğini, sistemin varlığının sermayenin emek üzerindeki tahakkümüne ve sömürüsüne bağlı olduğunu... Bu sistem nedeniyle dünyada milyarlarca insanın yoksulluk ve yoksunluğa mahkûm olduğunu... Sistemin bekası için her türlü baskı ve zulüm aygıtını harekete geçirip hak-hukuk tanımaksızın kıyıcı bir saldırganlığı göze alacağını, tarihte bunu defalarca yaptığını vb.
Buna rağmen, hemen hepsinin kapitalizmle –açıkça ya da zımnen- uzlaşma noktasına geldiklerini biliyoruz. Temelde üretim biçimi ve mülkiyet ilişkileri konusunda artık bir itirazları yok. Var mı? Aksine, genel geçer liberal tezlerin arkasına saklanıyorlar. Sözgelimi, ya özelleştirmeden yanadırlar ya da hayırhah bir tutum içindedirler... Bildik klişeler... “Devlet ekonomiden çekilmeli... KİT’ler siyasi iktidarların arpalığına dönüyor” falan filan... İlave ederler: “Ama işçiler de mağdur edilmesin!” Bu boş lafların –yaşanan pratiğin de defalarca gösterdiği gibi zerrece kıymeti olmadığını bile bile aynı şeyleri gevelemekten vazgeçmezler.
•••
Tamam, bir yaştan sonra zordur bedel ödemek. Bunu göze almak... İnsan daha risksiz bir hayatı seçebilir. Anlaşılabilir bir durum. Hatta anlayışla bile karşılanabilir.
Ama bütün sebep bundan ibaret değil.
Çoğunun bugünkü tercihinin gerisinde iktidara yakın durmanın nimetleri var. Merkez medyada köşeler, televizyon programları, her fırsatta kanaat önderi havalarında vasat fikirleriyle ekranlarda boy göstermeler... Başbakanın, cumhurbaşkanının gezilerine katılmalar falan... Devlet/hükümet katında ‘makbul adam’ mertebesine erişmek...
Tabii bunların maddi getirisi de az değil.
Girdikleri kabın şeklini almakla meşhur bu zevat, AKP destekçiliğinden Fethullah müdafiliğine terfi etmiş durumda. Tıpkı Fethullah’ın kadrolu yazarları gibi, “ne olmuş canım” diyorlar, “cemaat Emniyet’i, Adliye’yi ele geçirdiyse... Suç mu?”
Tabii, ne güzel iktidardan nemalanmak, pohpohlanmak, sırtının sıvazlanması. Seninle komşu köşeleri paylaşan yazarlar AKP vesayetine “hayır” dedikleri için kapı önüne koyulurken, dünya nimetlerine gönül indirmek, ne güzel!
•••
Muktedirin safına dümen kıran eski solcu taifesine düşen başlıca görev, solla uğraşmak oluyor. Yani bir tür uzmanlık alanı gibi. Hani solu içerden bilirler ya. Tarihine, fikrine bir ölçüde hâkimdirler. Bütün yapmaları gereken yalan-yanlış demagojilerle geçmişe küfür etmek. “Sol zaten eskiden beri militaristmiş!”... “Daha önce de darbelere destek vermiş!”...
Birçoğu, kendi yerlerde sürünen tarihlerinden yola çıkıp bütün bir devrimci tarihe küfür etmeyi geçim kapısı yaptılar. Bunun artık siyasi değil, ahlaki bir problem olduğunu söylemeye gerek var mı?