Bu bağlılık veya bağımlılık sadece doğal hayatın içinde var olan canlı türleri ile sınırlı da kalmaz, daha öteye cansız doğaya kadar uzanır.

Hiçbir canlı tek başına hayatta kalamaz. Her şey birbirine bağlıdır. Bu bağlılık veya bağımlılık sadece doğal hayatın içinde var olan canlı türleri ile sınırlı da kalmaz, daha öteye cansız doğaya kadar uzanır. Jüpiter gezegeni bulunduğu yerde olmasaydı örneğin, Dünya, gezegenler arası boşlukta gezinen meteorlara ve kuyrukluyıldızlara yaklaşık bin kat daha fazla hedef olur ve insansız, bambaşka bir hayata ev sahipliği yapardı.

Ayaklarımızın sadece birkaç kilometre altında fokurdayan kızgın lavlar ve başımızın üstünde sonsuzluğa uzanan uçsuz bucaksız yıldızlı gökyüzü arasında kalan, biyosfer adını verdiğimiz hayata elverişli ince tabaka içinde yaşıyoruz. İyi veya kötü yaptığımız her şey bu sınırlı hayat tabakası içinde vuku buluyor. Bir portakal üzerine nefes verdiğimizde oluşan buğu katmanı kadar yer tutan, ince ama hayata ev sahipliği yapma konusunda çok dirayetli bir tabaka bu.  İnsan yok olsa da, hayat yok olmayacak bu gezegenden.

12 Eylül darbesinin oluşturduğu siyasal ve ekonomik yapının en sadık bekçisi olan AKP iktidarı hem toplumsal ve hem de doğal hayatta onarılamaz yıkımlara yol açıyor. Son çıkan 148 maddelik Torba Yasa’da yıkım doğuracak öyle çok düzenleme var ki, bu akılsızlık ve açgözlülük nerede nihayete erecek diye düşünmeden edemiyorsunuz. Doğa sınırlı imkânlar sunduğu için açgözlülük bir yerde bitecek elbet…


SOMA BAHANESİYLE YENİ YIKIMLAR YARATMAK
Soma faciası sonrasında, iş güvenliği ve işçi sağlığını daha iyi duruma getirme iddiası ile hazırlanan ve 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun” başlığını taşıyan Torba Yasa ile meralar imara ve betonlaşmaya açıldı.

Aslında son on yıl içinde yapılan çeşitli düzenlemeler ile Mera Kanunu adım adım işlevsiz kılınmıştı. Son çıkan Torba Yasa da rahmet okuttu. 4342 Sayılı Mera Kanunu’nun 14. Maddesi’nin birinci fıkrasına eklenen bir cümle ile meralarda havaalanları, stadyumlar, rezidanslar, gökdelenler, AVM’ler ya da siyasal iktidar ne isterse onu yapmak mümkün hale geldi.

Önümüzdeki yıllar içinde meralarımızın hızla küçüleceğini, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların ağıllara tıkılacağını, saman ve yem ithalatına büyük paralar ödeneceğini, kitlesel ölçekte yapılan her gıda üretim faaliyetinde olduğu gibi halk ve çevre sağlığı için yeni sorunlar ortaya çıkacağını göreceğiz. Meralar ile bağlantısı kalmayan, doğasına uygun tarzda yetiştirilmeyen hayvanlardan elde edilecek gıda ürünlerinin de çok daha pahalı olacağı aşikâr.  Bu yapılan insanların rızkına ve geleceğine el koymaktır.

Soma’da yüzlerce insanın ölmüş olması bile bir şeyi değiştirmedi. Kendi bekası için her şeyi göze alan bir iktidar var karşımızda. Er veya geç bu sistem bir yerlerde tıkanacak veya dibe vuracaktır. Bu kaçınılmaz. Bütün mesele bir dibe vuruş sonrasında ne olacağında.  


ÖNEMLİ BİR KİTAP
Sadece toplumsal hayat değil doğal yaşam alanları ve yaban hayat da mevcut iktidar döneminde korkunç zarar gördü. Her şey bir tarafa, 2000 civarındaki HES projeleri bile tek başına yeterli. Dr. Necdet Oral’ın editörlüğünü yaptığı ve NotaBene Yayınları tarafından yayımlanan “Türkiye’de Tarımın Ekonomi-Politiği 1923-2013” isimli kitap ülkemiz tarımsal faaliyetlerinin geniş ölçekli, ayrıntılı ve çeşitli açılardan ele alındığı çok değerli bir çalışma.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarından günümüze uzanan süreçte tarımsal faaliyetlerdeki değişim, köylülük, kentleşme ve göç olguları ile birlikte ele alınıyor. Özellikle son otuz yıldır uygulanan neoliberal politikalar nedeniyle aşındırılan tarımsal üretim altyapımız, küçük üreticilerin tasfiyesi ve mülksüzleştirilmesi ile şirketleşme üzerine çok önemli yazılar var kitapta.

Yitirdiğimiz ve yitirmekte olduğumuz şeyler üzerine. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’ni ve başta editörlüğünü yapan Necdet Oral olmak üzere kitaba katkı veren tüm yazarları kutlamak gerekli.