Nijerya 1990’lı yıllarda başlayan ve hâlâ süren IMF onaylı reformlardan beri gıdada dışa bağımlı. Yağma olaylarında güvenliğin sağlanamaması, gıdaya erişim sorununu daha da kötüleştirdi.

IMF onaylı açlık krizi
Fotoğraf: Depo Photos

Pavan KULKARNI

Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Tinubu, akaryakıta uygulanan devlet desteğini kaldırdı ve ülkede döviz alım satımını serbest bıraktı. Bu hamleler IMF’yi hoşnut etse de Afrika’nın en büyük nüfuslu ülkesi Nijerya’da açlığı artırdı.

Ülke nüfusunun yarısı açlıkla karşı karşıya. Ülkenin dört bir yanında tahıl depoları ve kamyonları yağmalanıyor. 1 Nisan günü güneydoğu bölgesinde yer alan Ondo Eyaleti’nin başkentinde yaşanan olayda, Ondo-Akure otoyolunda seyir halindeki tahıl kamyonu yağmalandı.

Bir gün öncesinde de Kebbi Eyaleti’nin başkenti Birnin Kebbi’de insanlar pirinç deposu yağmalamışlardı. Bölgede en az yarım milyon insanın akut beslenme yetersizliği yaşadığı düşünülüyor.

Depoya taşınan çuvalları fark eden insanlar, sabah saatlerinde depo etrafında toplanmaya başlamışlardı. Görgü tanıkları, polisin insanları dağıtmak için biber gazı sıktığını fakat çaresiz halkın vazgeçmeyip direndiğini ifade ediyor.

Depoya iki kamyon daha yanaştığında taşlar atarak polisi geri çekilmeye zorladılar. Sonrasında kamyonlara tırmanarak pirinç çuvallarını yağmalamaya koyuldular.

Olaya müdahale etmek için asker gönderildi. Aktarılanlara göre olay yerine varan askerler çevredeki esnafla kavga etmeye koyuldu, esnafı yağmaya katılmakla suçladı. Dükkan sahiplerinden biri askerler tarafından vurularak yaşamını yitirdi. Vali Yardımcısı Umar Tafida açıklama yaptı ve “Durumu kontrol altına almak için önlemler alınmaktadır” dedi.

Fakat tahılları yağmadan korumak için görevlendirilen kolluk kuvvetlerinin sayısı, gıdaya erişim sıkıntısı yaşayan insan sayısından çok daha az. Nijerya’da bu sayı 2023’ün son çeyreğinde yüzde 50 artış gösterdi ve 2024 itibarıyla 66 milyondan 100 milyona yükseldi.

Birleşmiş Milletler Gıda Programı (WFP) verilerine göre bu insanların 18,6 milyonu akut açlık içinde, 43,7 milyonu ise “kriz” kabul edilen düzeyin üzerinde açlık çekiyor.

Geçen yılın şubat ayında yüzde 25 olarak ölçülen gıda enflasyonu, bu yılın şubat ayında yüzde 39’a yükseldi. Ahmadu Bello Üniversitesi’nden Eric Otaokhia’nın çalışmasına göre gıda enflasyonunu tetikleyen başlıca sebep, akaryakıta uygulanan devlet teşviklerinin Mayıs 2023’te yürürlükten kaldırılması oldu.

Teşviklerin yürürlükten kaldırılmasının hemen ardından Cumhurbaşkanı Bola Tinubu dönemin Merkez Bankası Başkanı’nı görevden aldı. Reuters’da yayımlanan bir habere göre kararın gerekçesi, başkanın görevden alınmasının sebebi “yatırımcıların paralarını çekmelerini güçleştirmesiydi.”

Tinubu, Haziran 2023’te Nijerya para birimini Naira’yı uluslararası ticarete açtı. Ülke para birimi değerinin üçte birini bir gecede kaybetti. Ülkenin ithalat kapasitesi bir anda yara aldı ve Nijerya 1990’lı yıllarda yapılan “birinci aşama” IMF reformlarından beri gıdada dışa bağımlıydı. Ülkenin yüksek üretim kapasitesine, genç nüfusuna ve topraklarının yüzde 40’ının tarıma elverişli olmasına rağmen ülkenin gıda ithalatı 1990’lı yıllardan beri dört katına çıktı.

AÇLIK REFORMUNA ÖVGÜ

1990’lı yılların sonunda reformların “ivme kaybettiğinden” hayıflanan IMF, Nijerya henüz akaryakıt teşviklerinin kaldırılmasının şokunu atlatamadan ülkenin ithalat gücünü bir gecede yaralayan yeni reformlardan övgüyle söz etti. 

Kurum tarafından şubat ayı başında yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanı Tibunu önemli yapısal reformlar yürürlüğe koydu: akaryakıt teşviklerini yürürlükten kaldırdı ve çeşitli yabancı para birimi takaslarını mümkün kıldı” denildi. “Yeni Nijerya Merkez Bankası ekibinin, bankanın kalkınma finansmanında oynadığı sorumluluğu bırakması da bu karar ile uyumlu olmuştur” gözlemi yapıldı. Açıklamanın son bölümünde “Nijerya’nın borç ödeme kabiliyeti uygundur” denildi.

Ülke enflasyonu otuz yılın en yüksek düzeyinde. 5 Şubat günü Nijer eyaletinin başkenti Minna’da yapılan eylemde yolu kapatan eylemcilerden birinin taşıdığı pankartta “Yiyecek yok, açlıktan ölüyoruz” yazıyordu. Polis eyleme müdahale etti ve 25 kişiyi tutukladı fakat benzer eylemler eyaletin farklı şehirlerinde devam etti. 21 Şubat günü Suleja’da eylem yapan balık tüccarları, donmuş balığın fiyatının artmasını protesto etti. Bazı gençler ise eylemi fırsat bilerek Abuja-Suleja-Kaduna otobanında duraksayan kamyonları yağmaladı.

İki gün sonra, 23 Şubat gününde Nijerya’nın ticari başkenti Lagos’ta yaşanan bir izdihamda yedi kişi yaşamını yitirdi. İzdihamın sebebi, kaçakçılardan yakalanan pirinç çuvallarının gümrük memurluğunda ucuza satılıyor olmasıydı.

27 Şubat günü ise binlerce işçi, öğrenci ve dükkan sahibi sokaklara dökülerek artan yaşam maliyetlerini protesto ettiler. Aynı esnada Nijerya İşçi Meclisi (NLC) ulusal çapta grev örgütledi. NLC başkanı Joe Ajaero, “Açız. Bunu herkes biliyor” dedi. NLC Kürsü Başkanı Yusuf Inuwa ise “Yaşanan ekonomik güçlüklerden dolayı şu an hiçbir memurun günde üç öğün beslenecek parası yok” dedi.

Borno Eyaleti’nin başkenti Maiduguri’de çevik kuvvet polisi eylemcilere engel oldu. Bunun üzerine Inuwa yaptığı açıklamada “Örgütlü emek gücü susturulursa, kitlelerin sorunlarını ifade edecek kimse kalmayacak” dedi. Afrika Uluslararası Ticaret Sendikaları Konfederasyonları Genel Sekreteri Akhator Odigie, “Ulusal eylemler, insanlara dertlerini dışa vurma imkanı tanımaktadır ve kriminalize edilmemelidir” dedi.

HUKUKSUZLUK REÇETESİ

Ortalama bir Nijeryalı’nın maaşı, 3 kişilik ailenin bir haftalık yaşam masrafını karşılamaya dahi yetmiyor. Bu koşullar altında Odigie, “Bu kaçınılmaz bir durum, kaos ve hukuksuzluğun reçetesini yaşıyoruz” diyordu. Ve tabii ki ülke kaos ve hukuksuzluğun esiri oldu. Abuja Başkent Bölgesi’nde halk 2 Mart günü Tarım ve Köy İşleri binasını bastı. Polisin insanları dağıtması iki saat sürdü. Tahıl depoları yağmalanmış, bina hasar almıştı.

15 kişi tutuklandı fakat bölgedeki yağma olayları takip eden 2-3 gün boyunca devam etti. Depoların yanı sıra trafikte seyreden kamyonlar da kurulan barikatla ile durduruldu ve yağmalandı.

Abuja Başkent Bölgesi Devlet Bakanı Mariya Mahmoud, bölgede yer alan tüm devlet depolarına polis yerleştirileceğini söyledi. Çeşitli bölgelerde yağmaları engellemek için görevlendirilen ordu da Ulusal Acil Durum Yönetim Ajansı’nın gıda depolarını korumak için görevlendirildi.

Depoları korumakla görevlendirilen ordu, çiftçileri silahlı çetelerden ve haydutlardan koruyamadı. Çeteler yüzünden birçok çiftçi tarımsal üretim yapmayı bırakmak zorunda kaldı.

Sene başından beri en az 165 çiftçinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. Çeteler, çiftçilere kendilerince yeni “vergiler” dayatıyor. Kuzey Nijerya’da çiftçilerin kendi topraklarına erişebilmeleri için ekim mevsiminde 100 bin Niara (yaklaşık 76 dolar) haraç talep ediyorlar.

Yalnızca Sokoto Eyaleti’nde çiftçilerin geçen sene toplam 3 milyar Naira (758 bin dolar) haraç ödedikleri tahmin ediliyor.

Nijerya tarımının kalbinde yer alan bu topraklarda güvenliğin sağlanamaması, gıdaya erişim sorununu daha da kötüleştirdi. Ülkenin Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanı Ebubekir Kyari, Abuja’daki yağma olaylarından sonra ülkede açlığı önleyecek yardımlar dağıtılacağını söyledi.

“Cumhurbaşkanı onayıyla 36 eyalette 44 bin ton tahıl dağıtacağız” dedi. “Ayrıca, gıda fiyatlarını stabilize etmek için gıda piyasasına 58 bin 500 ton pirinç vereceğiz” açıklamasını yaptı. Fakat bakanın açıkladığı önlemler, IMF’nin övgüyle söz etti “reformların” yarattığı açlığı yatıştırmaktan aciz kaldı.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: People’s Dispatch