Google Play Store
App Store

Protestonun, toplumsal hareket ve eylemlerin “bazen” işe yaradığına dikkat çeken siyaset sosyolojisi uzmanı David S. Meyer, uzak ve yakın geçmişle beraber, günümüzdeki eylemleri teorik ve pratik açıdan inceliyor.

İnsanlar bazen dünyayı değiştirebilir
David S. Meyer

Ali BULUNMAZ

Toplum söz konusu olduğunda ve özellikle kitlesel eylemden bahsedilecekse etki-tepki birlikteliğini atlamamak gerekiyor. Kolektif bir tepki ve hareket, değişimi ve dönüşümü tetikleyip bir başarı getirebilir. Zamanını ve uygun koşulları bekleyen eylemler ve onların doğurduğu sonuçlar birer örnek olarak karşımızda duruyor.

Siyaset sosyolojisi uzmanı David S. Meyer, Toplumsal Hareketler (Bazen) Nasıl Fark Yaratabilir? başlıklı araştırmasında, uzak ve yakın geçmişle beraber, günümüzdeki eylemleri teorik ve pratik açıdan inceliyor.

Toplumsal Hareketler (Bazen) Nasıl Fark Yaratabilir?

David S. Meyer
Çeviren: Zeynep Demir
Ayrıntı Yayınları, 2023

SOKAĞIN SİYASETİ İKAZ ETMESİ

Meyer, bir eylemin rahatsızlıktan doğduğunu hatırlatarak koyuluyor yola; “dünya üzerinde etki yaratma” isteğinin ise söz konusu rahatsızlığı çözme arzusuyla eşzamanlı olduğunu anımsatıyor. Fakat protestonun, toplumsal hareket ve eylemlerin bazen işe yaradığı notunu da düşüyor. Konunun kilit noktası da işte bu “bazen.” Çünkü her protesto, eylem ve hareket toplumsal bir sorunu çözme amacı taşımıyor, aksine gerilimi artırabiliyor. Yazar, Trump yanlılarının çeşitli zamanlarda tertiplediği gösterileri hatırlatıyor bu noktada.

Konunun diğer tarafında ise otoriteye ve baskıya karşı direniş yer alıyor. Meyer, ikisi arasındaki ayrıma dikkat çekerken birbirini tamamlayan sorular yöneltiyor: “Sıradan insanların tarih sahnesine adım atmaya ve dünyayı değiştirmeye çalışmasının kişiyi heyecanlandıran ve kendine çeken bir tarafı var ancak bu çabalar bir anlam ifade ediyor mu? İnsanlar hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini düşünseydi eylemlere katılır mıydı?” Bu soruların yanıtı ise “bazen.” Soruların dolaylı yanıtı olabilecek bir başka notu daha var yazarın: “Genel itibariyle toplumsal hareketlerden ve özellikle de belirli hareketlerden bahsedenlerin bu hareketleri göklere çıkarma ya da şeytanlaştırmada önemli menfaati vardır. Halk toplumsal hareketlere genelde kahraman ya da düşman yaratarak tepki verir. Bir hareketi değerlendirirken genelde en önemli kriter hareketin etki potansiyelidir. Cesur kahramanlar siyasi etkileri olabilecek fedakârlıkları müzakere eder; yanlış yoldaki benciller ise hiçbir şeyi değiştirmeyecek bir anda sorun çıkarır.”

Eyleme geçen kişinin veya grubun, öfkenin ya da değişim isteğinin yöneltildiği politik figür ve hareket tarafından tanınması, orada bir ikilem yaratılması Meyer’e göre başarıya giden yolda ilk adım. İkincisi ise derdin halka anlatılması ve ilginin doğru yöne çekilmesi. Dolayısıyla eleştirinin ardından, sorunlara dair çözüm önerilerinin sıralanması: Siyasi dinamiklerden doğan eylemin, onu problemleri gidermeye yönlendirmesi. Kısacası sokağın siyaseti ikaz etmesi. Yazara göre her zaman değilse de bazen gerçekleşiyor bu. 2010’da domino etkisi yaratan ve “Arap Baharı” adı verilen hareketlerdeki ya da 1980’lerin sonu, 1990’ların başında Doğu Avrupa’da nam-ı diğer Demir Perde ülkelerinde yaşandığı gibi. Güney Afrika’da ırkıçılığa ve ayrımcılığa karşı başlatılan hareketin başarıya ulaşması gibi…

Meyer’in bahsettiği bir başka konu da bazen anlık kazanımlarla yetinilmesi; ABD’nin Vietnam işgali sırasında gelen tepkiler sonucu ülkede zorunlu askerlik uygulamasından vazgeçilmesi bunlardan biri. Sarı Yelekliler’in Fransa’daki eylemlerinin ardından Macron hükümetinden kopardığı bazı tavizler ise bir diğer örnek. Yazar, ani gelişen veya örgütlenerek geliştirilen eylemlere dair “bazen” miminin yer aldığı bir yorum daha yapıyor: “Aktivistler genelde kamu politikasını değiştirmek için mücadele verir ve bazen başarıya ulaşır. Fakat toplumsal hareketlerin beklediği değişim, hareketin uygun bulduğu zamanda gerçekleşmez ve aktivistler nadiren tüm taleplerini elde eder. Ayrıca hareketler talepte bulunurken bir başına değildir; hem devlet içinde hem de dışında çıkarları bazen kendilerininkiyle uyuşan müttefiklere bel bağlar. Bazen aktivizm ters sonuçlara da yol açabilir. Hareketler meselelerin görünürlüğünü artırarak ve değişim tehdidinde bulunarak kendilerine muhalif oluşumları tetikleyebilir. Siyasetçiler hareketlerin önünü almak için genelde meseleyi gündeme getirenlere değil harekete muhalif olarak ortaya çıkanlara karşılık verir.”

TOPLUMSAL HAREKETLERİN BAŞARI KOŞULLARI

Meyer, toplumsal hareketlere katılanların benlik bilincini tazelemekle kalmadığını, uzak müttefiklerle birliktelikler kurma fırsatı da yakaladığını yani bir dayanışma başlattığını anımsatıyor. Öte yandan, eylemdeki birey, hareketin talepleriyle ve genişlettiği sınırıyla bağ kurma imkânı elde ediyor. Eylemin büyük kitlelerde karşılık bulması, bahsi geçen bağla beraber, değişim ve dönüşüm isteğinin ne kadar anlatılabildiğiyle ve bunun çoğunluk tarafından nasıl alındığıyla da yakından ilgili. Dolayısıyla hareketin başarısı ve başarısızlığı da…

Meyer’in ifadesiyle siyasi, kültürel ve sosyal değişimler tek başına bireyin, grubun ve hareketin eseri değil. Başarı ve başarısızlık da… Bunların tamamı bir eylem hikâyesi meydana getiriyor ve sonunda bazı anlatılar, kitlesini büyüttüğü ölçüde galip geliyor. Diğer bir ifadeyle başlangıçta hayal edilenden fazlası ya da çok daha azı kazanılabiliyor.

Meyer, uzak ve yakın tarihli toplumsal hareketleri incelerken değişimin ve dönüşümün başarısının bağlı olduğu koşulların yanı sıra etki-tepki meselesini göz önünde bulundurup araştırmasının geneline ışık tutacak bir not düşüyor: “Toplumsal hareketler, çeşitli yöntemler kullanarak kendilerine katılan insanların hayatlarını ve değer anlayışlarını dönüştürür; insanları koordine edecek örgütleri kurar yahut değiştirir; siyasi reformları, toplumsal normları ve kültürü etkiler. Göstericiler ayrıca kendi görüşlerini paylaşması muhtemel diğer vatandaşlara yalnız olmadıklarının, işlerin değişebileceğinin ve değişim için onların da elinden bir şeyler gelebileceğinin sinyalini verir. Halk dünyayı değiştirebileceğini tahayyül etme cesaretini toplarken ulusal basında yer bulan ulusal çapta bir eylem, ülkenin dört bir yanındaki kilise bodrumlarında ve insanların oturma odalarında yürütülen, kendisinden küçük çaptaki ve nispeten dikkat çekmemiş yüzlerce eylem ve toplantının yansımasıdır. Bu insanlar bazen dünyayı değiştirebilir.”