Amerikan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Richard Myers’ın

Amerikan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Richard Myers’ın "Irak’taki savaşı El Kaide’nin kazanması durumunda Basra Körfezi ülkelerinde, İran, Suriye ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede istikrarsı zlık yaşanacağını" açıklaması Irak’ta "oyunun sonuna gelindiğinin" en önemli belirtisi.

Irak’ı El Kaide için mümbit bir alan haline getiren ve yeni bir Afganistan yaratan işgal güçleri kendi yarattıkları canavarla başa çıkamamanın paniği içindeler.

Kahire’de yayımlanan haftalık El Ahram gazetesine yazan Imanuel Wallerstein da benzer bir yaklaşımla "oyun bitti" diyor. Wallerstein, Amerikan’ın bunca zamandır Irak halkının desteğini alamadığını, ordunun bile direnişi kırabileceğine inanmadığını, anayasa çalışmalarında ortaya çıkan sonucun, ABD’nin başta hesapladığı "güçlü merkezi yönetim" planından hayli uzak olduğ unu ve tünelin uçunda hiçbir ışık göremeyen Amerikan halkının yavaş da olsa savaşa karşı tavır almaya başladığını söylüyor.

Myres da tüm bunları biliyor aslında. Bu yüzden tehdit kokan "Irak’tan ayrılırsak komşular için felaket olur" sözleri de kendi başarısızlıklarına bahane bulmak.

Anayasa taslağı çalışmalarında ortaya çıkan manzara hiç de iç açıcı değil. Irak halkının önüne içinden çıkılması hayli zor; birbiriyle çelişen maddelerle dolu, kabul edilmesi halinde herkesin kendine göre yorumlayacağı yamalı bir bohça konmaya çalışılıyor. Sünnilerin karşı çıktığı bu metin kabul edildiğ i takdirde Irak’ın bölünmesine ve bir iç savaşa kesin gözüyle bakılıyor.

Bu anayasa sadece Irak içinde değil bölgedeki dengeleri kökten etkileyecektir.

Şİİ-SÜNNİ EKSENİ

 Irak’taki Şii, Sünni ve Kürt kapışmasını mikro düzeyde, sadece Irak’a ait bir sorunmuş gibi yaklaşmak yanıltıcı olabilir. Anayasa kabul edildiği takdirde Irak federal bir yapı ile yönetilecek, bu da bölünme ya da iç savaş olasılığını artıracaktır.

Federalizm Ortadoğu’da hiç denenmiş, geçmişi ve deneyimi olmayan bir yönetim şeklidir. Herhangi bir örneği yoktur. Irak’taki federal yapı ülkeyi 1980-90 arasındaki Lübnan’a götürebilir.

Diğer yandan, Irak’taki bölünme ya da Sünni Arapların Şii kontrolüne girmesi bölgede yüzyıllardır devam eden Şii-Sünni ekseninde kaymalara yol açacaktır.

Irak’ta Şii bir iktidarla birlikte İran, Lübnan, Bahreyn’deki Şiilerin oluşturacağı eksen bölgedeki Suudi ağırlıklı Sünni eksenini zayışatacaktır.

Bu yüzden Irak Sünnilerinin anayasa taslağı na karşı çıkmalarının arkasındaki güçlerden birisi de Suudi Arabistan’dır. Direnişin arkasındaki mali kaynağın bir kısmını da burada görebiliriz.

IRAK KÜRDİSTANI GERÇEĞİ

 Tüm bu denklemlerin içinde Türkiye’de mevcuttur. Hem Şii-Sünni dengesinin bozulması hem de Irak’taki Federal Kürt bölgesi Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir.

Türkiye’nin de Irak’taki anayasa sürecine daha geniş perspektiften bakması ve şu gerçeği kabul etmesi gerekmektedir: Irak’da federal bir Kürdistan kaçınılmaz gibi görünmektedir.

Türkiye’nin 1 Mart’ta tezkereyi kabul edip savaşa girmesi halinde bu gelişmelerin yaşanmayacağını iddia edenlere fazla kulak asmadan Irak’la ve Irak Kürtleri ile bundan sonra oluşturulacak politikaları varolan gerçek üzerinden yürütülmesi gerekmektedir.

Ancak Türkiye’nin asıl paranoyası Irak Kürdistanı’ndan çok, bu oluşumun Türkiye’yi nasıl etkileyeceği ile yani kendisi, kendi vatandaşları ile ilgilidir.

Ömür boyu Irak’taki Kürt oluşumun paranoyası ile yaşanamayacağına göre, Türkiye için kendi topraklarındaki Kürtlerle demokratikleşme çerçevesinde, cumhuriyetin eşit vatandaşlık ilkesi temelinden yola çıkarak, sorunu kendi içinde çözmeye çalışması en mantıklı davranış gibi görünmektedir. Türkiye Kürt sorununun kendi içinde çözdüğü oranda ne Irak’taki Kürdistan’dan korkmasına ne de bölünme paranoyası yaşamasına gerek vardır.

Tabii ki ABD’nin bölgeye yönelik emperyalist politikalarını ve Ortadoğu’nun kaygan zeminini göz ardı etmeden. Çünkü Amerika’nı n bölgeye yönelik politikalarında Kürtler önemli yer tutmaktadır.

Irak’ın işgali ile Pandora’nın Kutusu açılmı ştır. Kutudan karşımıza son çıkan, "anayasanı n kabulü halinde Irak’ın parçalanması" gerçeğidir.