Google Play Store
App Store

ABD’de Trump’ın dönüşü, İran yönetiminin kendini daha da savunmasız hissetmesine sebep olacak. Ekonomik yaptırımlar, rejime yönelik askeri saldırılar ve ülke içinde yaşanabilecek yeni kitlesel eylemler görebiliriz.

İran’da gergin bekleyiş
İran İslam Rejimi, Mahsa Amini'nin öldürülmesiyle başlayan toplumsal huzursuzluğun, Trump’ın başkan olmasıyla tekrar başlamasından endişeleniyor.

Jo ADETUNJI

ABD’de Donald Trump’ın tekrar başkanlık koltuğuna oturmasının Avrupa, Ukrayna Savaşı, Filistin-İsrail krizi ya da Çin açısından ne tür neticeler doğuracağı bolca konuşuldu. Fakat başkanlık yarışını yakından takip eden bir ülke daha var: İran.

Trump’ın tekrar iktidara gelmesi, İran yönetimi için devasa riskler barındırıyor. İsrail’le giriştikleri karşılıklı saldırılar da hesaba katıldığında Ortadoğu’da savaşın bölgeye yayılma riski göze çarpıyor ve ülkede iç politika düzeyinde de önemli değişkenler var.

Bu koşullar altında olası bir Trump yönetimi, dini rejimi farklı şekillerde zora sokabilir: Ekonomik yaptırımlar, rejime yönelik askeri saldırılar ve ülke içinde yaşanabilecek yeni kitlesel eylemler görebiliriz.

YAPTIRIMLAR

Obama iktidarı döneminde İran ile imzalanan nükleer anlaşma, Donald Trump tarafından 2018 yılında iptal edilmişti ve rejime yönelik “azami baskı” politikasının bir parçası olarak İran’a sert yaptırımlar uygulanmıştı. Dönemin İran Birinci Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri, o yılları “İran İslam Cumhuriyeti’nin en zor yılları” olarak tarif ediyor. Trump politikası çerçevesinde İran’ın petrol ihracatı günlük 400 bin varile kadar düşmüş ve devlet gelirlerinin yüzde 70’ini oluşturan petrol geliri ciddi oranda azalmıştı. Dahası, 2018 ve 2020 yılları arasında İran para birimi yüzde 600 değer kaybetmişti.

2020 yılında Joe Biden iktidara geldiğinde İran petrol ihracatını tekrar artırmayı başardı. Kısa süre önce yayımlanan bir rapora göre İran’ın petrol ihracatı, 2024 yılının ilk çeyreğinde son altı yılın en yüksek seviyesine çıkararak günlük 1,56 milyon varile ulaştı. ABD’deki Cumhuriyetçiler Biden’ı yaptırımları uygulamamakla suçluyor, Beyaz Saray yönetimi ise yaptırımların uygulandığını öne sürüyor.

İran ekonomisi halen zayıf. Trump’ın iktidara dönüşü baskıyı tekrar artırabilir. Örneğin İran Ticaret, Sanayi, Maden ve Tarım Odası, Trump’ın iktidara dönmesi halinde petrol ihracatının tekrar “zora gireceğini” söylüyor.

İran Parlamento Araştırmaları Merkezi yöneticisi de bütçe açığının halen 3,7 milyar dolar düzeyinde olduğuna dikkat çekiyor ve Trump’ın iktidara dönüş olasılığının “yeni yaptırımlara ve ekonomik şoklara hazır bulunma” zorunluluğu getirdiği gözlemini yapıyor.

Ekonomi uzmanlarından Murtaza Afke’nın uyarıları ise daha da ciddi: İran ekonomisinin “çöküş” riskiyle karşılaşabileceğini söylüyor. Mevcut Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Batı karşıtı politikaları ve parlamentoda daha radikal unsurların etkin olması dolayısıyla Afke, Trump’ın “azami baskı” politikasında daha da ısrarcı olacağını düşünüyor.

GÜVENLİK SONUÇLARI

Güvenlik politikaları açısından ele alındığında Trump’ın iktidara dönme olasılığı, İran yönetimine önemli bir kaybı hatırlatıyor: Kasım Süleymani’nin 2020 yılında öldürülmesi. İslam Devrimi Muhafızları Ordusu eski komutanı Süleymani, ABD’nin hava saldırısında öldürülmüştü.

İran’ın dini lideri Ali Humeyni, Süleymani’yi “İran’ın Ortadoğu’daki milis yapılanmasının mimarı” olarak tarif etmişti. Humeyni aynı zamanda Kudüs Gücü bünyesindeki başarılarından dolayı Süleymani önünde “başını eğdiğini” dile getirmişti. Bu detaylar, düzenlenen hava saldırısının İran’ın güvenlik çıkarlarına verdiği hasarı gözler önüne seriyor.

İsrail’in Suriye’deki İran Konsolosluğu’na yönelik son hava saldırılarında ikisi general olmak üzere Kudüs Gücü’nden yedi kişi yaşamını yitirdi. İran’ın başlattığı karşı saldırı, bu zamana dek eşi görülmemiş cinstendi. Saldırı sonrasında Donald Trump, 2018 yılında yazdığı bir twitter gönderisini yeniden paylaştı. Düzenlediği mitinglerden birinde “İsrail şu an saldırı altında. Çünkü zayıf davrandık… İktidarda biz olsaydık, bunlar yaşanmazdı” dedi.

Bu söylemleri ve İsrail ile artan gerginliği hesaba kattığımızda, Trump’ın dönüşü İran yönetiminin kendini daha da savunmasız hissetmesine sebep olacak. Irak’ta İran milislerine yönelik ABD ya da İsrail saldırılarının artması, hatta doğrudan İran’a yönelik saldırılar düzenlenmesi dahi söz konusu olabilir.

İsrail ile karşılıklı saldırılar yaşanmadan önce İran Parlamento Sözcüsü Stratejik Danışmanı Mehdi Muhammedi, Trump iktidarında İran ulusal güvenliğinin “çok zor” yıllar yaşayabileceği değerlendirmesini yaptı ve Tahran yönetimine yönelik “azami tehditlerin” tekrar gündeme gelebileceğini söyledi.

İran’da büyük tepkiye yol açan Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin Irak’ta öldürülmesi emrini Trump vermişti.
(Fotoğraflar: AA)

ARTAN İÇ HUZURSUZLUK

İran parlamento seçimleri ve yüce lideri belirleyen Uzmanlar Meclisi seçimi bu sene başında yapıldı. Seçmen katılımı yüzde 41 olarak ölçüldü ve Tahran’da katılım düzeyi yalnızca yüzde 24 oldu. Bu rakamlar İslam tarihinin en düşük seçim katılımına işaret ediyor.

Ülkede son dört yılda yapılan iki parlamento seçimi ve bir başkanlık seçiminin tamamında seçime katılım yüzde 50 düzeyinin altında kaldı. 2020 öncesinde katılım düzeyinde yüzde 60-70 düzeyleri sık sık görülürdü.

Seçmen katılımında yaşanan istikrarlı düşüş ve ülkede 2017 yılından beri üç defa kitlesel eylemler yaşanması, İran yönetiminin ciddi bir meşruiyet krizi içinde olduğunu gösteriyor.

2021 seçimleri, sert politikalar benimseyen Reisi’nin iktidara gelmesiyle sonuçlandı ve Parlamento’da sahip oldukları sandalye sayısını arttıran radikaller de güç kazandı. Bu unsurlar İran’ın ABD’ye karşı daha cüretkâr politikalar izlemesi, insanların yaşamlarına daha fazla müdahale edilmesi ve Şeriat kanunlarına göre internet sansürleri uygulanması gerektiğini savunuyorlar.

Popüler olmayan, aşırı muhafazakâr kişilerin ön plana çıkmasının, rejime dair memnuniyetsizliğin bir ürünü olduğu farklı medya organlarında dillendiriliyor. Bu koşullar altında, Trump’ın tekrar iktidara gelmesi sonucunda yaşanacak ekonomik gelişmeler ülkede tekrar kitlesel eylemler yaşanmasına sebep olabilir.

Trump seçimleri kazanırsa, iktidara geldiğinde İran’ın dini lideri 86 yaşında olacak. Trump iktidarı sırasında dini lider değişikliği yapılması, İran siyasetinde daha da fazla belirsizlik yaratabilir.

Çeviren: Fatih Kıyman

Kaynak: The Conversation