Robin’i babası okula bırakıyor, biz anneyle söyleşiyoruz: » Robin’i uyuturken her akşam

Robin’i babası okula bırakıyor, biz anneyle söyleşiyoruz:
» Robin’i uyuturken her akşam bir veya bir kaç masal kitabı okuyoruz. O gün Nuh'un Gemisi (Noas Ark) isimli çocuk kitabını okudum.
 »Kitabın başında, günü, ayı,  dünyayı Tanrı yarattı ve insanlara armağan etti. (Sanki Şeyh Bedrettin’den almışlar gibime geldi, onun felsefesi. AC). Yağmuru Tanrı yağdırır, gündüzü geceyi Tanrı yapar diye anlatıyor.
»Ama insanlar dünyayı kötü kullandılar, dünyaya iyi bakmadılar. Tanrı onun için bütün dünyaya çok çok çok yağmur yağdırarak her tarafın su basmasını emretti.
Robin sordu: “Bütün insanlar öldüler mi?”, Nuh’un gemisinde olanlar hariç “evet” dedim. “Bütün hayvanlar öldü mü?” Diye sordu? Aynı cevabı verdim. “Dünyadaki bütün her yeri su bastı” dedim. “Toys R Us (Oyuncakçı Dükkânı)' da su bastı mı?” Diye sordu: “evet” dedim. Hiç hoşuna gitmedi ve kızdı.
Kitap dünyaya eğer iyi bakmazsanız yine su basacak diye bir uyarı ile son buluyor.
Beş yaşındaki Robin, “Kalk anne herkese mektup yazalım, dünyaya iyi baksınlar, yerlere çöp atmasınlar ki bir daha Tanrı çok çok çok yağmur yağdırıp, her tarafı su bastırtmasın.” Dedi
Sabah birlikte çocuk yuvasına gidiyoruz ve yağmur yağıyor.  “Anne, Tanrı bütün evrenin şefi, bak yine yağmur yağdırıyor” dedi.
İsveç’te yaşayan Meral Çağan, ozan Ali Çağan’ın eşi ve oğlu Robin’le bu güzel konuşmasını benimle paylaştı. Bizim olsun diye yazıyorum.
İsveç’te yaşayan ozan Ali Çağan, Erdal Eren’in ardından: ‘Darağacı’ adlı şiir yazdı. Şiirini Mahsuni Şerif besteledi: “Onyedilik yüzler sarardı sende/ Aydın gelecekler karardı sende/Taze kızıl güller morardı sende/Utan darağacı, boyundan utan”
Ozan baba, Sevgili başkan oğlumuzun adı Robin Deniz Çağan. İsmini koyarken kendisini yoksul halka adayan hem Robin Hood hem de Deniz Gezmiş’i ve toplumsal mücadelelerini düşündük. Oğlumuzun kendisine armağan Robin Hood’la ilgili bir kaç tane DVD filmi var, defalarca seyrediyor.
Robin’e, Sen Robin Hood’u tanıyor musun? Diye sorduğumda: “Tanıyorum o benim!” dedi…
Robin’in çağdaş hukuk devleti olan İsveç’teki yaşamı ve bizim sele kapılan, taş attığı için hapishanelerde çürüyen, Robin’in yaşında Diyarbakır sokaklarında mendil, simit, su satarak aile bütçesine katkıda bulunan bizim çocuklarımızın yaşamı diye yazıyordum ki,  Can Dersim’de ses verdi…
Canlar Diyarında Bir Can!
Cumhurbaşkanı Gül’e, cemevi çıkışı gür sesiyle seslenen Can koşarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanına geldi. Hem fotoğraf çektiriyor hem de “Munzur’a baraj yapılmasın, Munzur’a uzanan eller kırılsın!” diye slogan atıyor. Cumhurbaşkanı da ellerini omzuna koyup slogan atan sevimli çocuğa “ Sus yoksa fotoğraf çıkmaz” diyor.
•••
Sana…
SEVGİLİ GÜLER ZERE,
Seni gördüğüm o gülen fotoğraf karesinde Meksikalı yazar Gabriel Garcia Marquez Macondo’nun yaşam için 13 ifadesinden birini anımsadım: “Üzüntülü olduğun zamanlarda bile gülümsemeyi bırakma biri gülümsemene vurgun olabilir.” Sözünü yaşama dönüştüren o fotoğraf karesinde seni ne çok sevdim ne çok…
NEFESİN BOL OLA DİYE Bu köşede YAZMIŞTIM.
YİNE BOL OLA...
SEYHAN NEHRİ'NE ÖZLEMİN GİBİ YAŞAMIN BUNDAN BÖYLE GÜZEL AKSIN!
•••
BİR KİTAP!
İsveç’te yaşayan bir başka anne 12 Eylül günlerini anlatıyor:
Munzur’a 15 kilometre uzaklıktaki köyde yaşayan halk kitaplarını Munzur’a attı. O günü hiç unutamıyorum. İnanın Munzur kitap aktı…
Kitap okuyarak güzelleşen ve çoğalan ben yazımı size bir güzel kitap önererek noktalamak istiyorum:
“Her Dağın Gölgesi Denize Düşer” EVRİM ALATAŞ