Günümüzde kültür her şeye benzerlik bulaştırır. Kolajlaşmış tekrarlar... Filmler, radyo ve dergiler bir sistem meydana getirir. Örgütlenmiş tüketimle paralel olarak ‘kültür’ün bir endüstriye...

Günümüzde kültür her şeye benzerlik bulaştırır. Kolajlaşmış tekrarlar... Filmler, radyo ve dergiler bir sistem meydana getirir. Örgütlenmiş tüketimle paralel olarak ‘kültür’ün bir endüstriye dönüştüğünü hep birlikte deneyimleriz. Mevcut sistemi besleyen sübvansiyonlar, oluşturulan loncalar derken, sanat yapıtları ve üretimleri bağlamında fluluk netliğin yerini almış bile.

‘Kültür endüstrisi’ başlığının altında pek çok teori ve yorum, tıkanmışlık, tekdüzelik gibi kavramlar üzerinden ilerler. Bizatihi yaşadığımız ama farkında olmadığımız ‘kontrol’ün sağlanması adına maniple edilen, kuşatılmış kültür içinde yaratıcı da maniple edilir. Bir tür kölelik sistemiyle hayat devam eder.(La Dolce Vita!)

Mevcut sistem, çıkışsızlığı da bir form olarak yavaş yavaş bilinçaltlarımıza yerleştirir. Çaktırmadan yapmaya çalıştığı ‘reklam’larla düzeninin işleyişinden emin yoluna devam ederken. Tam da burada devreye girer sivil itaatsiz eylemler. Bağımsız çıkışlar... Dayatılan söylencenin içinden başka bir dil arar hatta yaratır. O itaatsizdir. Sivildir (Bu sözcükler coğrafyamıza biraz yabancıdır!). Evet, ancak sivil örgütlenmeler; flu gerçeklikte giderek netleşen bir resme dönüşebilirler.

2005 yılında itaatsiz birkaç kişinin bir araya gelerek oluşturdukları ‘Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi’ (ÇGSG) sivil itaatsizliğin çarpıcı bir örneğidir. Çaresizliğin melankolisinde tekrara düşmek yerine eylemlerle, ‘değişim-dönüşüm’ü içselleştirerek bir araya gelen, tepki veren bireyler… “ÇGSG, çağdaş gösteri sanatlarını ‘yeni ifade biçimlerini araştıran, var olan kalıpları esneten, özgün, disiplinlerarası işler’ olarak tanımlar.” diyerek, coğrafyamızda yeni örgütlenmenin ve tavrın altını çizer…

Bu cümleleri pek çok kurum ya da kişi etmiş olabilir ama ÇGSG’nin söylem ve eylem birliği içinde oluşu farkı yaratmaktadır. Geçen üç yılın kültür sanat haritasına baktığımızda karşımıza çıkan başat ve özgün işler; Sahne Sanatları Buluşması, DirectLink: Sanat Yoluyla Doğrudan Bağlantı, Roman Gençlerle Sanat Eğitimi, Bağımsız Network, AçıkAlan @ santralistanbul vd… kıymetlidir.

Ortak anlayışın oluşması sonucu, örgütlü bir harekete dönüşen ÇGSG, gücünü gündelik hayattan alıyor ki bu düşünülmeli!

Henri Lefebvre’in, modern dünyada toplumsal örgütlenmenin bir nesnesi olarak söz ettiği ‘gündelik hayat’ kavramının anlaşılmasının önemi üzerine düşünüyorum. Ona göre gündelik hayatın tarihi en azından üç kısımdır: Üsluplar; üslupların sonu ve kültürün yaygınlaşması; gündelik hayatın yerleşmesi ve sağlamlaşması.

Lefebvre’in üçüncü aşamada bahsettiği yerleşikliğin içinden neler doğabilir? ÇGSG’nin internet sitesini ziyaret ederek işe başlayabilirsiniz.

Lefebvre devam ediyor; ancak gündelik hayatı ve bu hayatın aldığı çeşitli biçimleri merkezine alan bir tarihsel eleştiri bu zorlu çabanın altından kalkabilir; varlığını sürdüren ama halihazırdaki toplum içinde göze görünmeyen muhalefetleri, direnişleri ve başkaldırı olanaklarını açığa çıkarabilir…

http://bagimsizbulten.blogspot.com