Karşıyaka Mavişehir’deki Ege Park AVM’nin yıkım kararı sonrası, bölgedeki diğer yüksek katlı binaların dayanıklılığı merak ediliyor. JMO İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, “Acil kentsel değişim şart” diyor.

İzmir’de kentsel değişim ihtiyaç
Fotoğraf: BirGün

Berkay SAĞOL

İzmir’in en değerli bölgelerinden biri olan Karşıyaka’nın Mavişehir semtinde bulunan ve 1999 yılında açılan Ege Park AVM, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılıyor. AVM’deki kiracılara tahliye tebligatı gönderildiği öğrenildi. Ege Park AVM’nin yıkıldıktan sonra yerine dikey bir yapı yapılması için imar çalışması başlatılması bekleniyor. Plan değişikliği ile birlikte parsele otel, konut ve ticari birimlerden oluşan yeni bir gökdelen projesi önü açılabilir.

AVM’nin riskli yapı olarak açıklanması ve tahliye kararı verilmesi sonrasında bölgede bulunan diğer yüksek katlı apartmanların mevcut durumları merak ediliyor. Karşıyaka Belediyesi tarafından daha önce yapılan açıklamada, Atakent, Bostanlı ve Mavişehir’de zemin sıvılaşması riski bulunduğuna dikkat çekilmişti. 

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, Bostanlı, Bayraklı ve Mavişehir gibi bölgelerin yanlış yerleşim yeri olduğunu belirtti. Önalan, “Olayı bu perspektiften ele almamız lazım. Burada 1999 öncesinde yapılan binaların çok büyük çoğunluğunun incelenmesi gerekiyor. Zemin koşulları açısından çok kötü bir yer. Sadece AVM gözüyle değil, İzmir’in yerleşim alanlarında çok ciddi sorunlar var. Bayraklı, Bostanlı, Alsancak’taki yapıların büyük çoğunluğu çok eski ve depremi büyütme riski çok fazla. Çok acil olarak binaların incelenmesi gerekiyor” dedi.

“NEREYE KADAR BU ŞEKİLDE GİDECEĞİZ”

Önalan, “Bu bölgelerin aslında zamanında imara açılmaması gerekiyordu. Biz buraları imara açmışız ve çok yüksek katlı binalar yapmaya başlamışız. Binaların altında iyileştirmeler yapılmış ama bunun nasıl olduğuna dair hiçbir veri yok. Bunların denetlenip, denetlenmediği ile ilgili bir veri de yok. Orada kuşkusuz gelişen tekniklerle yeni bir bina yapılabilir ancak binanın her aşamasının etkin ve efektif bir biçimde denetlenmesi gerekiyor. AVM’nin bulunduğu alanda kazanılmış bir hak var. Oraya yeniden bina yapılabilir ama nereye kadar bu şekilde gideceğiz… Biz o kadar zengin bir ülke değiliz. Bina temeline en az bina kadar masraf yapılacak. Güvenli alanlarda yarı maliyetle güvenli binalar yapılabilir” diye konuştu. 

17 Ağustos 1999 depremine milat gözüyle bakılmadığına vurgu yapan Önalan, “1927 yılında Türkiye’nin nüfusu 13,5 milyon. Köyde yaşayan kişilerin oranı yüzde 75, kentte yaşayanlar ise yüzde 25 idi. 2023 yılında Türkiye’de kentte yaşayanların oranı yüzde 94, köyde yaşayanların oranı yüzde 6’dır. Bu bütçelerle kentsel dönüşüm imkânsız. Şu anda yapmamız gereken tek şey var. Orta ve uzun vadede plan yapıp, kendimizden ziyade çocuklarımızı ve torunlarımızı kurtaracak planı harekete geçirmemiz lazım. Bizim kentsel dönüşüme değil; kentsel değişime ihtiyacımız var. En azından çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini kurtaracak bir seferberliği başlatabiliriz” ifadelerini kullandı. 

Önalan, “Yarın deprem olacağını bilsek yapabileceğimiz hiçbir şey yok” dedi ve ekledi: “İzmir’in 30 ilçesi var. Aylık bin 200 inşaat ruhsatı geliyor. Bunun çok büyük bir kısmı İzmir’in metropol alanında; Karşıyaka’da, Alsancak’ta. Her yerde inşaat yapıyoruz. Artık bu kentin bunu taşıyacak gücü yok. Ayrıca Türkiye’deki en büyük sorun yapı denetim yetersizliği. İzmir’de yapı denetim şirketleri hangi binaları denetleyecek. Denetim sistemi içinde jeoloji mühendisi yok. Ben olsam, imkânım olsa Bostanlı’da veya Karşıyaka’nın belli bölümlerinde sulak arazilerde şu aşamadan sonra imara izin vermem.”