Arjantin Savunma Bakanı Bolivya ve Şili’ye yönelik suçlamalarda bulundu, iki ülkeyi kışkırtmaya çalıştı.

Javier Milei’nin hezeyanları
Fotoğraf: AA

Alfredo RADA

Neofaşist Javier Milei’nin kurduğu hükümet, “özgür batı” dediği İsrail ve ABD blokuyla kusursuz işbirliği yapma sözü vermişti ve komşuları Bolivya ve Şili ile ilişkileri germek için elinden geleni yapmakta gecikmedi.

Milei’nin Savunma Bakanı Patricia Bullrich, Bolivya’nın İran ile askeri işbirliği içinde olduğunu ve ülkede İran askerleri bulunduğunu öne sürdü. Açıklama, Bolivya hükümeti tarafından derhal yalanlandı ve Arjantin Büyükelçisi’ni “Bullrich’in asılsız ve provokatif söylemlerinin kınandığı konusunda bilgilendirmek üzere” Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı. Yapılan açıklamaların tek dayanağı, Bolivya’nın Tahran yönetimiyle yürüttüğü diplomatik ilişkiler ve iki ülkenin savunma bakanlıkları arasında imzalanan belli başlı anlaşmalar. Anlaşmada karşılıklı asker gönderilmesine dair bir madde bulunmuyor, dolayısıyla Arjantin’in endişelerinin meşru bir zemini yok.

Şili özelinde ise Lübnanlı milis örgüt Hizbullah’ın, Şili’nin kuzeyinde görüldüğü ve bu bölgede destek hücreleri kurduğu öne sürülüyor. Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric iddiaları reddetti ve Arjantin devletine resmi kınama mektubunu iletti. Bullrich, Buenos Aires yönetiminin “Arjantin’de 1994 yılında düzenlenen terör saldırılarına adı karışmış örgütün, kuzey Şili’nin Iquique bölgesinde tespit edilmiş olmasından endişe duyduğunu” açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Yarımküre İlişkileri Yardımcı Genel Sekreteri Mark Wells de geçtiğimiz hafta benzer açıklamalar yapmıştı.

∗∗∗

Milei’nin yapmaya çalıştığı, aşırı sağcıların dünya çapında uyguladıkları stratejinin bir parçası. Washington yanlısı duruş sergilemeyen hükümetler istikrarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Bölgede son aylarda çeşitli şiddet olaylarına tanıklık etmiş olmamız da tesadüf değil. Daniel Noboa yönetimindeki Ekvator’da Meksika konsolosluğuna saldırı düzenlenmesi de, Milei’nin Şili ve Bolivya hükümetlerine yönelik düşmanca açıklamaları da bunun bir parçası.

Bu stratejinin diğer bir bileşeni de, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Cemiyeti (CELAC) toplantılarına Uruguay, Arjantin, Paraguay, El Salvador, Peru ve Ekvator hükümetlerinin katılmaması. Bu çok uluslu yapı, kıtada on yıllar önce ivme kazanan ilerici hareketin bir ürünü olarak kurulmuştu. Uruguaylı gazeteci Aram Aharonian aynı zamanda Latin Amerika Stratejik Çalışmalar Merkezi’nin de eş direktörlüğünü yapıyor ve değerlendirmesinde “Hibrit savaşlara zemin hazırlanıyor” diyor. Aharonian’a göre “Bu tür savaşlarda yalnızca toprak işgali değil, aynı zamanda dezenformasyon, siber saldırılar ve kirli propaganda araçları kullanılıyor. Bu yeni çatışma biçimlerinde yalnızca ülke demokrasileri ve yönetimleri hedef alınmıyor, bölgesel birlik ve istikrar süreçleri de baltalanıyor.”

Aharonian sözlerine şöyle devam ediyor: “CELAC ve UNASUR örgütlerinin zayıflatılması, ultra-muhafazakar hükümetlerin ara hedefleri arasında. Çünkü bölgede diyalog ve işbirliğini güçlendiren bu girişimler, onların gözünde solun kıtaya yayılma çabalarının bir ürünü. İlerici hükümetler ellerinden gelen tüm diplomatik çabaları ortaya koymalılar ve yaratılan demokratik, çok uluslu mekanizmaları korumalılar. Çünkü bu yapılar, kıtadaki ülkeler arasında çatışmalar yaşanmasını ve yeni savaşlar çıkmasını engelleyecektir.”

Çeviren: Fatih Kıyman

Kaynak: People’s Dispatch