Babamın Kanatları filminin yönetmeninin ödül aldığı Kolkata’da kadın hakları bazı açılardan Türkiye’den daha ileride. Öyle tecavüz edip, evlenip kurtulma filan yok

Kadınlar Kenti Kolkata’dan ‘Babamın Kanatları’na ödül

Önce Kolkata- Kalküta konusuna açıklık getireyim. İngilizler Hindistan’i yönettikleri dönemde, dillerinin dönmediği sözcükleri kendi kafalarına göre değiştirmişler. Kolkata demek zor gelmiş, Calcutta demişler. Bu dilde yapılan değişikliklerin en basitlerinden biri. Daha büyük değişiklikler de var. Biz ise Calcutta’nın herhalde Fransızca okunuşunu benimsemişiz ve Kalküta demişiz. Fakat kentin adı 2001’den beri resmen Kolkata. Biz de benimsesek ve Kalküta yerine Kolkata desek iyi olur diye düşünüyorum.

Kolkata’da da tabii ki hemen hemen her yer gibi erkekler egemen ama kente verdiğim “kadınlar kenti” başlığını hak eden özellikleri var. Uzun süre (34 yıl!) Komünist Parti tarafından yönetilen Batı Bengal’de şimdi iktidarda yine sol eğilimli Hindistan Trinamul Kongresi Partisi var. Partinin lideri ise bir kadın: Didi olarak da tanınan Mamata Banerjee Batı Bengal’in ilk kadın başbakanı aynı zamanda. Mamata Banerjee Kolkata Film festivali’ne büyük önem ve destek veriyor. Festivalin açılışını bizzat yapması bundan.

Kolkata’nın diğer bir kadın bakanı ise Kadın ve Çocuk Gelişimi’nden Sorumlu Dr. Shashi Panja. Kadın hakları burada en azından bazı açılardan Türkiye’den daha ileride. Öyle tecavüz edip, evlenip kurtulma filan yok. Kadınların evlenme yaşı 18’de başlıyor. Daha öncesi mümkün değil. Doktor Shahi Panja da festivale büyük destek veren bakanlardan biriydi ve film eleştirmenleriyle tanışmak için bir toplantı düzenledi. Panja o kadar samimi ve alçalgönüllüydü ki hemen ısındık kendisine. Bizim de böyle bakanlarımız olsa keşke, dedik.

Halkın festivale ilgisi ise inanılmaz boyutlarda. Festivaldeki yabancı filmlerin Hindi ya da Bengal dilinde altyazısı yok, sadece İngilizce altyazısı var. İngilizce, Hindistan’da resmi dillerden biri ama öyle herkesin konuştuğunu filan sanmayın. Oldukça az kişi konuşabiliyor İngilizceyi. Buna rağmen sinemaların önünde kuyruklar oluşuyor ve insanlar dakikalarca, bazen bir saatin üzerinde beklemeyi göze alıyorlar. Salonlar, koridorlarla birlikte hemen doluyor ve yer bulmak sorun olabiliyor. Filmleri ayakta seyredenler de oluyor. Festivalin açılışı zaten kapalı bir stadyumda yapıldı ve koca stadyum doldu. Ben, bir film festivalinde bu kadar coşkulu bir kalabalık görmedim. Hint sinemasının büyük yıldızları Shahrukh Khan ve Amitabh Bachchan sahneye çıktığında ise salon yıkıldı. Burada starların halk üzerindeki etkisi neredeyse Tanrı katında.

Kolkata’ya kadınlar kenti dememin bir nedeni daha var. Kolkata Film Festivali’nin geleneksel yarışma bölümü kadın yönetmenlere ayrılmış. Bu bölümün birincilerini öğrenebilmiş değilim. Jüri ser verdi, sır vermedi. Yazıyı ödül töreninden birkaç saat önce yazıyorum. Bu bölümde seyrettiğim filmlerden en çok İranlı Azeri yönetmen Nahid Hasanzadeh’nin Zamani Digar’ını beğendim (Başka Zaman). Nahid’le 8 yıl önce Ankara’da Uçan Süpürge Film Festivali’nde tanışmıştık. O sırada bir kısa filmle katılmıştı festivale. Nahid, hemşirelik yaparken sinemaya başlamış. Bu mesleğinin izleri Zamani Digar’da da kendisini gösteriyor; film bir doğum sahnesiyle açılıyor. Doğum yapan ise babası hapishanede olan, genç ve bekâr bir kadın. Bu durum geleneksel İran ailesinin kabul edebileceği bir şey değil. Film genç kadının hem kendi hem de çocuğunun hayatı için verdiği uğraşı anlatıyor. Nahid Hasanzadeh’in Nuri Bilge Ceylan’ın izinde olduğu söylenebilir. Filmi, kahramanlarına karşı Ceylan kadar mesafeli değil ama biçim olarak bazı kareleri Ceylan filmlerini çokça hatırlatıyor.

kadinlar-kenti-kolkata-dan-babamin-kanatlari-na-odul-211351-1.

Festivalin bu yıl oluşturulan diğer yarışmalı bölümünün adını Sinemada Yeni Ufuklar (İnnovasyonlar) olarak çevirebiliriz. Bu bölümde Babamın Kanatları’yla Kıvanç Sezer en iyi yönetmen ödülü alarak önemli bir başarı daha elde etti. Bu bölümde en iyi film ödülünü ise Bulgar yönetmenler Kristina Grozeva ile Petar Valchanov’un birlikte yönettiği Glory adlı film kazandı. “Glory” Bulgaristan’daki yozlaşmayı saf bir demiryolu işçisiyle, ulaştırma bakanlığının halkla ilişkiler bölümünün hırslı müdiresinin çatışması üzerinden anlatıyor. Demiryolu işçisi Tzanko bir gün demiryolu üzerinde binlerce avro buluyor ve bunu polise bildiriyor. O sırada yolsuzluk iddialarıyla boğuşmakta olan bakanlık için bu dürüst davranış, demiryollarının imajını parlatacak bir kampanyaya dönüştürülmeye çalışılıyor. Ama hırslı halkla ilişkilerci Julia, Tzanko’nun baba yadigârı saatini kaybederek, trajik bir olaylar silsilesinin başlamasına neden oluyor. Hem başrollerinden hem de yönetmenlerinden biri kadın olan bu filmin birinciliği festivalin ve Kolkata’nın ruhuna uydu doğrusu. Başrollerdeki Stefan Denolyubov ile Margita Gosheva çok başarılılar. Filmin genel olarak da çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Finaline pek ikna olmadıysam da.

Festivalde Netpac ödülü ise iki filme birden paylaştırıldı: Malezyalı Bradley Liew, “Mezarlıklarda Şarkı Söylemek” ve Hintli Pawan Kumar, “Gölün Kadını” filmleriyle Netpac ödülünün sahipleri oldular. Ülkemizde ne Bollywood ne de Hint sanat sineması doğru dürüst tanınıyor. Hindistan’ın en büyük yönetmeni Adoor Gopalakrishnan’ın bizde neredeyse hiç tanınmadığını söylediğimde herkes şaşırıyor.

Umarım Hint sinemasıyla Türk sineması birbirine yeniden daha çok yakınlaşır. Ne de olsa Yeşilçam’ın temelinde Hint filmleri, özellikle de Avare var.