Google Play Store
App Store

İktidar temsilcileri milyonların gözünü diktiği ancak orta oyununa dönüşen asgari ücret görüşmelerinde rakam söylemek yerine Orta Vadeli Program hedeflerini anlatıyorlar.

Kadınlara esnek çalışma düzenlemesi:  Rejim için bir taşla çok kuş

İlknur Başer - SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi

Sanayi devrimi öncesi ağırlıklı tarımsal üretimde geçimlik olarak çalışan kadınlar 2. Dünya Savaşı sonrasında üretim sürecine ücretli emek olarak daha fazla katılmaya başlamışlardır. Emek piyasasının toplumsal cinsiyete dayalı ayrışması nedeniyle ücretler, terfi vb hakları gaspedilen kadınların “eşit işe eşit ücret”, sendikalarda var olma mücadeleleri 8 Mart’ları doğuran bir hatta gelişmiştir.

Kapitalist sistemde emekçilerin kendilerinin ve hanelerinin yaşamlarını sürdürmeleri ücretli bir işte çalışma ve görünmeyen ev içi emeğin birlikteliğine dayanır. İşgücünden daha fazla artıkdeğer elde etmenin peşinde olan sermaye ile emeğin ve nüfusun yeniden üretimi arasında çelişki vardır (Luxton 2006). 1980 öncesi emeğin yeniden üretim sürecini de kapsayan toplumsal yeniden üretimi sermaye, devlet ve ailenin (ailede de kadının) üzerine atmıştır. Eğitim, sağlık, konut, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler, bakım hizmetlerini… devlet üzerine almış, ailede ise karşılığı ödenmeyen kadın emeği ile hanenin devamlılığı sağlanmıştır. 1980 sonrası uygulanan neoliberal politikalar doğrultusunda devlet eğitim, sağlık, konut, sosyal hizmetler, bakım hizmetlerinden çekilmiş, bu hizmetlerin piyasalaştırılması ile tüm bu işler de kadının üzerine yıkılmıştır. Zaten evde emeğin yeniden üretimi için gerekli yemek, temizlik, bakım gibi işleri yürüten kadının iş yükü daha da artmıştır. Bu yıkma işini ataerkil toplumsal cinsiyet rejimi ile birlikte yürüten neoliberal kapitalist sistem bugün emek rejimini esnekleştirerek, güvencesizleştirerek sermaye için sınırsız sömürü zemini yaratmaya devam etmektedir.

Geçtiğimiz ay Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) üyesi ülkelerin ihtisas komisyonlarının yer aldığı uluslararası toplantıya katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kadınlara esnek ve uzaktan çalışma modelleri için düzenleme yapacaklarını açıkladı.

“Kadınların ev ve iş hayatı arasında bir tercih yapmak durumunda kalmaması için esnek ve uzaktan çalışma modeli, hibrit çalışma modeli ve mahalle tipi kreşler üzerinde çalışıyoruz. Çalışmalarımız nihayete erdiğinde kadınların iş ve aile dengesinin sağlanmasında öncü adımlar atmış olacağız.”

Bakanın konuşmasını bugün işleyen neoliberal siyasal İslamcı rejimin bütünlüklü politikalarıyla ele alarak değerlendirmek durumundayız. “Esnek çalışma düzenlemesi bir taşla çok kuş vurmaktır.”

■ Kadın emeği-bedeninin sömürüsünün katmerleşmesi demek olan esnek, evden çalışma Siyasal İslamcı rejim tarafından örgütlenen toplumsal cinsiyet rejiminde “kutsal aile” mitiyle kadının üzerine boca edilen rol ve sorumlulukların artması, kalıcılaşması demektir.

■ Sermaye için işyerinde kullanılan elektrik, su, yemek, servis hatta bir zamanlar varolan kreşler, sosyal güvenlik gibi “maliyet kalemlerinden” kurtulmaktır.

■ Sendikasız, toplu sözleşmesiz çalıştırma ile kadın emeğinin düşük ücretlendirilmesidir. Eve ek gelir olarak görülen kadın emeğinin daha da değersizleştirilerek; sermaye düzeninin ve siyasal İslamcı toplumsal cinsiyet rejiminin yeniden üretilmesidir.

■ Evi işyerine dönüştürmek, kadınları aile, akraba, cemaat ile “sosyalleşme” dışında toplumsal yaşamdan izole edip ev işleri, çocuk-yaşlı bakımı ile birlikte bitmeyen mesaiye hapsetmektir.

■ Pandemi boyunca ve sonrasında evden çalışma özellikle beyaz yakalı emekçiler için uygulandı. Ancak bugün kadınları evde esnek çalıştırmanın amaçlarından birisi kaynakların sermayeye aktarıldığı, çoklu krizle yaygınlaşan, derinleşen yoksulluğun yönetilmesidir. Bizler biliyoruz ki gündüz çocuk bakımı, ev işleri ve sağlıksız konutlarda artan iş yüküyle, evin alışverişlerini ucuza yapmaya çalışan kadınların esnek çalışmayla işleri yetiştirmek için işin geceye sarkması demektir. Mevcutta esnek çalışmada bu tür uygulamalar hayatın içinde kadınların yaşadığı gerçekliklerdir.

Ev ve işi uyumlulaştırma projeleri; ekonomik krizlerle emekçi milyonlar için eşitsizlik, yoksulluk, sefalet üreten rejimlerini hiçbir sorumluluk almadan kadınlar-aile üzerinden yönetmenin adıdır. Madem iktidar mahalle kreşleri açabiliyor, o zaman mahallelerde hemen ücretsiz, nitelikli, laik, kamusal kreşler açılsın. Yoksullukla boğuşan çocuklara parasız eğitim, okullarda bir öğün parasız yemek verilsin.

Kadınlara toplumsal-kültürel olarak üretip, işe gittiği için çocuğa yeterince zaman ayıramama suçluluk duygusunu boca ederek, evde esnek çalışmayı cazip kılmak istiyorlar. Çünkü bu modelle hem sermaye, hem siyasal İslamcılar, hem de erkekler kazanıyor. Ancak çocuklar annenin olduğu kadar babanın ve de en önemlisi devletin sorumluluğundadır. Devletin, sermayenin bu sorumluluğu almayıp cemaat-tarikat ve ailede anneye bırakması kadınları kıskaca almaktadır.

O nedenle iktidar temsilcileri milyonların gözünü diktiği ancak orta oyununa dönüşen asgari ücret görüşmelerinde rakam söylemek yerine Orta Vadeli Program hedeflerini anlatıyorlar. OVP sermaye ve ona hizmet eden iktidardaki siyasal İslamcılar için büyüme, istihdam, enflasyon hedeflerini içermektedir. Emekçilerin kıdem tazminatına göz diken, sayfalarının çoğunda esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılmasından bahseden bu programı püskürtmek bizim ve çocuklarımızın yaşamlarını kölelik koşullarında geçirmemesi için gereklidir. İnsanca yaşam koşulları emekçi milyonlar için mümkündür. Kaynakların eşit bölüşüldüğü, toplumsal cinsiyet rejiminin, kadınların, emekçilerin ezilmişliğinin ortadan kalktığı, insanca bir düzeni örgütlü mücadelemizle kurabiliriz. Bugünkü seyirlik siyaseti elimizin tersiyle itip üretenlerin yönettiği hayatı kurmak ellerimizdedir.

Özak Tekstil işçisi kadınların sendikalaştıkları için; baba, koca, akraba, toplum ve patron, taciz baskısıyla çalışma yaşamından eve gönderilmek istenmesine karşı yürüttükleri mücadeleyi hep birlikte selamlayalım. İstediğimiz geleceğe, sosyalizme giden yol işçilerin, kadınların, gençlerin mücadelesinden geçiyor. Ve bu asla imkânsız değil.