Potemkin Zırhlısı, 1925 Sovyetler Birliği yapımı bir filmdir. Filmin yönetmeni Sergei Eisenstein’dır. Filmde, Rusya’daki 1905 devriminde,...

Potemkin Zırhlısı, 1925 Sovyetler Birliği yapımı bir filmdir. Filmin yönetmeni Sergei Eisenstein’dır. Filmde, Rusya’daki 1905 devriminde, Potemkin Zırhlısı askerlerinin Çar yanlısı subaylara karşı ayaklanmaları ve gemiyi ele geçirmeleri sonrası yaşanan olaylar anlatılmaktadır. Film gerçek bir olaya dayanmaktadır.
Potemkin zırhlısı, Rusya’nın Karadeniz filosuna bağlı bir gemiydi. Gemi, ismini 1739-1791 yılları arasında yaşamış Rus Mareşali Gregori Potemkin’den alıyordu.  Mareşal Potemkin, Çariçe 2. Katerina’nın gözdelerinden biriydi. O kadar ki, bazıları onun Katerina’nın gizli kocası olduğunu bile söyleyebiliyordu. Rusya ile Osmanlı devleti arasında yapılan 1774 Küçük Kaynarca Anlaşması’ndan sonra, güney Ukrayna, Rusya’nın eline geçmişti. İşte Potemkin, bu toprakların Ruslaştırılmasında önemli roller oynadı. Ukrayna’nın ortasında yer alan Dnepropetrovks ile Karadeniz kıyılarında yer alan Nikolayev, Kherson ve Sivastopol şehirlerini kurdu. Buralara Rusları yerleştirdi.
(Bu arada ilginç bir not da söyleyeyim. Kherson Nikolayev arasındaki bir seyahatim sırasında, yol kenarında karpuz satan köylülere rastladım. Karpuz almak için durduğumuzda, köylülerden biri, ‘sen ne diye bizlen Rusça konuşuyon, Türkçe konuşsana!’ deyince, şaşırdım kaldım. Meğer karşıdaki köy, bir Türk köyü imiş. Güney Ukrayna’da bir Türk köyüne rastlamak ilginçti.)
Potemkin, sadece şehir kurmakla yetinmedi. Sivastopol şehrini kurarken oraya büyük bir Rus deniz üssü de yaptırdı. Tarih 13.Mayıs.1783’ü gösteriyordu. Burada yer alan Rus gemilerine Karadeniz Filosu adı verildi. Bu aynı zamanda Karadeniz’deki Osmanlı egemenliğinin de sona ermesi demekti. Bundan sonraki dönemde Karadeniz Filosu, hem Rus-Osmanlı ilişkilerinin, hem de Rusya Avrupa ilişkilerinin tartışma konularından birini oluşturacaktır. Bu arada Rusya’nın Karadeniz Filosu’ndan başka, Baltık, Pasifik ve Kuzey Filoları ile Hazar Filotilası var. Bütün bu filolar, değişik tipte savaş gemileri, denizaltılar, çıkarma gemileri vb. den oluşuyor. Karadeniz filosundaki gemi sayısının 300 parçayı bulduğu söyleniyor!
1992’de SSCB dağıldıktan sonra, Karadeniz Filosu’nda yer alan ve çoğunluğu Ukrayna kökenli olan mürettebat, Ukrayna tarafına geçtiler. Böylece bu mürettebat ve gemiler, şimdiki Ukrayna’nın deniz gücünün çekirdeğini oluşturdular. Ancak filoda özellikle subay kadrosunda Ruslar vardı ve onlar kendilerini Rusya’dan ayrı düşünmüyorlardı. Böylece Karadeniz Filosu’nun geleceği, Rusya Ukrayna ilişkilerinde bir gündem maddesi olarak yer almaya başlamış oldu. 
1997 yılında tarafların yaptığı bir anlaşma ile, Rusya’nın Sivastopol üssünü 20 yıl süre ile kullanması kararlaştırıldı. Dolayısıyla Rusya Karadeniz Filosu 2017’ye kadar Sivastopol’de kalacaktı.
Bu anlaşmanın imzalanmasına rağmen, taraflar arasında Sivastopol tartışması  bitmedi. Zaman zaman ufak tefek gerginlikler yaşanıyor. Çarşı iznine çıkan her iki taraf askerleri kavga ediyor; Rusya’dan üsse ziyarete gelen her politikacı protesto ediliyor, onlar da Kırım ve Sivastopol üzere kışkırtıcı konuşmalar yapıyorlar…
Bu arada Kırım halkından Rus ağırlıkla olanlar, Rusya’yı  destekliyor, Kırım Tatarları ise Ukrayna’yı. Şimdiki Ukrayna Devlet Başkanı Yuşenko, sık sık Kırım Tatarları’nın sürgününü anıyor ve Tatarlara destek sözü veriyor.  karadeniz Filosu’nun 2017’den itibaren Sivastopol’de kalamayacağı yönündeki Ukrayna’nın açıklamalarına rağmen, Rusya elbette Sivastopol limanında kalmak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Ama öte yandan, gerçekten de ayrılmak gibi bir seçeneğe karşın, kendi topraklarındaki Novorosisk’te yeni bir deniz üssü de inşa ediyor. Bu üssün 2012’de bitmesi planlanıyor. Bu üssün Türkiye sınırından başlayarak Rusya’nın Ukrayna sınırına kadar olan bölgeyi ‘koruyacağı’ planlanıyor. Bu üste kalan filoya ad vermek gerekirse, belki ‘Kafkasya Filosu’ denilebilir! Dolayısıyla kısa bir süre sonra Karadeniz’de Rusya’nın iki büyük askeri deniz üssü ile karşı karşıya kalacağız.  1997’de yapılan anlaşmada Ukrayna, Karadeniz filosunun 2017’ye kadar Sivastopol’de kalmasını kabul etmiş, Rusya da Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanımıştı. Rusya şimdi, eğer bu anlaşma 2017’de biterse, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanıma olayı da bitmiş olur diyor. Karadeniz filosu Sivastopol’da kaldığı sürece, Ukrayna’nın NATO’ya girmesi olanaksız. Çünkü o filonun Sivastopol’dan kalkması bir NATO şartı. Çünkü bir NATO ülkesinde sadece NATO askeri ve üssü bulunur! Rusya ise, Sivastopol’un, her ne kadar Kırım coğrafyası içinde yer alsa bile, hukuken Kırım içinde sayılamayacağını; bu şehrin 2. Dünya savaşı sonrası doğrudan Moskova’dan yönetildiğini; Kruşçev’in sadece Kırım’ın diğer bölgelerini Ukrayna’ya verdiğini, bunun Sivastopol’u kapsamadığını iddia ediyor.  Bundan birkaç yıl önce, bir TV programında Rusya Liberal Demokratik Partisi lideri Jirinovski’nin Kırım üzerine sözlerini dinlemiştim. Ona göre, Ukrayna da kim oluyordu ki? Kırım üzerinde ancak Türkiye ve Rusya hak iddia edebilirdi! Çünkü tarihte bu yarımadaya sadece bu iki devlet sahip olmuştu. Ama Türkiye 1774 Kaynarca anlaşması ile bu haktan vazgeçmişti. Dolayısıyla artık Kırım üzerinde sadece Rusya hak iddia edebilirdi! Türkiye’nin güneyinde, batısında ve doğusunda olduğu gibi, kuzeyinde de bir tarih var. Aradaki Karadeniz, bu tarihi izlememizi belki önlüyor. Ama sonuçta var…
Şimdi oturup, Ruhi Su’dan Sivastopol Marşı’nın dinlemeli!