'Ultra Mega Süper Kahraman' (UMSK) iyimser bir tonda biten karamsar bir film.

ULTRA MEGA SÜPER KAHRAMAN
Kaybederek kazanmak
 
'Ultra Mega Süper Kahraman' (UMSK) iyimser bir tonda biten karamsar bir film. Kahramanlık öyküleri genellikle çocukluktan çıkışı, erkekliğe geçişi anlatır. Oysa “UMSK”  çocukluktan çıkış yok, diyor! Ama çocukluktan çıkış olmadan da mutlu mesut yaşanabileceğini söylüyor. Filmin kahramanı Griff, bir çağrı merkezinde sıkıcı bir iş yapan, silik, zayıf bir karakter. İşyerinde sürekli kendisiyle alay eden ve aşağılayan bir belalısı da var. Ama Griff’in ilk başta gerçek mi hayal mi olduğunu tam anlamadığımız alternatif bir hayatı da var. Griff, akşamları süper bir kahramana dönüşüp, mahallesini kötülere karşı savunuyor. Bir süre sonra bu maceraların hayal dünyasında yaşandığı netleşiyor fakat. Griff’in ayakları yere basan ve Griff’i de gerçeğe davet eden bir ağabeysi var. Fakat Griff, kendisine babalık da yapan abisinin kız arkadaşına aşık oluyor. Tipik bir Ödipal karmaşa durumu var yani. İşin ilginci, abisinin kız arkadaşı Melody de Griff gibi, gerçek dünyayla barışık olmayan ve hayal alemini tercih eden bir eksantrik. Melody, duvarlardan geçebileceğine inanıyor mesela.

Klasik bir kahramanlık öyküsü  olsaydı Griff, abisinin sevgilisinden uzaklaşıp kendisine farklı bir eş bulmalıydı. Kendini kanıtlayıp, onla geleceğe yönelmeliydi. Ama hayatta bu her zaman gerçekleşmiyor ne yazık ki. UMSK’da da gerçekleşmiyor ama film hayal aleminde de yaşanabileceğini söyleyerek seyircisini bir gülümsemeyle salondan uğurluyor. Sevimli bir film UMSK.
 
***

YAŞAMIN RİTMİ
Müziksizlik özlemi

Kendisinden beklenenleri gerçekleştirememek Amadeus Warnebring’in ömrü boyunca kâbusu olmuş. Ailesinde herkes müzikal açıdan bir dehayken, erkek kardeşi ülkenin en ünlü orkestra şefiyken Amadeus müzikte tam bir yeteneksizlik sergilemiş. Ola ola da bir polis komiseri olmuş.

Öte yanda ise bir grup uyumsuz müzisyen var. Onların başını da egemen müzik anlayışına başkaldırdığı için konservatuvardan atılan Sanna çekiyor.  Sanna çevresine topladığı perküsyoncularla sıradışı dört eylem/konser düzenliyor. Bunlar tamamen anarşist eylem/konserler. Mesela birinde bir hastaneye girip ameliyat olmak üzere olan bir hasta ve odasında bulunan tıbbi malzemeyle müzik yapıyorlar. Bir diğerinde bir bankayı basıp oradaki alet edavatla konserlerini gerçekleştiriyorlar.  Amadeus onları yakalamaya çalışırken bir şey keşfediyor: Bu grubun bir şekilde temas ettiği insanların ya da şeylerin sesini duymaz oluyor. Müzik konusundaki yeteneksizliği ve kendisinden beklentileri karşılayamamış olması nedeniyle müzikten nefret eden Amadeus için bu müziksiz bir dünyaya açılan kapı anlamına da geliyor.

Müzikten kaçmanın iyice güçleştiği ve ses kirliliğinin her yeri sardığı şu günlerde “Yaşamın Ritmi” duygularınıza karşılık gelebilir.