Çağdaş rock tarihimizde önemli bir yere sahip olan Kerim Çaplı yaşamı boyunca sayısız şarkı yaptı. Bu şarkıların bir kısmının nerede olduğu dahi bilinmiyorken Erekli Stüdyosu’nda kaydettiği 8 parçalık bir demonun varlığından söz ediliyordu. İçinde 5 İngilizce, 1 enstrümantal ve 2 Türkçe parçanın yer aldığı albümdeki tüm enstrümanlar Kerim Çaplı tarafından çalınmış, tüm vokaller ve düzenlemeler […]

Kerim Çaplı’nın demo kayıtları albüm oldu: Albüm babama doğum günü hediyesi

Çağdaş rock tarihimizde önemli bir yere sahip olan Kerim Çaplı yaşamı boyunca sayısız şarkı yaptı. Bu şarkıların bir kısmının nerede olduğu dahi bilinmiyorken Erekli Stüdyosu’nda kaydettiği 8 parçalık bir demonun varlığından söz ediliyordu. İçinde 5 İngilizce, 1 enstrümantal ve 2 Türkçe parçanın yer aldığı albümdeki tüm enstrümanlar Kerim Çaplı tarafından çalınmış, tüm vokaller ve düzenlemeler Kerim Çaplı tarafından yapılmış. Kerim Çaplı Project Kayıp, orijinal kayıtlar muhafaza edilerek geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Çaplı’nın müzisyen arkadaşları İskender Paydaş, Gür Akad, Akın Eldes, Zafer Şanlı ve Taner Öngür’ün de yer aldığı bu albüm üzerine, proje yürütücüsü ve aynı zamanda Kerim Çaplı’nın oğlu olan Ahmet Çaplı ile konuştuk.

Kerim Çaplı Project Kayıp için çalışmalar ne kadar zamandır sürüyor? Süreci biraz anlatır mısınız?

Öncelikle Umut Kuzey’e, Özlem Özbakan’a, Nurbanu Anter’e ve tüm Arpej Yapım’a çok teşekkür etmek gerekiyor. Bu herhangi bir albüm çalışmasından daha zorlu ve herkesin altından kalkamayacağı bir süreçti. Çünkü Kerim Çaplı ismi özellikle Blue filminden sonra daha çok merak uyandıran, daha çok araştırılan ve müzikalitesiyle pek çok kesimde farkındalık uyandırmış oldu.15 yıldır ortaya çıkmamış böyle bir albümü beklentilerin üst düzeyde olduğu bir bu dönemde tüm formatlarla çıkartma kararı vermek ve bunu mükemmel bir şekilde sonuçlandırmak göründüğü kadar kolay bir iş değildi. Yaklaşık 1,5 yılı bulan bir süreç yaşadık. Babamın 80’lerin sonunda yaptığı bu 8 parçalık kayıtların (o dönem her ne kadar miksajını yapmış olsa da) temizlenmesi gerekiyordu. Burada Alen Konakoğlu çok titiz ve başarılı bir iş çıkardı. Ayrıca albümün tasarımı, babamla düet yaptığımız Muhtacım Sana parçasının düzenlemesi ve babamın müzisyen arkadaşlarıyla yeniden kaydedilmesi de haliyle biraz zamanımızı aldı. Herkes ortaya çıkacak projenin Kerim Çaplı’nın adına layık bir şekilde olması için büyük bir çaba gösterdi. Bu süreçte emeği geçen herkese tekrar çok teşekkür ediyorum. 

Ahmet Çaplı

►”Muhtacım Sana”da İskender Paydaş, Gür Akad, Akın Eldes, Zafer Şanlı ve Taner Öngür gibi isimler yeniden çaldılar. Siz de babanıza vokalde eşlik ettiniz. Bu ortak çalışmanın fikri nasıl ortaya çıktı?  

Açıkçası ilk baştaki düşüncemiz bu albümün olduğu gibi çıkmasıydı. Yani 2005 yılında elime geçmişti bu albüm, o dönemin şartları yaşımın ufak olması dolayısıyla çıkartabilmek nasip olmamıştı ama bir gün hayata geçirmeyi istiyordum. Aradan geçen bunca yıl beni şöyle bir soruya götürdü. Acaba bunu daha özel bir hale nasıl getirebiliriz? Ya da babam ve ben şu an en çok neyi yapmaktan mutlu olurduk? Bunların ortak cevabı tabii ki bir düet olabilirdi. Muhtacım Sana düet yapabilmek için en uygun parçaydı. Çünkü diğerlerinin büyük bölümünde babamın vokal kanalları ayrı değil, altyapıyla birleşik haldeydi. Hem bu sebepten hem de albüm elime ilk geçtiğinde belki de Türkçe parça olmasından dolayı gün içinde kendimi Muhtacım Sana’yı söylerken buluyordum. Sevgili İskender Paydaş çok özel bir insan gerçekten parçanın düzenlemesini yapmayı anında kabul etti, ve çok değerli müzisyenler sevgili Gür Akad, Akın Eldes, Zafer Şanlı ve Taner Öngür ise babama son bir selam için büyük bir hassasiyetle eşlik ettiler. Böyle değerli isimlerle çalışmak benim için büyük bir hayaldi. Müzik camiasında çok örneği de yok sanıyorum böyle bir çalışmanın. Albümün elime geçtiği dönemde nasıl olur da bu albümü hayata geçirebiliriz diye konuştuğum ve babamın çok değer verdiğini düşündüğüm (keza benim de öyle) müzisyen dostları da yine bu isimlerdi. Böyle de bazı ortak anlamları oldu bu işin.  Onlara hem babam adına hem de kendi adıma gerçekten ne kadar teşekkür etsem az. 

►Babanıza doğum günü hediyeniz aslında bu albüm. Kerim Çaplı gibi bir ismin oğlu olmak nasıl bir his?

Hep söylediğim gibi bu herhangi bir albüm çalışmasından çok öte anlamları bir arada barındıran bir proje aslında. Babama ilk kez bir doğum günü hediyesi verdim, babamla ilk kez beraber bir müzikal çalışma yaptım, profesyonel müzik hayatına ilk adımı babamla attım. Çok küçük yaşta ayrılmak zorunda kaldığımız için bunlar benim için çok özel duygular. Onun gibi bir ismin oğlu olmak bana hayatı müzikle yaşatıyor diyebilirim. Her an her yerde kafamın içinde notalar çalıyor. Her olayı her konuyu müzikle yorumluyorum. Bunları söylememin sebebi müzikle yaşarken onun şefkatini ve ruhunu her zaman yanımda hissediyorum. Ve onun oğlu olmak bende her şeyden önce onun müzik dehasını her daim yaşatma sorumluluğu ile müziği de kendi hayatımda, müzik kariyerimde en üst noktada yaşama motivasyonu oluşturuyor.  

► Jimi Hendrix meselesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Birlikte çalmışlar, kayıtlar yapmışlar, Avrupa turnesi dönüşü grubuna davulcu olarak girmesini teklif etmiş deniyor…

Ben ölüm haberini aldığımda o dönem yakın arkadaşları Batu Mutlugil, Selim Demirdelen ve Sunay Özgür gibi isimlerden Amerika’daki hayatıyla ilgili birçok bilgi edinmiştim. Nasıl bir müzik adamı olduğunu öğrendikten sonra Jimi Hendrix ile çalışmış olmasının gayet normal olduğunu düşünmüştüm. Müzikal enerjilerinin, kafa yapılarının uyuştuğunu düşünüyorum öncelikle. Bugün babamın albümünde de bence o dönemden izler var özellikle Mainline parçasında. Ve müzikten ya da sanattan haz alan yüksek mertebe beyinlerin birbirlerini bulduklarındaki bu kaybetmeme arzusu bence çok değerli. Ben o dönem Jimi Hendrix’in de The Monkees’in alt grubunda olmasına rağmen babamla çalışma isteğini bununla açıklıyorum. O kadar müzisyen varken neden Kerim Çaplı? Çünkü eğer siz bir dehaysanız aranızda binlerce insan olsa da fark edilirsiniz.

► Bir de fotoğraf konusunda bazı şüpheler var. Ne kadar emin olunabilir sizce?  

Bence fotoğraf gayet açık. Ben Jimi Hendrix ile ilgili bu soruların o dönemin elverişsiz iletişim koşullarına da bağlıyorum. Zaten Blue filminde de The Sundowners ve LTD Groop’daki arkadaşları Jimi Hendrix’le olan arkadaşlığından ve babama olan hayranlığından bahsediyorlar. O fotoğrafla beraber ortaya çıkan kayıtlardaki davul çalan müzisyen babamsa ne güzel olur. Belki de onunla ilgili ikinci bir kayıp albüm geliyor demektir. Onu tanıyan müzisyen dostlarının bir kısmı davul çalımının babama ait olduğundan emin. Ama bunu o dönemde ABD’de çalıştığı müzisyenlerle iletişime geçerek çözebiliriz diye düşünüyorum. Eğer çözebilirsek bu kayıtların belki de plak versiyonlarını yayınlarız. Güzel olmaz mı? 

► Bu topraklarda Kerim Çaplı’nın yeterince değeri bilindi mi sizce? Amerika’dan Türkiye’ye dönmeseydi daha farklı olabilir miydi?

Bu soruya şöyle cevap vereyim. Ben bu albümü ilk dinlediğimde bütün yabancı parçaları aynı anda defalarca dinlemiştim. Ve tümünden çıkardığım sonuç bana şunu söylemişti. Oradaki müzisyenin sözlerinin, ezgilerinin hatta tuşelerinin ortak çığlığı “Ben buraya ait değilim”idi. Ben bunu her zaman söylemişimdir. Keşke bu hikâye orada kalsaymış. Belki de sonu daha güzel olurmuş. Eminim o da Türkiye’ye farklı nedenlerden dolayı dönmek zorunda kalmıştır. Çünkü Woodstock’tan bir anda bu coğrafyaya göçmek… Herhalde oradaki hiçbir müzisyen bunu yaşamak istemezdi. Tabii ki bunu müzikal disiplin için söylüyorum. Ama burada neden daha iyi yaşamadı sorusunu da bütünüyle ele aldığımızda bunun cevabını vermek benim için çok ağır olur. Hayatlarımıza baktığımızda hepimizin kendi hayatına verdiği zararlar vardır, hepimizin nerede yaşarsak yaşayalım yaşadığı çok büyük zorluklar vardır. Babam belki de başka sebeplerden de bunlarla mücadele etmedi ya da etmek istemedi. Kendini kaybetti ve bulmaya da çalışmadı. Belki de bunun sebeplerine bakmak lazım. Neden kendini bulmaya çalışmadı? Buna girersek eğer benim az önce söylediğim yere geliriz. Benim için ağır ve üzücü olur çünkü bunda konuşacağımız çok fazla şey var. En başta annesinin onu nedensizce hayatından çıkarmasıyla başlayan ve sonunda bir otel odasında yapayalnız biten süreç… Sadece bu bile bize çok şey anlatabilir.

►Aradaki süreçte sizinle hiç yurt dışından Kerim Çaplı ile ilgili iletişime geçen oldu mu?

Hayır kimse olmadı. Keşke olsa. Onunla ilgili başka kayıp kayıtlar da var diye duyuyoruz ama kaynağına ulaşmak mümkün olmuyor.

►Kerim Çaplı ile ilgili çalışmalar devam edecek mi? Elinizde yayınlanmamış başka kayıtlar da var mı?

Amerika’da bazı gruplarla yazdığı parçalar ve bunların kayıtları var. Ancak onları yayınlamak için oradaki müzisyenlerle anlaşmamız gerekiyor. Bu bizim biraz zamanımızı alacak. Bunun dışında ise Türkiye’deki bazı müzisyen arkadaşlarından başka kayıtların da olabileceğini duymuştum. Hatta bir dönem rahmetli Melih Kibar’la kaydettiği başka parçaların olabileceğini duymuştuk. Ancak az önce de söylediğim gibi duyduğumuz bu haberlerin kaynağına bir türlü ulaşamadık. Umuyorum bu aynı zamanda bir çağrı niteliği taşır ve burayı okuyan başka kayıtlarının da varlığından haberdar olanlar varsa bize ulaştırırlar. Biz de Kerim Çaplı’yı başka kayıp projelerle yaşatmaya devam ederiz.