Kerkük İl Meclisinin 25 üyesinden 15'i Kürt 6 Türkmen 3 de Arap temsilci var. Türkmenlerle Araplar birlikte hareket ediyor. Bu süreç tüm tarafları keskinleştirmiş ve düşmanlıkları arttırmış. Türkiye'de bilinmezden...

Kerkük İl Meclisinin 25 üyesinden 15'i Kürt 6 Türkmen 3 de Arap temsilci var. Türkmenlerle Araplar birlikte hareket ediyor. Bu süreç tüm tarafları keskinleştirmiş ve düşmanlıkları arttırmış. Türkiye'de bilinmezden gelinip görülmese de Kerkük'de çok sayıda da Şii Türkmen var. Yani kentin tablosu çok renkli, çok mezhepli ve çok etnili. Böylesine renkli ve zengin bir kenti ortak değerler etrafında toplamak ve yönetmek yerine, bu yapıyı zorlamak kentin ilerisi için de büyük tehlikelerin habercisi.

Örneğin, Kürtler zaman zaman Kerkük için anakronik "Kudüs" benzetmesi yaparken, Şii Türkmenler "o zaman Kerkük'te bizim Kerbelamız" diyebiliyor. Kentin geleneksel ve tarihi dokusunu oluşturan Türkmenler şu an için sayıları az olsa bile çözümün olmazsa olmaz grubu. Türkmenleri dışlamak ya dinlememek çözümü daha da zorlaştıracak gibi görünüyor.

Kerkük İl Meclis Başkanı Rızgar Ali Hama-can diğer Kürt yetkililer gibi " referandum Kerkük'ün geleceği için önümüzdeki tek çözümdür. Kerkük'te oturanlar Bağdat'a bağlanmak mı, Irak Kürdistanı içinde mi kalmak istiyorlar, yoksa özel bir yönetim tarafından mı idare edilmek istiyorlar, kendileri karar verecek. Referandumun her sonucunu kabul ederiz. " Ancak Referandumda bu soruların sorulup sorulmayacağı henüz belli değil. Üs-

elik. Referandum öncesi "normalleşme" yani hayatın normale dönmesi, güvenliğin sağlanması gerekiyor ardından temmuz ayında bir sayım öngörülüyor. Kerkük'te normalleşme sağlanmadığı göz önüne alınırsa sayımın ardından gelecek referandum sadece ve sadece ABD'nin kendi koyduğu takvimi hayata geçirme çabası ve zorlamasından öte bir anlam taşımayacak.

İşgal güçleri 2003'ten bu yana hiçbir koşul olgunlaşmadan sadece kendi takvimlerini uygulamaya koyma kaygısı ile hareket ettiklerinden Irak bir türlü normalleşemedi. Kerkük'ü de aynı kader bekliyor.

TÜRKMENLER BÖLÜNMÜŞ DURUMDA

Ancak Türkmenler de kendi aralarında çok parçalı ve farklı bir politika izliyor.

Bunların 4 tanesi Türkiye'nin çizgisindeki Irak Türkmen Cephesi (ITC) içinde yer alıyor. Diğerleri cepheye yakın politika izlese de farklı görüşlere sahip. Bugün Irak genelinde 20'ye yakın Türkmen partisi var.

2005 Aralık ayında yapılan seçimde 275 kişilik Irak Ulusal Meclisine girebilen Türkmenlerin sayısı sadece 8.

Irak Türkmen Cephesi 1 milletvekilliği kazanırken Kürt listesinden 1 Şii listesinden ise 6 milletvekili meclise girebildi. (Seta Vakfı Irak Dosyası) Çünkü, ITC Türkmenlerin mezhepsel farklılıklarını göz önüne alıp uygun bir sıralama yapmayınca Şii adayların kendilerini Sadr grubunun da dahil olduğu Şii listesine yazdırdıklarını söylüyor Ali Mehdi.

Nüfus sayımında kimin kendini nasıl tanımlayacağı da belli değil. Yalnız bazı Araplar 140. madde çerçevesinde aile başına 20 milyon dinar yaklaşık 20 bin dolar karşılında Kerkük'ten ayrılmaya başlamışlar.

Ayrıca Türkiye'de pek bilinmeyen ve görülmek istemeyen Kürt bölgesindeki -tabanları güçlü olmasa da-Türkmen partileri söz konusu. Erbil'deki Kürt parlamentosunda 4 Türkmen Bakan bulunurken, Meclis

başkanı da bir Türkmen. Ancak kendilerini ne kadar Türkmen gördükleri de ayrı bir tartışma konusu.

TÜRKİYE'NİN BAKIŞI

Özellikle Erbil'deki Türkmenlerin ve Türkmen Partileri'nin çok fazla dikkate alınmaması tepki çeken konuların başında geliyor. Özellikle Türkiye'de Türkmen deyince akla Kerkük'ün gelmesi Kürt bölgesindeki Türkmen Parti temsilcilerini tepkisini çekiyor.

Türkiye'nin "Türkmen mi yoksa Kerkük politikası mı" izlediği soruluyor.

Erbil'deki Türkmen gazeteci Mustafa Öztürk genel bir kaygıyı dile getiriyor: "Türkiye'de Türkmen deyince akla Kerkük'ün gelmesi burada tuhaf karşılanıyor. Kürt bölgesindeki Türkmenler kendilerinin dışlandığını düşünüyorlar. Ve eğer Türkiye Türkmen deyince Kerkük akla geliyorsa Türkiye'nin Türkmenlerle değil petrolle ilgili olduğu düşünülmeye başlanıyor.

Kürdistan Türkmen Demokrat Hareketi Başkanı, Kürt Parlamentosundaki Türkmen milletvekillerinden ve ITC'nin ilk kurucularında, Kerhi Altıparmak da benzer noktalara değiniyor:" Türkiye neden tüm Türkmenlerin sesini duymuyor. Türkmenler sadece

Kerkük değil, Bağdat, Erbil, gibi kentlerde de var. Tüm Irak'ta varlar. Ama Türkiye'yi sadece Irak Türkmen Cephesini görüyor. Oysa Türkiye'nin politikasına bizler de katıda bulunabiliriz" diyor.

Altıparmak Kerkük'ün de Kürt bölgesine katılmasını savunanlardan "eğer" diyor Altıparmak "güvenlik içinde ve kardeşçe ya-şacaksak Kerkük Kürt bölgesine katılabilir. Buradaki gibi güvenlik sağlanacaksa bunda hiçbir sıkıntı yok".

'KANLI' HESAPLAŞMA

Zaten Kerkük'teki referandumla ilgili görüşler de 3'e bölünmüş durumdalar: Kentin Kürtlerin sınırlarına dahil olmasını isteyenler, buna tamamen karşı çıkanlar ve can güvenliğini sağlayacak ve hayatı normale çevirebilecek herhangi bir seçeneği tercih edenler.

Ancak, çok renkli, etnik yapılı ve mezhepli bir kent olarak Kerkük'ün, en azından bir süreliğine ortak bir yönetim tarafından yönetilmesi hatta özerk bir yapıya kavuşması Irak'ın geleceği açısından da önemli görünüyor. Türkmenler'in ve Arapların çoğu böyle düşünüyor. Çünkü Kerkük'ü Irak'ın küçük bir prototipi olarak kabul edecek olursak, grupların üzerinde uzlaşma sağlamadığı bir çözüm, çözüm olmaktan çok Kerkük'ü iç savaşa götürebilme potansiyeline sahip gibi görünüyor.

ABD sadece kendi takvimini uygulamakta, müttefik saydığı Iraklı Kürtlere sonsuz müsamaha gösterir,. Kürtler bölge konjonktürünü ve dengelerini göz önüne almayıp haritayı tescil derine düşer, Türkiye'de sadece Kerkük meselesini soydaş meselesine indirger, Iraklı Kürt ve diğer Türkmen gruplarla ilişki kurmazsa çözüm mümkün görünmüyor. Bu da Kerkük'te kanlı bir hesaplaşma anlamına geliyor.

BİTTİ