Elleriyle düşünüyor, elleriyle çoğaltıyor yaşamı. Nurol Sanat Galerisi’ndeki “Kitap İllüstrasyonları” sergisi görkemli bir illüstrasyon şöleni. Ekşioğlu’nun kitap izleğini sınırsız metaforlara dönüştürme tutkusunun yansıması.

Kitapların gizli yüreği; illüstrasyon

İbrahim Karaoğlu

Tüm zamanlarımızın kitabı aslında “Küçük Prens”; her yaşın, her okurun. Çocukların edebiyat klasiği, düşsellikle dolantılı; saflığın ve masumiyetin simgesi. Büyüklerin en insancıl düşlerinin şiirsel masalı, çocukluğa özlemi. Hangi yaşta okuduysak o dönemki algılarımızın renklerine bürünen bir bukalemun. Yaşantımıza hangi anlamları yüklediğimizi sorgulayan bir başyapıt. Sezgi dolu aforizmalar tutanağı. “Yaşam, bütün kitapların öğrettiğinden daha çoğunu öğretir” diyen bir karşı kitap.


İki savaşın yarattığı yıkımlara, korkulara, mutsuzluklara tanık olmuş Antoine de Saint-Exupery’nin; otorite ve sahip olma tutkularını, yitirilmiş insani değerleri, anlamsızlığı, umutsuzluğu kendi imgelemiyle çağdaş bir “mitologya destanı”na dönüştürerek anlattığı umut yüklü eşsiz bir masal. Bu masalı unutulmaz kılan en önemli unsurlardan biri de Antoine de Saint-Exupery’nin kitap için çizdiği suluboya illüstrasyonlar.

Hafta içinde, Küratörlüğünü Eskişehir Küçük Prens Kitap Müzesi Kurucusu Yıldıray Lise, koleksiyoner Kazım İnal ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Mehmet Sobacı’nın yaptığı; Çankaya Belediyesi ve Eskişehir Küçük Prens Kitap Müzesi işbirliği ile Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde açılan “Dünyanın Küçük Prens Kitapları” sergisini gezdiğimde bir kez daha anladım; “Küçük Prens”in kapağındaki ve içindeki illüstrasyonların kitabın gizli yüreğini oluşturduğunu. Ve Antoine de Saint-Exupery’nin yalnızca bir yazar değil, usta bir illüstratör olduğunu; yaptığı illüstrasyonlarla “Küçük Prens”in keşfini kolaylaştırıp içeriğini çok daha iyi duyumsattığını, sezgilerimizi çoğalttığını.

“Dünyanın Küçük Prens Kitapları” sergisinde, kitabın ilk yayımlandığı 1943 yılından bugüne 488 farklı dil ve lehçeye çevrildiği öğrendim ve bu çeviri kitapların Kürtçe, Hemşince, Lazca, Sardinyaca, Yukatek Mayaca, Aramca (günümüzde kullanılmayan bir dil), Eskimo-Aleut , Hawaice vb. pek çoğunu gördüm. Her birinin görsel dilli de illüstrasyonlarıydı Antoine de Saint-Exupery’nin. Sergi sonrası eve dönerken İllüstrasyonun gücünün ne çok etkili olduğunu ve bir sanat formu olarak ülkemizdeki algı boyutlarını sorguladım yol boyunca.

Türkiye’deki ilk uygulayıcıları İhap Hulisi Görey ve Sabiha Bozcalı’dan bu yana özgün yaratılarla sanat üreten illüstratörlerin sayısının ne kadar çok arttığını düşünüp mutlandım. Görsel kültürümüzün her alanında yaygınlaştı illüstrasyon. illüstratörler yaratıcılıklarını çok yönlü, çağdaş ve hibrit bir sanat diliyle sundukları yapıtlarıyla sanatın sergileme alanlarında da büyük heyecanlar yaratıyor. Müzelerde ve özel kolleksiyonlardaki İllüstrasyon yapıtların sayısı giderek artıyor. Sanatın her alanında olduğu gibi İllüstrasyon alanında da uluslararası üne sahip sanatçılarımız var. Gürbüz Doğan Ekşioğlu işte böyle bir illüstrasyon sanatçımız. Ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde açtığı sergilerle, aldığı ulusal ve uluslararası ödüllerle, Atlantic Monthyl, New York Times gibi gazete ve dergilerdeki kapak ve illüstrasyonlarıyla; New Yorker, Forbes gibi dergilere yaptığı kapak resimleriyle ve ülkemizdeki pek çok dergi ve kitaplar İçin yaptığı kapaklarla, kitap illüstrasyonlarıyla ünlü sıradışı bir sanatçı. İki gün önce Ankara’daki Nurol Sanat Galerisi’nde “Kitap İllüstrasyonları” sergisi açıldı Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun. Yaklaşık kırk yıldır yaptığı kitap izlekli illüstrasyonlardan oluşan özel bir seçkiyi Ankaralı sanatseverlerle buluşturdu. Daha önceki sergileri gibi bu da çok izlenecek.

Yaratıcı söylemini; sofistike kinayeleri, görsel metaforlara dönüştürerek sunan bir sanatçı Ekşioğlu. Evrensel bir sanat diliyle algılarımızı dönüştürüyor yapıtlarıyla. Aralarında belli bir nedenden dolayı ilgi ve benzerlik olan şeyler üzerinden seçtiği değişik izleklerden çok ve çeşitli görsel anlamlar oluşturuyor. Yaratıcılığının sınırlarını içtenlik ve alaycı olmayan bir ironi belirliyor. Niyet ve sonuç eşitsizliği yansıtan “durumsal ironi”yi; farkındalık eşitsizliğinin yarattığı “dramatik ironi”yi; gerçeklik ve idealler arasındaki zıtlıkları ustaca görselleştiriyor yapıtlarında. Günlük yaşam döngüsündeki tüketim kültürünün yarattığı tuhaflıkları, çelişkileri, aykırılıkları, aksayanları, şaşkınlıkları, savruklukları vb. durumları yergisel bir bakışla çözümleyerek çağrışımları yüksek imgelerle, yalın bir sanat diliyle yansıtıyor. Sezgiye dayalı bir görsel anlatımı var Ekşioğlu’nun. Kitap, kedi, saat, kuş, insan, balık, şemsiye, merdiven, elma ve gökyüzünün değişik halleri gibi yaşama dair ne varsa çizdi, boyadı…

Elleriyle düşünüyor, elleriyle çoğaltıyor yaşamı. Nurol Sanat Galerisi’ndeki “Kitap İllüstrasyonları” sergisi görkemli bir illüstrasyon şöleni. Ekşioğlu’nun kitap izleğini sınırsız metaforlara dönüştürme tutkusunun yansıması. Kitapların anlamını; duygularımızı çeşitlendiren, bilme ve öğrenme heyecanı yaratan, merakımızı geliştiren, kendimizi ve başkalarını keşfettiren, yaşamın farklı seçeneklerini ve olasılıklarını öğreten, farkındalık yaratan, algılarımızı dönüştüren, düşlerimizi çoğaltan, varlığımıza ve kültürümüze değer katan, bakışımızı değiştiren, yaşamı sözcüklerle keşfettiren, kendimizi ifade etme olanaklarımızı artıran, kendimizle ve başkalarıyla yüzleştiren, bilincimizi ve belleğimizi geliştiren, sezgilerimizin zembereğini kuran, yaratıcılığımızı geliştiren, esin veren, hiç bilmediğimiz dünyalara götüren, olumsuz duygu durumlarını aşmamızı sağlayan, düş gücümüzün erişemediği deneyimleri yaşatan, geçmişin ve şimdinin belleği olan özellikleri üzerinden görselleştirerek düşsel yolculuklarımızın varış yerlerini çoğaltıyor. Yıllar önce, Ekşioğlu’nun “Benim Kedilerim” sergisinin küratörlüğünü yaptığımda, Zülfü Livaneli’nin “Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm” kitabının kapağı için yaptığı resmin orijinalini gördüğümde hem çok hüzünlenmiş hem de heyecanlanmıştım; yıllardır belleğimden silinmeyen ve beni çok etkileyen bir resimdi. Livaneli’nin, dünyanın farklı yerlerinden, Stockholm’e sığınan devrimcileri anlattığı romanının kapağında, kedi biçimindeki bir pencereden Stockholm’un gri manzarasına bakan adamı hiç unutmamıştım. Ekşioğlu’nun resmi de o kitabın gizli yüreğiydi. Ve söz ettiğim sergide yüzlerce insan dakikalarca bakıp fotoğraf çektirmişti önünde.

Sürprizlerle dolu bir sergi Ekşioğlu’nun Nurol Sanat Galerisi’ndeki “Kitap İllüstrasyonları” sergisi. Kendi değerlerinden ödün vermeden, özgürce sanatını sürdüren sıradışı bir sanatçının kitapların gizli yüreğini yansıtan resimleriyle buluşun; mutlu olursunuz.