Kitaptan çıkan hayaletler

GÖKHAN YAVUZ DEMİR 

Hayalet hikâyeleri okumayı kim sevmez? İyi bir hayalet hikâyesi okumaktan daha iyi olan tek şey, çok daha iyi bir hayalet hikâyesi okumak olsa gerek. Phil Hickes’in, Duygu Dölek’in tercümesiyle geçtiğimiz Ağustos ayında Can Çocuk etiketiyle yayınlanan romanı Aveline Jones’un Hayaletleri’nin kahramanı küçük Aveline çoğumuz gibi hayalet hikâyeleri okumayı seven bir okur. Çoğumuzdan farkıysa onun okuduğu hayalet hikâyesinin kitaba sığmamasında ve gerçek hayata taşmasında olsa gerek. Küçük ama tüyler ürpertecek kadar da korkutucu bir fark değil mi! 

Her şey annesinin, İskoçya’da hastanede yatan anneanneyi ziyarete gidebilmek için Aveline’i Malmouth’taki Lilian teyzesinin yanına birkaç günlüğüne bırakmasıyla başlıyor. Malmouth tam da Aveline’in okumaya bayıldığı o hayaletlerle ilgili kitaplardaki gibi fırtınalı bir havaya, köhnemiş evlere, denizin köpük köpük ürkütücü gri dalgalarına, evlerin önündeki korkuluklara, kısacası hayaletlerin en sevdiği şey olan o tekinsiz ıssızlığa sahip bir kasaba gibidir. Kıyıya çarpan dalgaların sesi, rüzgârın uğuldaması, pencereye çiseleyen tuzlu su, her yeri saran geniş bir sessizlik ve neredeyse insansız ve terk edilmiş intibaı bırakan bir kasaba Aveline’in hayal gücünü daha hızlı çalıştırır. Ya o bahçede gördüğü korkuluk geceleri canlanıyorsa? Yoksa hakikaten Aveline annesinin sık sık söylediği gibi çok korku kitabı okuyor olabilir mi? Fakat yol yorgunluğu en çılgın hayal güçlerini bile yorgun düşürüp uykuya teslim eder. 

Ertesi sabah Aveline’in annesi vedalaşıp yola çıkar. Korku kitaplarındaki kadar korkunç olmasa da Aveline şimdi neredeyse hiç birlikte vakit geçirmediği Lilian teyzeyle başbaşa kalmak ve onun sayısı hiç de azımsanmayacak kadar çok olan kurallarına uymak mecburiyetindedir. 

İlk gün teyzesi Aveline’i kasabada ilgisini çekebileceğini düşündüğü ufak bir kitapçıya götürür ve sonrasında kahvecide buluşmak üzere onu “Liberman’ın İkinci El Kitapları”nın kapısında bırakır. Tahmin edileceği gibi Aveline hayalet kitaplarının bulunduğu rafın önünde kendinden geçer. Sorun bu kadar kitabın içinde hangisini alacağına karar vermektir. Fakat sonunda altın yaldızlı harfleri ve koyu yeşil cildiyle bir kitap gözüne takılır. Bu kitap diğer hayalet kitaplarının aksine, tam da onun tüylerini diken diken eden Malmouth civarını anlatan bir kitaptır: “Dorset, Devon ve Cornwall’un Hayalet ve Hortlakları.” 

Kitabı alıp teyzesiyle buluşan Aveline, ilk fırsatta kitabın kapağını açar ve ön kapağın iç kısmında kitabın kendisinden önceki sahibinin el yazısıyla yazılmış ismini görür: Primrose Penberthy. 

Eve dönüp kitabıyla başbaşa kalan Aveline hemen kitabı okumaya koyulur. Kitabın içindekiler listesinde sekiz hikâye vardır, ki her birinin başlığı Aveline’in içini ayrı ayrı ürpertecek kadar iyidir. Cama vuran yağmur damlalarının ve dışarıda kükreyen fırtınanın eşliğinde hikâyeleri birbiri peşi sıra okur. Tâ ki sekizinci ve son hikâye olan “Dalgaların Götürdüğü Kadın”a sıra gelene kadar. Son hikâye kitapta yoktur. Daha doğrusu vardır ama yoktur. Çünkü hikâyedeki bütün cümlelerin üzeri kasıtlı olarak çizilmiştir. Üstelik de hiçbir kelime okunmayacak şekilde ciddi bir özen gösterilerek. Bunu kim yapmıştır? Primrose Penberthy mi? İyi ama niçin? 

Bu soruların peşine düşen Aveline’i ve elbette Aveline’le beraber cevap arayan Aveline Jones’un Hayaletleri’nin okurlarını dehşetengiz bir macera bekliyor. Bu macerada kitapçı Bay Lieberman ile onun yeğeni Harold, Aveline’e bu gizemi çözmekte yardım ediyor. Kitapçının tavan arasında unutulmuş bir kutuda bulunan Primrose Penberthy’nin günlüğünden sonra hikâye daha da karanlık bir hâl alıyor. Ya hayaletler gerçekse? Ya bütün bu olup bitenler Aveline’in korku hikâyelerinden etkilenen zihninin bir oyunu değilse? Ya hakikaten birisi yahut bir şeyler Aveline’in de peşindeyse? 

Bu soruların tedirginliğinin ve çözülen gizemlerin ardında hayaletlerin tüyler ürpertici varlığının her sayfasında hissedildiği Aveline Jones’un Hayaletleri, korku hikâyeleri seven okurlar için kışın yüzünü göstermeye başladığı bu yağmurlu havalarda okunacak en doğru kitap olabilir.