Kıyıları savunuyoruz
Fotoğraf: Şezlongsuz Datça İnisiyatifi

Yılmaz BAYKUT*

Anayasaya Madde 43 - Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. 

3621 Sayılı Kıyı Kanunu Madde 5: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. 

Datça kıyı kullanım alanlarının savunulması öncelikle 2018’e uzanıyor. MUÇEP’in Kurubük Koyu’nun işgaline karşı başlattığı hukuksal ve eylemsel mücadele ile bu koyda yapılacak özelleştirme ihalesi iptal edilmek zorunda kaldı. Daha sonraki aşamalarda ise Taşlık Koyu’ndaki yat limanı ve Ilıca kıyısındaki kaçak kamp alanı yıkımı için yürütülen hukuksal ve eylemsel mücadelelerle devam etti. Bu açıdan kıyılarımızı savunmak açısından MUCEP in katkısı çok büyük.

Şezlongsuz Datça İnsiyatifi ise MUÇEP içindeki gönüllüler ve Özbel mevkiinde yaşayan insanlar tarafından, bu bölgede bulunan bir plajın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir otele kiralanması sonucu bir tepki olarak oluştu.

"HER ŞEY BİR FOTOĞRAFLA BAŞLADI"

Bir Özbel Mahalle sakininin MUÇEP Datça WhatsApp grubuna gönderdiği fotoğraf ile Özbel sahilindeki kıyıda platform inşaatı yapıldığı bilgisinin paylaşılmasıyla ilk gün, ne olup bittiğini anlamak için bir grup insan orada olayı takip etmeye başladı. Ertesi gün çok kalabalık bir grup Özbel sahilinde toplanarak tepkilerini göstermeye başladılar bir WhatsApp grubu kurup bir mücadele planı için iletişim aracı olarak kullanmaya karar verildi. İlk forum ise iki gün sonra 200 kişilik bir katılımla yapıldı ve bu forumda bir koordinasyon kurulması kararı alındı. Amacı ise bir liderlikten çok belli önerileri belirlemek ve bunu forumlara gündem maddesi olarak taşımak. Karar sadece forumlarda alınıyor. Herkes düşünce ve önerilerini gündeme getirip tartışılarak kararlar alınıyor.

Şezlongsuz Datça İnisiyatifi tamamen yatay bir yapılanma ve herkes bu grupta söz sahibi ve ilkemiz birbirimizi ikna etmeye dayalı. Ayrıca çok renkli bir yapımız var. Her siyasi görüşten insanlardan oluşuyor hatta hayatında ilk kez bir mücadelenin içinde olanlar var. Sessiz yürüyüşler düzenleyip elimizde dövizlerimizle ses çıkarmaya çalışıyoruz. Büyük katılımlı “Neşeli Kıyılar Şenliği” düzenledik, oyunlar oynayıp şarkılar söyledik. Datça kıyılarında özellikle şezlong ve masalarla işgal edilen plajlarda insan zincirleri oluşturduk. Ve en son 1000 Turna Origami Sergisi düzenledik. 1000 Turna katlamasına bütün inisiyatif üyeleri katkı sağladı. 

160 gündür nöbetteyiz ve mücadelemiz sürüyor. Ayrıca mücadelemiz Datça’da sadece bir bölgede değil tüm Datça kıyılarını kapsıyor ve muhatabımız otel ve işletmeler değil Anayasayı ve yasaları uygulamayan hiçe sayan kurumlardır. Son olarak şunu belirtmek istiyorum; Datça’daki kıyı işgallerine karşı verilen mücadele son günlerde gündeme gelen Yunanistan’daki havlu hareketinden çok önce başladı. Onlar kazandı biz ise mücadeleye devam ediyoruz. Hatta Çeşme, Ayvalık, Kıbrıs ve ülkenin tüm kıyılarındaki mücadele eden insanlarla iletişim halindeyiz. Mücadelemizin 200’üncü gününde ortak bir eylem yapma düşüncesi içindeyiz ve mücadelemiz tüm kıyılar özgür kalıncaya kadar devam edecek.

*Şezlongsuz Datça İnisiyatifi