“Bir başka kültürdeki kadın algısını alarak, kadına şiddeti önleyemeyiz.” Ne diyor bu şahıs: “Kadın kapanmazsa, kendisine taciz, tecavüz, karşı koyduğu takdirde de kendisinin katli mubah, hatta vacip; dolayısıyla mütecaviz ve katillerin yaptıkları meşrû, kendileri de haklıdır/suçsuzdur.”

Erdoğan da, Tokat’taki ‘Din Öğretmeni’ de aynı şeyleri söylüyor. Tarafları sapıkların, mütecavizlerin, katillerin yanı.
‘Kadın algısı’, ne demek: Kadın, insandır ve de ne olduğu, kendisinin nasıl algılandığına tâbi değildir. Hindu, kadını kocası öldüğünde onun cesediyle birlikte yakılıp öldürülecek bir varlık olarak algılar: Canına okurum, içine ederim böyle algının, insanı kendisini algılayanın zihniyet çerçevelerine mahkûm edenin.

Bu elemanlar, ne denli bir edepsizlik ve terbiyesizlik içinde olduklarının bilincinde değiller; her ne kadar bizimle aynı zoo-biyolojik kategoride yer alıyor olsalar da, ‘beşerî’ anlamda bizim gibi ‘insan’ değiller: Aydınlanma görmemişler, Büyük Devrim onların tarihinde yok; ama hayvanın da bitkinin de tarihi zaten hiç yok.

İnsanların, sırf ve sadece insan olarak, dininden, deri renginden, cinsel organından bağımsız olarak  kendi aralarında eşit varlıklar konumunda addedilmelerinin hukuksal çerçevesi ‘vatandaş’lık ise, Anayasal temeli de laikliktir. Laiklik ilkesine karşı çıkan/çalışan canlılar, insanlık düşmanı zararlılar olarak yok, yani idam edilmeli; idam cezası kaldırılmışsa, kendi çocuklarını bile zehirleyemeyecekleri şekide, hayvanat bahçelerindekilerine mümasil kafeslerde tecrit edilmelidirler; zira, bunlar kendilerinin insan olarak türsel tekliğini atlayıp kendilerini dini, mezhep, ırk, cinsiyet temelinde kimliklendiren hayvan-altı yaratıklardır.

Bunlar hayvan-altı yaratıklardır; zira hayvanlar, diyelim eşekler veya köpekler, pipisi yok diye dişi eşek veya köpeği yarım, üçte bir, dörtte bir veya sıfır eşek veya köpek addedip, miras en başta miras ve şahitlik olmak üzere bir sürü haktan mahrum etmezler.

Şunu da söyleyebiliriz: Siyasal dinci/İslamcı, insan olarak ve de karşısındakinin gözünün içine bakarak ileri sürüp savunamayacağı ne kadar edepsizlik varsa, işte bütün bunları din adına insan üstü bir varlık temelinde meşrûlaştırıp meriyete sokma peşindeki bir alçaktır.
Tokat’taki cinayet provokatörü insan düşmanı ‘hayvan-altı’nı başka bir okula nakletmişler, oradaki çocukları da canileştirsin diye: Erdoğan’ın tecrit edilmediği bir Türkiye, caniler cenneti olmaya mahkûmdur.