Macron bizi dinlemiyor, biz de onu dinlemeyeceğiz

Dr. Mine YILDIZ*

Fransa’da emeklilik yaşının 62’den 64’e yükseltilmesini öngören yasa Anayasa Konseyi tarafından onaylandı ve Cumhurbaşkanı Macron tarafından ilan edildi. Yasasının yürürlüğe girmesinden birkaç gün sonra Macron, önceki gün France 2 kanalından Fransa vatandaşlarına seslendi. Konuşmasında aylardır sokaklarda dile getirilen emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı “öfkeyi” duyduğunu ancak reformun geri çekilmesinin söz konusu olmadığını söyledi.

Macron konuşmasında, “Fransa ulusunu yeniden inşa etmek, ivme kazandırmak” istediğini, bunun için bir yol haritası çizdiğini ve bu bağlamda üç projesinin olduğunu söyledi: “Çalışma, cumhuriyetçi ve demokratik düzen, daha iyi bir yaşam için ilerleme.” Bu üç proje için, Fransa ulusal günü olan ve genellikle Fransız siyasetinde önemli bir kilometre taşı olan Bastille Günü’ne atıfta bulunarak, “14 Temmuz… Önümüzde Fransa için uzlaşma ve birlik dolu 100 gün var” dedi.

1 MAYIS’TA MEYDANLARA

Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından birkaç dakika sonra sendikalar birliği yayımladıkları açıklamada, ertesi gün yürütme organı/ Macron ile yapılması planlanan toplantılara katılmayacaklarını hatırlatıp ve 1 Mayıs’a dikkatleri çekti. Birlik, "Yürütme taşıdığı sorumluluğun farkında değil, ülke genelinde patlamaya hazır durumun tek sorumlusu hükümetin kendisidir. Cumhurbaşkanı sosyal demokrasiye ve halkın ezici bir çoğunlukla bu yasayı kabul etmediği gerçeğine saygı duymalıdır" dedi ve yasanın iptalini talep etmek üzere "birleşik bir 1 Mayıs" sözü verdi. Birleşik sendikal hareket tüm çalışanları, gençleri, emeklileri bu haksız, acımasız ve adaletsiz reformun iptal edilmesi için meslektaşları, arkadaşları ve aileleriyle birlikte 1 Mayıs’ta bir araya gelmeye davet etti.

TENCERE VE TAVALARLA PROTESTO

Fransa tarihinin en genç Cumhurbaşkanı Macron’un konuşmasında emeklilik yasasının geri çekilmesini duymayı umut eden Fransızlar için büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Halkın öfkesini gidermekte başarısız ve boş bir konuşma olarak yorumları yapıldı. “Reform diye sunulan emeklilik yasası, zengin daha da zenginleşsin diye daha fazla çalışmayı ve emek sömürüsünü dayatan kapitalist ideolojinin bir parçasıdır” diyen halk, Macron’un konuşması sırasında belediye binalarının önlerinde toplandılar. Evlerinden, balkonlarından ellerinde tencere tavalarla yasayı protesto ettiler. Görünen o ki, ne Cumhurbaşkanı’nın konuşması başlamadan hemen önce TV’den yayımlanan Fransa Ulusal Marşı, ne de Macron’un “Fransa ve Avrupa’nın bağımsızlığı için birlik olmalıyız” sözleri emekçilerin öfkesini dindirebildi. Bu yazının kaleme alındığı anlarda Fransa sokakları yeniden “Macron istifa! Paris ayağa kalk!” sloganlarıyla yankılanıyor.

22 Mart 2023’teki bir televizyon röportajındaki gibi bu kez sendikalara ve muhalefete yönelik ateşe körükle giden sözler sarf etmedi. Konuşması, emeklilik reformunu haklı çıkarmaya ve bunun gelecek sonbahardan itibaren uygulanacağını hatırlamaya hizmet etti. Emeklilik yaşının yükseltilmesiyle ilgili herhangi bir değişikliğe karşı taviz vermeyeceğini gösteren Macron, aynı zamanda kamuoyunu yatıştırmak için bir dizi önlemlerin sözünü verdi. "Çalışanların gelirlerini artırmak" veya "mesleki yıpranma" ile mücadele etmek için sosyal ortaklarla birlikte iş hayatı için yeni bir anlaşmanın inşa edilmesine vurgu yaparak, Macron’la görüşmek için Élysée’ye gitmeyi reddeden sendikalara "Kapım her zaman size açık olacak" dedi. Özellikle gençlerimiz tarafından dile getirilen bu sosyal adalet ve demokratik hayatımızın yenilenmesi talebine başta ben olmak üzere hiç kimse sağır kalamaz. Cevap ne hareketsizlikte ne de aşırılıkta olabilir.

Médiamétrie’nin yayınladığı rakamlara göre, Macron’un televizyonda yayınlanan konuşmasını yaklaşık 15,1 milyon kişi izledi. Bu, izleyicilerin yüzde 69,5’ini temsil ediyor.

Görünen o ki sendikalar, Emmanuel Macron’un davetine rağmen hemen müzakere masasına oturmayacak. Gösterilerin bize anlattığı: "Tavaların sesini duyuyorsanız, bunun nedeni içlerinin boş olmasıdır, çünkü her şey pahalı."

*Brüksel Vrije Üniversitesi