CAN GÜNEŞ Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla mizah dünyasında adından söz ettiren Nevzat Can Ünsal ile İstanbul Kadıköy’de gerçekleştireceği gösteri öncesinde buluştuk. Ankara mizahının da sesi olarak nitelendirilen Ünsal’la keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. • Nevzat Can Ünsal ve Kurcala mizah hayatımıza nasıl girdi peki? 2010’dan beri Zaytung’da aktif yazarlık yapıyordum. Sonrasında Zaytung’da ürettiğim bu mizahı […]

Mizah toplumdaki çelişkileri ‘Kurcala’r

CAN GÜNEŞ

Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla mizah dünyasında adından söz ettiren Nevzat Can Ünsal ile İstanbul Kadıköy’de gerçekleştireceği gösteri öncesinde buluştuk. Ankara mizahının da sesi olarak nitelendirilen Ünsal’la keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

• Nevzat Can Ünsal ve Kurcala mizah hayatımıza nasıl girdi peki?

2010’dan beri Zaytung’da aktif yazarlık yapıyordum. Sonrasında Zaytung’da ürettiğim bu mizahı videolu bir platforma, Youtube’a taşımak istedim. Bu düşünceden yola çıkarak, 2013 yılında Kaan ve birkaç arkadaşımla birlikte “KURCALA”yı kurduk. Yaklaşık 1 sene hiç video çekmedik. İsveç’te Erasmustayken kurguladığım ve oynadığım “İsveç’teki Ankaralı” videomuzla ciddi bir çıkış yakaladık, Youtube ve Ekşi Sözlük gibi platformlarda neredeyse 1 hafta gündemde kaldık. Bu video çok izlense de insanlar ne videoda oynayan kişiyi, ne de Kurcala’yı tanımıyorlardı; zaten uzun bir süre gerçek zannedildi video. Sonrasında iş güç meseleleri sebebiyle içerik üretimine birkaç yıl ara verdik. Geçtiğimiz sene ise “Bilirkişi” isimli video serisiyle birlikte düzenli video üretmeye başladık. Sosyal medyada bilinirliğimiz bu seriyle birlikte arttı diyebilirim.

Can Güneş ve Nevzat Can Ünsal

• Kanalınıza neden “Kurcala” ismini verdiniz?

Meseleleri irdeleyen, sorgulayan bir isim bulalım demiştik. İsmin bir yerlerinde Ankara’yı işaret eden “la” kelimesinin geçmesini de istiyorduk. Kaan’ın aklına “Kurcala” ismi geldi, biz de bu isimde karar kıldık.

• Videolarınızın içerikleri genellikle Ankara ile ilgili. Şahsen bu ilginin sebebinin sadece orada bulunmanız ya da öğrenim görmeniz olduğunu düşünmüyorum. Nedir bunun sebebi peki?

Zorluklarını kabul etmekle birlikte taşranın mizahı besleyen bir tarafının olduğunu düşünüyorum. Öte yandan iç anadolu da enteresan bir coğrafya. Gerilim düzeyi çok yüksek mesela, çok kederli ve ciddi. Fakat bir şekilde bu ciddiyetle aranıza mesafe koyduğunuzda, soğukkanlı düşündüğünüzde, olan bitenler size komik gelmeye başlıyor. Günlük hayatta çok fazla gözlem yapan biriyim, konuşmaktansa dinlemeyi, izlemeyi severim. Bu gözlemin etkileri hem mizahıma hem de canlandırdığım karakterlere sirayet ediyor bence. Ankara’ya gelince, ben Ankara’yı sevenlerdenim. Gördüğüm ilk büyük şehirdir Ankara. Yazları Nevşehir’den tatile diye geldiğimiz bir metropoldür. İstanbul ve İzmir’de bir süre yaşamış biri olarak, yine de Ankaracılık ağır basıyor. İki seneye yakın çalıştım İstanbul’da. İşimden istifa edip Ankara’ya geldim. İstanbul’dayken çalıştığım halde geçinemiyordum. Ben de “madem geçinemiyorum bari Ankara’da geçinemeyim” diye düşündüm. Sonra istifa ettim, Ankara’ya dönüp hem tez işlerine hem de mizaha daha fazla zaman ayırmaya başladım.

• Ankara, baktığımızda ülkemizin başkenti, kurucu meclisin bulunduğu şehir. Bir taraftan da büyük dinazor heykellerini, Transformersları ve türlü absürtlükleri barındıran bir şehir. Videolarınızda bu absürdlüğün ağır bastığını söylemek mümkün sanırım, değil mi?

Şaka yollu söylüyorum tabii bunu ama Melih Gökçek’in gitmesi bir Melih Gökçek’i bir de beni üzdü. Çekeceğimiz çok içerik vardı. Melih Gökçek gidince hepsi bitti. Tıpkı ihale projeleri gibi yarım kaldı bizim projeler. Biliyorsun kendisi İsveç’teki Ankaralı Genç videomuzu da “Helal sana Ankaralı işte vatanseverlik bu” üst başlığıyla paylaşarak bize destek de olmuştu.

• Politik atmosferden de kaynaklı artık kurgu-gerçek arasındaki ayrım git gide ortadan kalkmaya başladı. Bu durum ya da dönüşüm ülkemiz mizahında nasıl karşılık buldu sizce?

Politik mizah için malzemenin çoğalmasına rağmen bununla ters orantılı biçimde bu tür mizahın azaldığını düşünüyorum. Dediğin gibi gerçeklik algımızı yitirmeye başlıyoruz. Gerçek ve kurgu arasındaki ayrım ortadan kalkmaya başlayınca mizaha alan açılıyor aslında, mizah bu çelişkiden besleniyor. Fakat ana akımda böyle bir mizahi dile rastlamak çok zor. Görece özgür denilen sosyal medyada dahi politik mizah olarak adlandırılabilecek oluşumlara pek denk gelemiyoruz. Çoğu karikatür dergisi ekonomik sebeplerle kapandı zaten. Elbette bunda memleketin genel havasının etkisi büyük.

Mizah toplumsal gerçeklikle çok ilişkili, onunla doğrudan beslenen bir şey. Yoksulluk, kriz, toplumsal bunalım, ahlaki çürüme gibi gerçeklikleri görmezden gelip, bambaşka yerlerden mizah devşirmeye çalıştığınızda, abartılı karakterleriyle bize hiç dokunmayan komedi dizileri ya da programları izlemeye başlıyorsunuz. Bunun bir başka versiyonu ise sürekli silahların patladığı, raconların kesildiği ya da lüks hayatlar içinde dönen klişe entrikalardan ibaret ve hiçbir toplumsal gerçekliğe işaret etmeyen dizi furyaları. Bundan rahatsız olan kalabalık bir kesim var bence. O insanlar da başka mecralarda dizi/film izlemeyi tercih etmeye başladılar artık.

• Youtube kanalınız “Kurcala”nın büyük kitlelerle buluştuğunu düşünüyor musunuz? Yani hedeflediğiniz izlenme sayısına ulaşabildiniz mi?

“Kurcala”’ takipçilerinin yaş ortalaması 20-40 arası. Bu yaş aralığı için hala egemen medya organı televizyon. Bu sebeple aslında sınırlı bir izleyici aralığına sahibiz. Bizim gibi içerik üreten kanallarda da bu durum böyle. Yani 1 milyon üzeri aboneye ulaşmak, bizim tarzımızda içerik üreten kanallar için biraz zor. Özellikle 25 yaş üstü insanların Youtube kullanma pratiği çok farklı. Onlar için Youtube, gündemle ilgili gelişmeleri/videoları takip ettikleri ve müzik dinledikleri bir platform. Daha genç kesimin, yani genelleyerek söyleyecek olursak, 18 yaş altı gençlerin Youtube kullanım amacı daha farklı. Onlar daha ziyade Youtube’u sevdikleri “Youtuber”ların paylaşımlarını takip edebilmek için tercih ediyorlar. Sevdikleri içerik üreticilerini desteklemek için kanalına abone oluyor, videolarını beğenip yorum yapıyorlar. Bir içerik üreticisi olmama rağmen ben bile sevdiğim kanalları izlerken çok nadir yorum yapar ve beğenirim mesela. Bunu bilinçli olarak değil, öyle bir alışkanlığım olmadığı için yapıyorum.

• Peki son sorumuza gelelim o zaman. En yakın gösteriniz ne zaman olacak? Biz de okuyucularımıza duyuralım.

22 Mayıs’ta Muaf Kadıköy’de gerçekleşecek gösterim. Söylediğim gibi gösteri duyurularımı Instagram hesabım üzerinden de takip edebilirler. “@nevzatcanunsal”