2007 muhasebesini Türkiye özelinde yaparken gördük ki "iyiler" hanesine yazılacak pek bir şey yok. Onu "kayıp yıl" diye tanımlamak da,...

2007 muhasebesini Türkiye özelinde yaparken gördük ki "iyiler" hanesine yazılacak pek bir şey yok. Onu "kayıp yıl" diye tanımlamak da, Hrant'la başlayan cinayetler dizisine bakıp "kara yıl" demek de mümkün. Bizde "kara" da başka yerlerde "ak" mı? sorusuna kocaman bir "Hayır" geldi Pakistan'dan. İslam dünyasının ilk kadın başbakanı, Pakistan siyasetinin en önemli ismi, boşluğu asla doldurulamayacak karizmatik lider Benazir Butto, babasının ve iki kardeşinin kaderini paylaştı. Vahşi bir saldırıda katledildi. Onunla beraber 20'den fazla Pakistanlı, protesto gösterilerinde de bir o kadar insan daha öldü.

0 topraklarda insan hayatı ucuzdur. 0 topraklarda günde 1 doların altına bir gelirle yaşar insanlar. Günde 1 doların altında yaşayan 1.5 milyar dünyalı düzinelerle, yüzlerle ölseler de kolay kolay çıkamazlar gazetelerin birinci sayfalarına. Batı'da, günde 100 doların üzerinde bir gelirle yaşayanların dünyasında ise, bir manyak 3-5 kişiyi öldürdüğünde günlerce gündeminden düşmez medyanın. Batı'nın pahalı hayatlarının haber değeri yüksek, Doğu'nun ucuz hayatlarının haber değeri düşük, ya da hiç yoktur.

Pakistan, "pak ve temiz insanlar ülkesi", aynı zamanda günde 1 doların altında yaşanan ucuz hayatların ülkesidir. O hayatlar arasında, hele de birazcık yeşil dolarlarla sulanırsa, kolay yeşerip serpilir köktendinci akımlar.

İster El Kaide, ister bir başka radikal dinci örgüt olsun Benazir'in canını alan; onların o topraklarda serpilip boy vermesinde yeşil ABD dolarlarının büyük payı olduğu unutulmamalı. Pakistan İstihbarat Teşkilatı (ISI) ve CIA, Suudi Arabistan'ın da desteği ile tonlarca dolar ve silah akıttı o toprakların İslamcılarına. Afganistan'da Sovyet işgaline son vermek amacıyla beslenip büyütülen gruplar, bugün sayıları 20 bin civarında Pakistan medreselerinden yetişen talebeler (Taliban) kendilerini var eden efendiyi de tehdit ediyor. ABD, Pakistan'da iktidarın, varlığına Afganistan'da bile tahammül edemediği, Taliban benzeri grupların eline geçmesinden ve böylece radikal İslamcılığın nükleer silaha da sahip olmasından korkuyor.

2007'nin Pakistan'a son hediyesi olan Butto cinayeti ülkeyi nereye varacağı kestirileme-yecek bir istikrarsızlığa ve belki de iç savaşa sürükleyecek. İslamcılarla Butto'nun çizgisini benimseyen laik kesimlerin olası çatışması dışında, mezhep çatışmalarına da gebe Pakistan. Benazir'in öldürüldüğü gün, kuzeybatıdaki Sünni ve Şii kökenli Peştun aşiretleri arasındaki çatışmada 40 kişi öldü. Kasım ayından bu yana süren bu çatışmalar 150'den fazla insanın yaşamına mal oldu.

2007 Pakistan için de "kara" yıldı. Yalnızca Benazir'in ölümü bile yeter bu tanım için. Ancak, geriye doğru bakıldığında pek çok başka olayın da bu tanımı desteklediği görülür: Müşerrefin Yüksek Mahkeme Başkanı'nı görevden almasıyla başlayan avukatlar ayaklanması, Lal Mescit'te toplanan İslamcı militanlara karşı operasyonda 105 kişinin öldürülmesi, Şii-Sünni çatışmaları, Butto'nun ülkeye ayak bastığı gün patlatılan bombanın aldığı 139 can...

1996'da Habitat Zirvesi için İstanbul'a gelen liderler arasındaydı Benazir Butto. O zirvede konuşan liderler arasında iki kişinin, Butto ve Castro'nun karizmaları dinleyenleri büyülemişti. Her ikisi de ucuz hayatlara vurgu yapmıştı. 1 dolardan aşağı bir gelirle yaşamak zorunda olanlara...

Benazir Butto ve onun Halk Partisi, Pakistan siyasetinde ortanın solunu, laik-demokrat bir çizgiyi temsil ediyordu. Butto ismiyle özdeşleşmiş partinin Benazir'den sonra kendisini toparlaması zor görünüyor.

Ama kimbilir? Bazen bu türden şoklar ve felaketler toplumları bir araya getirir. Sağduyu isyan eder yaşanan akılsız vahşete. Bir felaket, bazen, ileriye ve güzele doğru yürüyüşün başlangıcı olur. Dilerim Pakistan bunu becerir. Dilerim, 2007 hepimiz için felaketleri de beraberinde götüren bir yıl olur. Dilerim, iyiye ve güzele; Doğu'nun ucuz hayatlarının da gerçek değerini bulduğu bir dünyaya doğru bir yürüyüş başlar 2008'le.

Haydi, Mutlu yıllar!