Bakan Tekin'in açıklamaları, bu oyunda zorlandıklarının da bir işareti olarak görülmesi gereken açıklamalardır. Köşeye sıkıştıkça dilleri sertleşmekte bu durumda bizim haklılığımızı ortaya çıkarmaktadır.

O koltuk onlara dar gelecek

Necati Kalafat - İzmir Velider Başkanı

Geçen hafta Milli Eğitim Bakanı, Meclis kürsüsünden tarikatlara kurduğu ilişkiyi anlatırken 21 yıllık AKP iktidarının uyguladığı tüm fikrî yaklaşımlarını ve taktik uygulamalarını bir kaç cümleye sıkıştırarak hızlandırılmış bir 21 yılı bizlere yaşattı. Eğitimin ve sağlığın kamusal niteliğinin altının boşaltılarak tüm gerici uygulamalara çalışma alanı olarak tarif edildiği belirtildi. Bir taraftan da boşalan nitelikli eğitim alanlarına piyasa şartlarının gerekliliği adı altında özel sektöre açılma süreçlerini bizlere anlatmış oldu. 

Açıktan yapmaya başladılar 

Cumhuriyetin kazanımlarına dayalı, bilimsel, laik ve istihdama yönelik eğitim uygulamaları yerine sorgulamayan, biat eden nesilleri karanlık geleceklerinin aparatı olarak gören bu zihniyet, son seçimlerde aldıkları güçle uygulamalarını çok daha açıktan yapmaya başladı. 

ÇEDES ile başlayan okullarda imam görevlendirme projelerine verilen tepkinin toplumsal karşılığında öyle korkmuş olmalılar ki bir taraftan projeyi hayata geçirmekte zorlanırlarken bir taraftan arka kapılar aramaya devam etmektedirler. ÇEDES ne bir başlangıç ne de bir son. Bu proje, malum yaklaşımlarını hayata geçirmek için hem kendilerinin hem de bizim sınırlarımızı zorladıkları bir oyun planına dönüşmüş durumda. 

Ancak Bakan Tekin'in açıklamaları, bu oyunda zorlandıklarının da bir işareti olarak görülmesi gereken açıklamalardır. Köşeye sıkıştıkça dilleri sertleşmekte bu durumda bizim haklılığımızı ortaya çıkarmaktadır.  

Çocuklar gelecektir 

Çocuklar ve gençler bu ülkenin geleceğidir. Eğitim sistemimiz tel tel dökülürken, milyonlarca gencimiz hedefsizce okul hayatlarına devam ederken, meselenin tarikatların sivil toplum faaliyeti olarak görülmesi ve işbirliği yapılmasının gerekliliğinin bu düzeyde anlatılması büyük bir hatadır. 

Bu ülkenin çok köklü bir eğitim emekçileri mücadele geleneği vardır. Bu ülkede birçok veli derneği vardır. Birçok amacı sadece eğitim olan derneği ve vakfı vardır. Neredeyse hepsinin tek amacı eğitim sisteminin yapısal ve güncel sorunlarına çözüm aramaktır. 

Siyasal güç zehirlenmesi 

Bakan’ın bahsettiği tarikat cemaat ilişkileri gibi kendilerine rant alanı açmaya çalışan, kadro devşirmeye uğraşan toplulukları, eğitim sisteminin paydaşı haline getirmeye çalışmak bir siyasal güç zehirlenmesinin tezahüründen başka bir şey değildir. 

Geleceğimizi karartmaya yönelik bir ajandalarının ellerinde olduğunu biliyoruz. Ama onlarda çok iyi bilmeli ki karanlık bizim düşmanımızdır. Mesele çocuklarımız olduğunda da karanlıkla mücadeleden kaçmayacağımızı da hatırlatmakta çekinmeyeceğiz. 

Bakan Tekin ve düşünce ortaklarına sözümüz bu ülkede milyonlarca çocuğumuzun bakanı olduğu ve onların ailelerinin oluşturduğu büyük bir topluluğun eğitim sisteminin yöneticisi olduğu hatırlatması olacaktır. 

Kendi daraltılmış düşünceleri ve kadrolarına yönelik açıklamaları belki koltuğunda bir müddet daha oturmasına olanak sağlayabilir ama geleceksizliğe sürüklenen gençlerin ahı ile o koltuk ona dar gelecektir.