Tedhiş, insanları dehşete düşürüp, yapacağını yapamaz, söyleyeceğini söyleyemez hale getirmek.

Bu yolda kullanılan araçlardan ilki de, insanları ‘cumhurbaşkanına hakaret’le suçlamak: 15-16 yaşındaki çocukları, okulda sınıflarından alıp götürüyorlar, tutuklamak için; tutuklama kararı vermeyen savcıyı, hakimi anında sürüyorlar en uzak illere, kardı kıştı dinlemeden: OHAL ilanından önce de mevcut rejim, en kural tanımaz ve vicdansızından bir eşkıyalık rejimiydi.

Sırf bunları yazdık diye de ‘cumhurbaşkanına hakaret’ diye hakkımızda soruşturma açabilirdi zavallı bir savcı; açmazsa sürgün edilmek tehdidiyle karşı karşıya. Erdoğan rejimi, ‘muhbir olmazsan, ihbar edilirsin’ rejimi: Hayatta kalabilmek için alçaklaşmak.

FETÖ’cüler parlamentoyu bombalamışlar: “Parlamenter rejim artık bekleme odasında” diyen de mahkemeye çıkartılacak mı? “Mevzuatı boş verin”; yani “hukuk-mukuk tanımayın, yönetmelik, yasa, anayasa da neymiş, iplemeyin geçin” diyen de yargılanmazsa, ortada bir yargı yok, ‘mevzuat düşmanı’nın bir oyunu, tezgahı var demektir.

HDPli milletvekilleri için ne diyor: “Milletim sizi orada istemiyor.” ‘Orası’ neresi: Meclis. Git milletvekillerini kendin seç: Bu ne kendini bilmezlik, bu ne despotluk, bu ne saygısızlık, ne denli bir hakaret biz vatandaşlara/seçmenlere; dahası en büyük ayırımcılık, bölücülük, hainlik, silahlı siyaset/iç savaş kışkırtıcılığı, dolayısıyla da kan-oburluk.

Birinin de gözü ‘flu’ görüyormuş benim Meclis’e gönderdiklerimi: Benim ülkemi kana bulama; git, uzaklaş; halkımı birbirinin katili yapma ya da daha kolayı, katarakt ameliyatı ol, Yunanistan’dan ithal yerli ve milli can/sağlık tacirinin prim/performans meczubu kıldığı hastanelerin/özel ‘tıp merkezleri’nin birinde.

OHAL ilanı, insanları kendilerini ‘diken üstünde’ hissettirmeye yönelik, tedhişçi; parlamentoyu (konuştay, tezakürgah) devre dışı bırakmaya yönelikliği ölçüsünde de Meclis’i bombalamaya mümasil bir tasarruftur.

Yargılanması gereken biri daha var: “Anayasa ne söylerse söylesin” diyen seçkin devlet ‘adam’ı; bugünlerde her fırsatta gözlerinin nasıl yaşardığını anlatmayı adet edinmiş Pamukova fatihi; 41 insanı ‘hızlandırılmış tren’ maskaralığı/yalanı/caniliği uğruna ve de ‘reis’ine şan olsun diye ölüme gönderen nükteci...

Nükteci olmasına nükteci de, ‘mizah’ı pek sevmiyor: Leman’ı daha matbaada bastırtıp yasakladı, ‘paralel’ci ‘terör’le mücadele babında.

Türkçedeki bire bir, mükemmel ve 300 yıllık karşılığı ‘tedhiş’ iken ‘terör’ kelimesini kullanmakta ısrar eden herkese şüpheyle ve teyakkuzla bakmak, biz yurtseverlerin –abartmıyorum- birincil görevidir. Tedhiş yerine terör diyen, insanları şiddet kullanarak/kullanma tehdidiyle dehşete, dolayısıyla kendilerini ‘diken üstünde’ hissetmeye sürüklemek suretiyle yıldırıp sindirerek yapacağını yapamaz, daha doğrusu ‘hiç yokmuş’ gibi yapar hale getirme peşindeki bir faşist, ya da kendini akıntıya kaptırmış, dolayısıyla istemeden de olsa faşistlerin değirmenine su taşıyan bir ‘manipulé’dir.

Şöyle bitirelim: OHAL ilanı, insanları kendilerini ‘diken üstünde’ hissettirmeye yönelik, tedhişçi; parlamentoyu (konuştay, tezakürgah) devre dışı bırakmaya yönelikliği ölçüsünde de Meclis’i bombalamaya mümasil bir tasarruftur.