Hafta sonu basketbol ziyafeti vardı ülkenin dört köşesinde.

Hafta sonu basketbol ziyafeti vardı ülkenin dört köşesinde.
İlk yarının sonuna yaklaştığımızda takımların bazı sorunlarını aştığını gözlüyoruz.
Ergin Ataman'ın Beşiktaş'ın başına gelmesiyle yapılan operasyon oldukça olumlu geçti. Sakatlığı süren Cüneyt'in eksikliğinde bir de Chatman olmasaydı, Efes karşısında oldukça zorlanırlardı. İki kez kazandıkları karşılaşmayı kaybettiler.
Maç uzatmaya bile gitmezdi ama Efes Pilsen'in ne kadar tecrübeli bir takım olduğunu unutuverdiler farkı yakalayınca.
Tribünde maçı izleyen başkan Tuncay Özilhan bile umudunu kesip salonu kızarak terk etmişti. Zaten şu son çıkan karar nedeniyle, kapanma sınırına gelen basket kulübü hakkında duyguları oldukça karmaşıktı. Beşiktaş Cola Turka, Efes'e yenilerek şimdilik durumu biraz olsun kurtarmış olan Perasoviç'e de son bir şans tanımış oldu.

Haftanın diğer maçlarında belediyeler grevde oldukları için, temizlik işlerini yapmak özel kurumlara kaldı. Yeni antrenörü ile Trabzon zorlu Aliağa deplasmanından puan çıkardı. Antrenör değişikliği yapan bir başka kulüp olan Türk Telekom, her hafta daha iyi bir çizgi yakalamaya devam ediyor. Tofaş genç kadrosuyla mücadeleci, iyi savunma yapan çizgisini hiç kaybetmiyor.
Bornova, Mersin, Antalya, Erdemir ve Aliağa takımları istikrarsız bir görüntü verip, hiç beklenmedik sonuçlar alarak Beko Basketbol Ligi'nin her türlü sonuçlara açık olduğunun tablosunu çiziyorlar.

Yazıma basketbolde ziyafet vardı bu haftasonu diye başlamıştım. Simdi sıra en lezzetlisine geldi.
Abdi İpekçi'de Olin zeytinyağlarından yapılmış leziz bir öğle yemeği vardı. Bu yemek, sonunda köpüklü bir kahve içmeyle noktalandı.
Ligin en iyi savunma yapan ve doğru basketbolunu oynayan takımı Olin Edirne, Oktay Mahmudi'nin gelişiyle bambaşka bir çehreye dönüşen Galatasaray Cafe Crown deplasmanına hazırlıklı gelmiş. "Help and recover" savunma prensibini çok iyi uygulayarak, hem dış atışlarda hemde çember altında rakibine kolay sayı fırsatı vermedi. Koç Gökhan Taştimur, Caner, Davut, Doliboa ve Samardjiski rotasyonunu o kadar iyi dengeledi ki, Ermal, Andric ve Rancik üçlüsü toplamda sadece 21 sayı üretebildiler. Shipp, Haluk ve Evren'in de toplamda 7 sayıyla sahada 15'er dakika kaldıklarını eklersek Olin savunmasının ne denli düzgün işlediğini anlamış oluruz.
Burada Gökhan Koç'a yapacağım eleştiri şu olacaktır.
Maçı kazandım havasındaki takımına müdahele etmekte gecikti.
Galatasaray Cafe Crown'un son üç dakikada 11 sayı gerideyken yapacak sadece tam saha sıkıştırmalı baskısı vardı. Bunu sezip, Ginevicius'u hemen Can Akın'ın yanına monte etmen gerekirdi. 3 sayıya kadar inen farkın oluşmasına yardım etmiş oldun. Böyle ters yüz olan anlarda oyuncu değişiklikleri yaparken çok sakin olmak gerekir. Nerdeyse 4 yabancı kalacaktı sahada Doliboa'yı çıkartmasaydın. Yardımcılarına dua et, seni zamanında uyardılar.
Muhteşem bir maç izlettiler bana. Her iki takımın seyircisini de kutluyorum. Edirne'den otobüslerle gelen binlerce Olin taraftarı davranışlarıyla örnek basketbol seyircisi olduklarını bir kez daha kanıtlamış oldu. Maç sonunda iyi basketbol oynayarak hakkıyla kazanan Olin'i alkışlarla gönderen Galatasaray seyircisini de canı gönülden kucaklıyorum.