Google Play Store
App Store
Ölümlü bir evren için her şey sıradan

NİHAN GÖKHAN YENİCE

T.S. Elliot’un Çorak Topraklar yapıtını okuduysanız IV. kısımda yer alan ünlü dizeyi hatırlayabilirsiniz; “Ah, dümeni çevirirken rüzgâra bakan / Hatırla Phlebas’ı, bir zamanlar uzun ve yakışıklıydı senin gibi.” Elliot’ın Finikeli’si gerçek dünyada fiziki ölümle karşılaşmıştır ve ölümün hemen ardından gelen çürüme zaferini ilan eder. Ian M. Banks’ın bu kitabına isim babalığı yapan dizeler nasıl bir metin ile başbaşa kalacağınızın çağrısı adeta. Ama kitap hakkında yazmaya başlamadan evvel yazar ve yapıtları üzerinden hızlıca geçmek isteriz.

1954 İskoçya doğumlu yazar Ian Banks (Ian M. Banks) 2013 yazında, 59 yaşında kansere yenik düşerken, ardında 32 yapıt bıraktı. Ana akım kurgu dalında “Eşekarısı Fabrikası” (The Wasp Factory) ile başlayan 14 kitabı dışında şiirleri ve “Viski Gezisi” üzerine yadıklarını Ian Bank imzasıyla, bilimkurgu eserlerini ise Ian M. Banks imzasıyla yayınladı. Bilimkurgu dalında yine 14 roman ve iki kısa hikâye kitabı bıraktı ardında. 1987’de ilk bilimkurgu kitabı “Phlebas’ı Hatırla” ilk “kültür evreni” romanıydı. Bu romanın ardından yazdığı aynı evrende geçen 9 “kültür” romanı daha vardır. Kültür romanlar sadece aynı evreni paylaşırlar, her biri bağımsız okunabilir; aralarında bir bağ varsa da aynı evrende olmak dışında çok zayıftır. Bugüne kadar Ian M. Banks imzalı kitaplardan sadece “Cebirci / The Algebraist” Türkçe’ye kazandırılmıştı, “Phlebas’ı Hatırla” ikincisi.

“Phlebas’ı Hatırla”, galaksiler arası bir uzay operası. İdir ile Kültür arasında savaşın olduğu yıllarda geçen hik

âye bie “değişçin” olan Horza’nın neredeyse bir foseptik çukurunda boğulmak üzereyken kurtulması ile açılır. İdir yanlısı Horza, makineleşmiş YZ temelli Kültür’e karşı çalışmaktadır. İdir, Horza için evrende biolojik temelli yaşamı savunduğu için önemlidir yoksa humonoid olmaktan uzakta olan İdirliler ile arasında daha sağlam bir bağ yoktur. Savaşlar esnasında soyu neredeyse tükenmiş olan ve gezegenlerini yitirmiş Değişçinler bağımsız olarak her iki taraf içinde çalışmaktadır ve elbette Horza’nında Kültür için çalışan Balveda ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdır. Horza ve Balveda arasında ki ilişki üzerine uzun uzun yazmak mümkün ama Banks karakterlerin etkileşimi, olayların örgüsü, evrenin biçimi, varlıkların birbiriyle ilişkisi, newton evreni dışında hareket ve seyahat kabiliyetleri üzerine okuyucuyu öyle bir hızlı tempo içerisine yerleştiriyor ki, kitabı bitirip tekrar okumak, hatta bu okuma isteğine karşı koymak çok zor. Horza’nın ahlaki yapısı ve zorda kalmadıkça şiddeti ve öldürmeyi tercih etmemesi kitabın yapısında hayatın doğal akışında gerçekleşen mizahi durumlar yaratıyor ve Banks’ın sinematografik dili altında neredeyse elle tutulacak kadar gerçek biri haline geliyor. Ancak Banks’ın ilk bilimkurgu romanı yapısal birtakım zorluklar/zorlamalar ile beraber doğmuş, gereksiz bölümlere ayrılmış. Kitap, Banks’ın ilk bilimkurgusu için muhteris çabasını açık açık sergiliyor. Bu durum her ne kadar kulağa olumsuzluk gibi gelse de hikayenin sergilenme şekli herşeyin üstesinden gelip Ian M. Banks’ı bilimkurgu üstadlarının yanına yerleştiriyor. Banks, bireysel eylemlerin devasa trajik sonuçlar doğurabilmesini sergileme işini diğer fantastik yapıtların bir çoğundan çok daha incelikli bir şekilde kotarıyor. Anlatının ara ara uyum konusunda zayıflığına rağmen tüm Kültür Evreni hikâyeleri için önemli bir ilk yapıt. Horza’nın arayışının önemsiz doğası ve süren savaşın ahlaki olarak sorgulanması kitabın sonunda savaş ile ilgili ekler sayesinde daha da netleşiyor. Bu sayede anlatının uyum sorunu bir nebze olsun ortadan kalkıyor.

Kitabın içerisinde güneş gibi yıldızların yüzeyine saklanabilen kültür makinelerinden, kişilik hakkı kazanmış YZ dronlara, yamyam kültlerden, silindirik devasa yaşam istasyonlarına, birbirlerine duygu yükleyerek ölümcül bir kumar oyunu oynamaya kadar aklınızı başınızdan alacak fikirlerin zenginliğine savrulacak dahası Ian M. Banks’ın post ütopik anarşik geleceği temsil eden “Kültür Evreni” ile tanışacaksınız.