Geçtiğimiz hafta önce Mehmet Baransu tutuklandı ardından Taraf gazetesinin parlak günlerinde Baransu’ya ulaştırılan belgelere “uygundur, basalım” diyen Ahmet Altan ağzını açtı. Baransu ve Yasemin Çongar ile uğraşmayın, o haberlerin yayınlanma nedeni benim diyor. Bunları söylerken de kemikleşmiş kibriyle hemen herkese hem demokratlık hem de gazetecilik etiği dersi veriyor adeta, üstelik bunu ilk kez de yapmıyor.
 
Korkarım kendisinin de sözünü ettiği vesayetlerden pek farkı yok. Her söylediğine itibar etmemiz, entelektüel bilgi ve birikimine itaat etmemiz bekleniyor adeta. Yaşanan süreçlere ilişkin ağzından henüz tek bir özür ve pişmanlık hecesi dökülmeyen bu eskimiş zihin halen ciddiye alınıyor.
 
Altan gazeteyi bıraktığı günden bu yana vasat edebi dünyasına fena halde dalmış olacak ki Balyoz davasına ilişkin görüşleri ilk günkü bulanıklığını koruyor. Sorduğu sorular artık komik bile değil. Sahte deliller üretmekten, hukuksuz yargılamalardan, ölümlerden, çalınmış hayatlardan söz ediyoruz sen halen kendince meydan okuyorsun. Hiç halk plajı ya da istihbarat servisi gördün mü bilmiyorum ama Donanma İstihbarat Merkezi’nde o belgelerin ne işi vardı, halk plajı mı burası, istihbarat merkezi diye kinaye bile yapabiliyorsun, utanmadan, sıkılmadan.
 
Elinin körü koydu?
Ahmet Altan Türkiye’nin yakın tarihinden bihaber olacak bir isim değil, matematiğinin de parmak hesabına yetecek kadar iyi olduğunu sanıyorum. 1970’lerin sonunda belirli bir amaç için düğmeye basan Gülen hareketinin zirve yaptığı yıl 2008. AKP desteğinin yanı sıra 70’lerde doğan çocuklar bugün 40 yaşının, 70’lerde 13-14 yaşında olan bir çocuk şimdilerde 50 yaşının üzerinde. Bu yaş dilimleri orduda hatırı sayılır rütbelere tekabül ediyor. Cemaat yapılanması, liselere kadar uzanan imam örgütlenmesi, organizasyonun ekonomik ve entelektüel birikimi hiç mi anlatılmadı sana Ahmet Altan?
 
Dolmabahçe’de Erdoğan’la görüşen, içeriği kıyamete kadar saklı kalacak olan toplantı neden yapıldı? E-muhtıranın mimarı halk plajında simit satan biri değil o sırada Türkiye’nin Genel Kurmay Başkanı  Yaşar Büyükanıt idi. Sonrasında herkese dokunulurken kendisi Fenerbahçe maçlarına gidip şeref tribününde gol sevinci yaşıyordu. Bütün bunlar hatırınızda mı Ahmet Altan? 
 
Darbecilerin zorbalığından da, hırsızların zorbalığından da nefret ederim’ demişsin... Cemaat Evren, Özal, Çiller, Demirel, Ecevit ve nihayet AKP iktidarı tarafından desteklenen, yurtdışındaki okullar ve dernekler vasıtasıyla yabancı istihbarat servisleriyle içli dışlı olan, her iktidarla güçlenen Cemaat her daim gölge vesayet değil miydi Ahmet Altan?
 
Taraf’ın yazar kadrosu nasıl oluşturuldu? Yıldıray Oğur, Ceren Kenar, Emre Uslu, Markar Esayan, Mehmet Baransu ve benzeri gazetecilikten başka her türlü çirkinliğe, dezenformasyona imza atan isimler Taraf gazetesiyle nasıl ve hangi motivasyonlar güdülerek buluşturuldu? Bu isimleri gazeteye kim aldı, hızla yükselmelerine kim imkan sağladı? Aptal ve alçak olmadığına göre bize ne olduğunu izah edebilir misin, Baransu tutuklanana kadar neden sustuğunu anlatabilir misin, Cemaat’in resmini yapabilir misin Ahmet Altan?
 
Ne Ergenekon ne Balyoz ne de benzeri süreçlerin amacı hiç bir zaman askeri vesayetin gerçek suçlularını hedef almadı. Aksine Cemaat taşeronluğunda devletin tüm organlarını felç ederek gücün el değiştirmesini sağlamak amaçlandı. Baransu bu sürecin aktif piyonlarından biriydi, gazetecilik değil tetikçilik yaptı. Şimdi Baransu’nun tutuklanma nedeni gazetecilik olsa da Türkiye’nin bu hale gelmesinde eski Taraf yazarlarının payı büyük. Peki ya sen bu resmin neresindeydin Ahmet Altan?