Google Play Store
App Store

Aslında etrafında toplanılacak çok basit bir talep var: Bize borç vermesinler, pandemiyi doğru yönetip bizim çalışma koşullarımızı oluştursunlar. Biz kendi ticaretimizle kazanırız.

Pandemide çalışmanın zorlukları

HANDE TUHANİOĞLU

Salgın koşullarının ekonomik ve sosyal anlamda doğurduğu koşullar, zaten var olan eşitsizlik ve güvencesizlik ilişkilerini derinleştirdi. Bunun yanı sıra çalışma yaşamındaki değişimler de yeni sorunlar ortaya çıkardı. Farklı sektörlerde süreç boyunca neler yaşandığını ve emekçilerin neler talep ettiğini çalışanlarla konuştuk. İyi pazarlar

ESNAF FARUK KONUKÇU

Pandemi sürecinden bir esnaf olarak nasıl etkilendiniz?

Turizm bölgesinde ticaret yapan bir esnaf olarak daha olumsuz etkilendiğimizi söyleyebilirim. İşletme arzının turizm kapasitesine göre oluşmuş olması ve turizmin en çok kaybeden sektör olması bizim gibi yeme içme işletmelerini daha ağır bir krize soktu.

Bu süre boyunca sözde kira yardımı, ciro yardımı gibi yardımlardan yararlanabildiniz mi? Bunlar mağduriyetinizi gidermek için yeterli miydi?

Pandemi kısıtlamalarının birinci döneminde maalesef işletmelere herhangi bir hibe ya da muafiyet uygulanmadı. İkinci kapanma döneminde ise üç dönem ödenen bin liralık gelir kaybı yardımı, kısmi kira yardımı ve ciro kaybı desteği gibi üç ayrı destek açıklandı. Burada en önemli destek ciro kaybı desteği olmasına rağmen sektörün yüzde 95’i bu desteği ciro kaybını belgeleyemediği için kullanamadı. Yapılan desteklerin yaralara merhem olması mümkün değil. Bizim sürecin başından beri talebimiz pandemi koşullarına uygun kriterlerle ticaret yapmaya devam etmektir. Eğer kapatılıyorsak yasal sorumluluklarımızın bir yıl boyunca alınmaması ve kredi borçlarımızın faizsiz olarak en az altı ay ertelenmesini talep ediyoruz.

Yaşanan mağduriyetler karşısında esnaf olarak nasıl mücadele etmeyi düşünüyorsunuz?

Esnaf toplumunda hak mücadelesine inanmayan bir politik kültür var. 2001 krizindeki esnaf yürüyüşünden daha ağır bir ekonomik kriz yaşanmasına rağmen en ufak bir protesto bile örgütlenemiyor. Aslında etrafında toplanılacak çok basit bir talep var: Kayıplarımızın bütçeden karşılanması ve pandemi koşullarında ticaret yapma koşullarımızın oluşturulması. Bize borç vermesinler, pandemiyi doğru yönetip bizim çalışma koşullarımızı oluştursunlar. Biz kendi ticaretimizle kazanırız.

EV EMEKÇİSİ SEVİM GÜÇLÜ

Pandemi süreci çalışma yaşamınızı nasıl etkiledi?

Pandemi sürecinde biz ev eksenli çalışan kadınlar olarak gerçekten çok mağdur olduk. Çünkü insanlar sanki biz bütün evlere gidiyoruz da hastalığı yayıyormuşuz gibi bizi istemediler. Biz sadece evde çalışıyoruz, insanların ev temizliklerini yapıyoruz. Biz işe gidersek para alırız, gidemezsek alamayız. Para kazanamayınca faturalarımızı ödeyemedik, ekmeğimizi alamadık, kirada oturanlar kiralarını ödeyemedi. Maddi olarak çok büyük sıkıntılar yaşadık yani.

Çalışma yaşamınızda kadın olmanızın getirdiği ekstra zorluklar yaşıyor musunuz?

Olmaz olur mu? Kadın olduğumuz için her türlü şeye maruz kalıyoruz, taciz, tecavüz, şiddet… Paramızı vermiyorlar, bizi kovuyorlar, yemek vermiyorlar…

Yaşadığınız sıkıntılara dair talepleriniz neler?

Devlet evde çalışan insanlar için bir günlük de olsa sigorta yapmak zorundasınız dedi ama hiç kimse yapmadı bunu. Ben pencereden düştüm de bacağım kırıldı, kolum kanadım kırıldı diyemiyoruz. . Bir güvencemiz olsaydı bizim de hak iddia edebileceğimiz bir merciimiz olurdu.

Diğer ev emekçileri ile bir araya geldiğiniz bir platform var mı?

Keşke öyle bir şey olsa. Bir dönem CHP, bu pandemi sürecinde Zoom üzerinden bir görüşme yaptı. Orada birtakım sorunlarımızı anlattık ama böyle bir platform yok. Bir ara Ankara Mamak’ta evde çalışan kadınlarla ilgili bir dernek kuruldu, sonra o da bitti.

Eğer böyle bir platform kurulursa nasıl bir mücadele kurulmalı peki sizce? Ne yapılmalı?

En azından böyle bir platform çalışmamız olsaydı biz bir sürü insana iş olanağı sağlardık, her gittiği evde mutlaka sigortasının yapılması ve ücretinin kesinlikle ödenmesi için elimizden geleni yapardık ya da evlere asla tek başına göndermezdik kimseyi, en az iki kişi giderdik. Kadınlar birbirlerine sahip çıkarlardı. Türkiye’de kayıtlı 11 milyon ev emekçisi kadın var, belki de bunun iki üç katı kadarı kadar da kayıtsız çalışanlar vardır. Böyle bir platform olsa, bütün sıkıntımızı birlikte çözebilirdik.

BÜTÜN ESNAF ZARAR GÖRDÜ

KABARE PLATFORMU ÜYESİ DİLEK IŞIK

Kabare platformu neden bir araya geldi? Bu platformdan beklentileriniz neler?

Kafe, bar, restoran gibi işletmelerin temelde hizmet alanları aynı. Bazı küçük farklar olmakla beraber, yeme içme sektörünün yapı taşlarını oluşturur. Son bir yıl içinde ruhsatı bar olan mekânların hiç açılmamış olması 8 milyon insanın direkt veya dolaylı olarak işsiz kalması ve para döngüsüne katkı sunmamaları anlamına geliyor. Ayrıca benzer işleri yapan işletmelerin bar, restoran, kafe oluşlarına göre farklı uygulamalara maruz kalmaları da başka bir haksızlık oluşturmakta. Kabare, sektörün sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm aramak için bir araya gelen kafe, bar, restoran sahipleri ve çalışanları tarafından kuruldu. Amaç bizlerin haklarını aramak ve kapalılıktan doğan, aslında kimsenin fark etmediği sorunları kamuoyuna duyurmak.

Şimdiye kadar iki eylemimiz oldu. Biri iki gün akşam 19.00’da dükkânlarımızı 15 dakika açıp iş yerlerimizin önünde alkış tutmak. Diğeri de para kazanmıyor olmamıza rağmen hâlâ gelen faturalarımızı balonlarla 'uzaya' yollamak.

Toplumu doğru bilgilendirmek ve yıkıcı değil de yapıcı bir tutum sergilemek hepimiz için doğru olan şey. Tümüyle bağımsız bir yapıyız. Bir de kargaşaya neden olacak tarzda eylemlere girmiyoruz.

Platform olarak sektörü detaylı ve doğru tanıtarak kayıplarımızın karşılanması, en azından makul bazı vergi iptal ya da indirimleri umuyoruz. Çünkü kapalı olduğumuz dönemler için tüm vergiler işledi. Kazanç olmayınca tümünü borçlandık. Şu an bırakın para kazanmayı, en iyi durumdaki işletme her şey düzelse bile en az bir yıl pandemi süresindeki kayıpları yerine koymak için çabalayacak. Pek çoğu tamamen kapattı, gerisi de süreç içinde dayanamayıp kapatacak. Yani bir sektör büyüklü küçüklü tüm organlarıyla zarar görmüş durumda. İntiharlardan hiç söz etmeyeceğim.

Kafe ve barların bazılarının açılıp bazılarının açılmaması nasıl bir etki yarattı? Kabare içerisinde nasıl etkileri oldu?

Barların hiç açılmaması bar sahipleri ve çalışanlarına daha ağır bir darbe oldu tabii ki. Bu durum hiçbirimiz açısından anlaşılır değil. Kabare bu konuda eşitlik için mücadele etti. Ancak diğer segmentlerdeki işletmeler de çok bunaldıkları için açmak zorunda kaldılar. Yoksa Kabare birlikte açmak ya da açmamak için oldukça mücadele verdi. Ancak bunu başaramadık. Fakat bir zarar temini söz konusu olur ise barların daha çok destek alması gerektiği muhakkaktır. Muktedir güç neye göre hangi kıstasla kararlar veriyor bilemiyoruz. Süreci merakla izliyor ve birçok konudaki uygulamaları da hayretle karşılıyoruz.

Pandemi öncesinde de bazı zorluklar vardı. Pandemi süreci nasıl etkiler yarattı?

Pandemi öncesi başlayan aşırı takip, yoklama, uygulama vs. gibi baskılar zaten sektörün daralmasına ve huzursuz olan insanların denetimsiz yerleri seçmelerinden dolayı gelir kayıplarına neden olmuştu. Bir de zamlar var. Düşünün ki bir yıl içinde sattığınız her şeye iki katı kadar zam geldi. Ama bunu müşteriye yansıtamıyorsunuz. Doğal olarak karlılığınızı azaltmak zorundasınız. Her birimiz tüm birikim ve tasarrufunu işyerlerine aktarmış insanlarız. Kime ne zararımız var ki bu kadar atıl görülüyor ve günah keçisi ilan ediliyoruz merak ediyorum doğrusu. Sosyal hayata bakın, otobüsler dolmuşlar tıklım tıklım. Marketler her gün yüzlerce insana hizmet veriyor. Güzellik salonları, kuaförler onlarca insanı üstelik fiziksel temas ederek ağırlıyor. Otellerde bir sınırlama yok. Kongreler, mitingler tıklım tıklım, sorun yok.

Kira meselesine de hiç girmiyorum. Stopajı asla dile getirmiyorum. Kapalı günlerde işleyen tabela vergisi, gelir vergisi, işgaliye, çöp vergisini falan hiç demiyorum. Yapılandırmaları dükkânlar kapalıyken ödemek zorunda bırakıldık, haliyle ödeyemedik demiyorum. Krediler, kredi kartları patladı demiyorum. Daha neleri demeyeyim?