Suudi Arabistan, ABD’de PGA Tour isimli firmayı satın aldı. Senato’nun raporu, Riyad’ın ABD ekonomisinde giderek daha fazla paya sahip olduğunu ortaya koydu.

Para kaybederek güç kazanıyor
Fotoğraf: AA

Ken KLIPPENSTEIN

PGA Tour isimli golf liginin Suudi Arabistan tarafından satın alınması, Kongre tarafından yürütülen yeni bir araştırmaya vesile oldu. Ortaya çıkan rapor, Suudi devletinin ABD ekonomisine derinlemesine nüfuz ettiğini ortaya koyuyor.

Senato’nun Daimi Araştırma Komitesi tarafından yayımlanan 276 sayfalık raporda PGA’nın LIV Golf ile birleşeceği söyleniyor. LIV Golf’ün hisselerinin tamamı Suudilerin varlık fonu mülkiyetinde. Birleşme kararı duyurulduktan sonra belli kesimlerden büyük eleştiriler yükseldi, Suudi Arabistan’ın “insan hakları karnesini sporla düzeltmeye çalıştığı” eleştirileri yapıldı.

Raporda Suudilerin Varlık Fonu’nun diğer yatırımları da ele alınıyor, fonun ABD’nin en büyük şirketlerinde önemli hisseleri olduğuna dikkat çekiliyor.

The Intercept’e röportaj veren uzmanlar, Suudilerin ABD ekonomisinden giderek daha fazla pay almasını, ABD politikaları üzerinde giderek daha fazla etki sahip olacağının işareti olarak ele alıyor.

Arap Dünyası İçin Demokrasi isimli sivil toplum kuruluşu yöneticisi Sarah Leah Whitson, “Ekonomik, sosyal ve kültürel varlıklarımızın satın alındığı kapsamlı Suudi yatırımlarının olası ulusal güvenlik riskleri, ABD yetkilileri tarafından kasıtlı olarak görmezden geliniyor” diyor. “Sosyopat liderleri kalkıp yine birilerini öldürtmeye karar verirse, hangi şirket Suudiler ile bağlantılarını koparmaya cesaret edebilir?” sorusunu da ekliyor.

FONUN YÜKSELİŞİ

Suudi Arabistan’ın Varlık Fonu’nun toplam büyüklüğü 700 milyar dolar civarında. Bu da Varlık Fonları Enstitüsü rakamlarına göre dünyanın en büyük altıncı varlık fonu olduğu anlamına geliyor. 2018 yılında yalnızca 50 çalışanı olan fon, Veliaht Prens Muhammed bin Selman (kısaca MBS) iktidara geldikten sonra bir anda büyüdü ve çalışan sayısını 500’e çıkardı.

Veliaht Prens’in Varlık Fonu üzerinde sahip olduğu etkiyi sorduğumuz Ellen Wald, “Bence epey bir etkisi var” diyor. Wald, Varlık Fonu’nun başındaki Suudi iş insanı Yasir el Rümeyyan ile MBS arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekiyor ve Rümeyyan’ın önceleri MBS’nin bireysel bankacılık işlerine baktığını aktarıyor.

MBS’nin 2017 yılında “tahtını sağlamlaştırmak için” giriştiği temizlik operasyonunda da El Rümeyyan önemli rol oynamıştı. 20 şirkete bir anda el konulmuştu ve el konan şirketler varlık fonuna aktarılmıştı.

Firmalardan biri, Cemal Kaşıkçı cinayetinde kullanılan uçağı da işleten özel jet firmasıydı. Kaşıkçı cinayetinde emri veren kişinin bizzat MBS olduğu ABD istihbarat raporlarında yer aldı.

El Rümeyyan aynı zamanda Über’in yönetim kurulu üyesi. Senatoya sunulan rapora göre Suudi fonunun Über’deki toplam payı 2,3 milyar dolar civarında.

Fonun portföyüne dâhil ettiği diğer hisseler arasında Meta, Activision ve Electronic Arts gibi şirketler de var.

Oyun oynamaktan keyif aldığı söylenen MBS döneminde Suudiler oyun sektörüne benzeri görülmemiş yatırımlar yapıyorlar. Suudiler, Varlık Fonu destekli şirketler grubu Savvy Games’e geçtiğimiz sene toplam 38 milyar dolarlık yatırım yaptılar. Savvy CEO’su Brian Ward, şirketin Suudiler tarafından sağlanan gelmiş geçmiş en büyük başlangıç sermayesine sahip olduğunu söyledi.

Fonun portföyünde farklı teknoloji şirketleri de önemli paya sahip. Microsoft, Alphabet, Amazon, Adobe, Paypal ve Pinterest gibi şirketlerden bol miktarda hisse satın aldılar.

Bu geniş varlıklara rağmen fon geçtiğimiz sene 11 milyar dolar zarar yazdı. Verdiği mülakatta Wald, “Tabii Berkshire Hathaway kadar başarılı değiller” diye espri yapmayı da ihmal etmedi.

ETKİYE İHTİYACI YOK

Suudilerin denizaşırı etki politikaları konularına yoğunlaşan uzmanlar, finansal kazancın ilk amaç olmayabileceği değerlendirmesini yapıyorlar. Whitson, “Kâr elde etmektense, etki elde etmeyi öncelediklerini söylemek mümkün. Sınırsız paraları var, paraya ihtiyaçları yok. Etkiye ve güce ihtiyaçları var” diyor.

Eski başkan Donald Trump’ın damadı Jared Kushner tarafından yönetilen bir fona, Suudiler tarafından 2 milyar dolar yatırım yapıldı. Yatırım tarihi, Trump’ın iktidara gelişinin altıncı ayına denk düşüyor. O esnada Jared Kushner hem Trump yönetiminde resmi görev sahibiydi, hem MBS’nin çıkarlarını temsil ediyordu. Suudi bürokratlar Kushner’in firmasına yatırım yapılmasına ilk etapta karşı çıkmışlardı ve fon yönetiminin “tecrübesiz” olduğundan söz etmişlerdi. Fakat görüşleri dikkat alınmadı ve yatırım gerçekleşti.

New York Times’ta yer alan bir haberde, “Bay Kushner’ın Beyaz Saray’da icra ettiği faaliyetler karşısında, bir tür karşı ödeme aldığı düşünülebilir” deniyor. “Ya da 2024 seçimlerini tekrar Trump’ın kazanacağı yönünde bir öngörünün eseri olabilir.”

Trump’ın golf kulüplerinde de çeşitli etkinlikler düzenleyen LIV Golf’ün satın alınması da benzer yorumlara sebep oldu. LIV, Suudi Arabistan’da yaptıkları şampiyonaları, Trump’ın Miami'deki golf sahasına taşıyacağını duyurdu.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The Intercept