Başlığın kısmi isim babası Amerikalı iktisatçı, New York Times köşe yazarı Paul Krugman. “Kısmi” deyişimin nedeni Krugman’ın postmodern diye adlandırdığı şey, kapitalizmin...

Başlığın kısmi isim babası Amerikalı iktisatçı, New York Times köşe yazarı Paul Krugman. “Kısmi” deyişimin nedeni Krugman’ın postmodern diye adlandırdığı şey, kapitalizmin tarihinde sık sık rastlanan “bankalara hücum” olgusu.  Ben, yarı gırgır, yaşadığımız krizin, bizzat kendisinin de bu safhada postmodern karakteristikler gösterdiğini düşünüyorum.

Postmodernizmin öncüllerinden biri, reelin sübjektifliği değil miydi? 700 milyar dolara yakın borçla (aşağı yukarı Türkiye’nin geçen yılki GSYİH’sı) batan Lehman’ın üst düzey yöneticisi iseniz 8-9 milyon doları cebinize indirip emekli olabileceğiniz gibi, sabahtan akşama kadar ekranı izleyen sıradan bir memuru iseniz kendinizi beş parasız, işsiz güçsüz sokakta bulabilirsiniz. Hayali sermaye ve aktiflerle bezeli Wall Street’in gerçekliğini farklı farklı yaşama özgürlüğü, yani! Ya da reelin çok boyutluluğu!

Postmodernizm hayatın kendisinin metinlerden, imgelerden, imajlardan ibaret olduğunu da iddia etmiyor muydu?  Alın size “yatırım bankası” lafını. Yatırım, yatırım değil, banka, banka değil. Kendisi olmayan kendisi. Postmodern durum dedikleri bu olsa gerek!

Ama bu ucubeleri kendi adları ile çağırmak imkânsız. Yaptıkları iş borç simsarlığı, risk spekülasyonu. Simsar demeye başlayın, herkesin size bakışı değişir. Bırakın Marx’ı, Keynes’ten beri biliyoruz ki yatırımın yatırım olabilmesi için paranın bir üretim kapasitesine dönüşmüş olması gerekiyor. Birtakım kağıtların, elektromanyetik dünyada dolaşıma sokulmuş olması ne bu kağıtları, ne de faaliyetin kendisini üretken yapmıyor.

Bankanın banka olabilmesi için de kişi ve kurumların tasarruflarını mevduatlara dönüştürmesi ve bu kaynakların belli bir oranının borçlanmak isteyenlere faiz karşılığı satılması gerekiyor. Lehman ve benzerlerinin  bu tip klasik bankacılıkla ilişkisi yok. Bu “banka”lar, buldukları borç paralarla (“kredi” gibi nötr bir kelimenin dilimizdeki doğru karşılığı budur, o yüzden “borç”u tercih ediyorum) bir dizi finansal spekülatif faaliyetler içine girerek paradan para kazanmaya soyunmuş şirketlerdir.  O kadar.

 Bu arada, beklentiler çok bilinmeyenli geleceğe ilişkin spekülasyonlara dayalı olduğu için de, kendilerini sağlama almak için hem borç alanlar hem borç verenler borç sigortasına ihtiyaç duyacaklardı.  Duydular da.  AIG denilen ABD’nin en büyük sigorta şirketinin uzmanlık alanı da bu zaten.

Bu sigorta devi de ABD hükümetinin 2 yıl için sağladığı 85 milyar dolarlık bir fonla son anda batmaktan kurtarıldı. Pratikte özelleştirmelerin ağababalarınca devletleştirildi çaresizlikten.

Dostum, Amerikalı radikal iktisatçı Michael Perelman’ın verdiği örnekten esinlenerek AIG’nin niye kurtarılması gerektiğini açayım.  Birisi size gelip, Hacettepe’nin bu yıl ve gelecek yıl arka arkaya şampiyon olacağı üzerine iddiaya girmek istediğini söylese.  Ve hatta sizi ikna etmek için 100 YTL verse ve eklese, olur a Hacettepe de iki yıl arka arkaya şampiyon olursa sen de bana 100 milyon YTL vereceksin dese, ne yaparsınız?  Bu ihtimalin gerçekleşmesi neredeyse sıfır olduğu ve 100 YTL’yi de kaçırmamak istediğiniz için iddiaya girersiniz. Fakat bir yandan da, içinizi, ya Hacettepe şampiyon olur da, olmayan 100 milyon YTL’yi nasıl öderim diye bir huzursuzluk kemirmeye başlayabilir. İşte AIG bu gibi durumlar içindir. Gider, yandaki sigortacı komşunuzdan ayda 10 kuruş prim ödeyerek 100 milyon YTL’lik bir poliçe satın alıp, kendinizi rahatlatabilirsiniz. Komşunuz da, nasılsa gerçekleşmeyecek bir ihtimali sigortalayarak havadan para kazandığı için mutludur. Alan memnun, satan memnun! Ta ki, bu işin piyasası gelişene, iddaalar üzerine iddaalar alınır satılır, bu yeni iddaaların iddaaları sigortalanır, ve bu piyasanın hacmi trilyon dolarlara varana kadar. Daha doğrusu, Hacettepe iki yıl üst üste şampiyon olana kadar. Ne sizin, ne sigorta şirketinin 100 milyon YTL’si yoktur. Duruma acilen müdahale etmesi gerekmektedir birilerinin…

Olur a ihtiyacınız olur diye ABD Hazinesi’nin telefonunu da ekleyeyim bari: 1- 202 622 2000.  Başta, 00 çevirmeyi unutmayın!