Galatasaray’ın sezonun açılış maçında ortaya koyduğu kötü futbol, bir anlamda Frank Rijkaard’ın geçtiğimiz günlerde Galatasaray Dergisi

Galatasaray’ın sezonun açılış maçında ortaya koyduğu kötü futbol, bir anlamda Frank Rijkaard’ın geçtiğimiz günlerde Galatasaray Dergisi ile yaptığı söyleşinin tekzibi niteliğindeydi.
Yani diğer bir deyişle; Rijkaard ve takımı, Rijkaard’ı yalanladılar!
Hatırlarsanız Ali Sami Yen’de oynanan ilk OFK Belgrad maçı sonrası, 2-2’lik sürpriz sonuç  ve başarısız futbol yüzünden Frank Rijkaard’a yöneltilen eleştirilerin hem sayısı, hem de dozu artmıştı. Oysa görülen köyün kılavuz istemeyeceğini ısrarla söyleyen bizler, geçtiğimiz sezonun ortasından bu yana aynı eleştirileri yapmaktaydık. Rijkaard’ın Galatasaray’a dayattığı oyun anlayışının mevcut kadro ile örtüşmediğini, sistem ve oyuncu değişiklikleri çok ivedi bir şekilde yapılmadığı takdirde, kulübün büyük sıkıntılar çekeceğini anlattık hep. Bugün geldiğimiz noktada kimin haklı olduğu apaçık ortada.
Hollandalının uygulamaya çalıştığı şeyin adına ister total futbol deyin, ister modern futbol… Bunca masraf ve hazırlıktan sonra tek bir gerçek var ki; Galatasaray’ın Rijkaard öncesi oynadığı futbol, şimdikine nazaran çok daha sevimli ve kaliteliydi. Kaldı ki; önceki dönemlerde Galatasaray’da görev yapan Bülent Korkmaz, Michael Skibbe, Karl-Heinz Feldkamp, Erik Gerets ve Mircea Lucescu gibi çalıştırıcıların hiçbirine Surinam asıllı Rijkaard’a sunulan imkânlar sunulmamıştı bile. Buna rağmen Galatasaray’ın yakın geçmişinde çalıştırıcılık yapan bu isimlerin 3’ü o zor imkânlara rağmen takımı şampiyon yaparak önemli başarılar kazandırdı. Üstelik bu şampiyonlukların hemen hepsi güzel futbolla gelmişti.
Geçen sezona Kewell, Baros, Franco, Keita ve Elano gibi isimlerle başlayıp, devre arasında da Neill, Jo ve dos Santos gibi takviyelerle lige asılan Rijkaard, her biri dünya yıldızı olan bu oyuncularla dahi sınıfta kalırken, başarısızlığı oyuncuların üzerine yıkarak “takımın yetenek sorunu var” demişti…
Tabii ki her takımın daha bir yeteneklisi vardır ama örneğin Lucescu’nun şampiyon takımındaki yabancılar Kolombiyalı Gustavo Victoria, Uruguaylı Andres Fleurquin, Fransız Sebastien Peres gibi vasat futbolculardı. Gerets ise hepsinden daha şanssız bir teknik adam olarak geçip gitti futbol sahnemizden. Gerets’in şampiyon kadrosundaki yabancıların bazıları Kamerunlu Alioum Saidou, Çek Marek Heinz, Sırp Saşa İliç gibi oyunculardı ki; hepsinin toplam maliyeti bugün Elano’nun bir yıllık maliyetinin yarısı bile değildi. Enteresandır, Gerets bu kadroyu Türkiye liglerinin puan rekoruyla zafere ulaştırdıktan sonra kulübün bir sonraki sezon için hediyesi Japon futbolcu Junichi İnamoto olmuştu!
Bu örnekleri neden mi verdim?
Rijkaard’ın teknik direktörlük çarpanlarının ne kadar zayıf olduğunu anlatabilmek için elbette. Bir çalıştırıcının iyi olup olmadığı, takımına oynattığı futbolla test edilir. Eğer şu Galatasaray, Sivasspor karşısında fark yemeden maçı bitirmeye çalışıyorsa, o zaman Rijkaard’ın teknik direktörlüğü açık bir dille sorgulanmalıdır. Kaldı ki; geçen yıldan bu yana yaptıklarını söylemeye gerek bile duymuyorum.
En başa dönecek olursak, Rijkaard, Galatasaray dergisine “Türkiye, iyi futboldan çok, sonuca önem veriyor” demişti. Sanırım kendisi, Galatasaray’dan yılda 3,5 milyon avro almış olduğunu unutmuş. Buna rağmen, geçen sezondan bu yana acınacak hale getirdiği takımının iyi futbol oynadığını iddia ediyorsa orasını bilemem…