‘Rockefellerlarımız, Carnegielerimiz yok, ama kooperatiflerimiz var’

Çağrı YALGIN - Helsinki

Finlandiya’nın en büyük tüketici kooperatif birliği SOK, üyelerine Aralık ayındaki alışverişlerinden rekor miktarda (toplam 52 milyon Avro) bonus dağıttı. Bonus, üyenin banka hesabına nakit olarak yatırılıyor, yani üye o parayı dilediği gibi değerlendirebiliyor.

SOK’a üye olmak için 100 Avroluk üyelik kartını almak yetiyor. Bu meblağın da sadece 20 Avrosunu peşin ödemek gerekiyor, kalanı alışverişlerden kazanılan bonuslardan daha sonra ödeniyor. Geçen yıl ülkenin erişkin nüfusunun %55,3’ü kooperatifin üyesiydi ki bunların önemli kısmı bir üyeliği paylaşan çiftler.

SOK, ülkenin en büyük hipermarket, süpermarket, mağaza, benzin istasyonu ve otel zincirlerine ek olarak onlarca lokantaya, kafeye ve bara sahip. Ülkenin perakende pazarının %47’si bu kooperatifin elinde.

Ülkedeki diğer şirketler, kâr amacı gütmeyen bu dev kooperatif ile rekabet etmek zorunda. Gıda fiyatlarının sürekli arttığı bu günlerde SOK kritik bir işlev görüyor.

NOBEL ÖDÜLLÜ KOOPERATİFÇİLİK

Finlandiya’da kooperatifçiliğin tarihi 20. asrın başına uzanıyor. Milletvekili ve Profesör Hannes Gebhard 1899’da kooperatifçilik konulu bir kitap yayınlamış ve öğrencilerini ülkenin dört bir yanına göndererek kooperatifçiliği yaygınlaştırmış. Kurulan kooperatiflere destek için, bugün de etkin olan Pellervo cemiyetini kurmuş. (Pellervo adı, Kalevala’da yeryüzünün tüm bitkilerini eken Sampsa Pellervoinen’den gelir.) Fin üreticileri, rekabeti giderek artan piyasada tutunabilmek için kooperatifler halinde örgütlenmeye başlamış. Kooperatifler kanununun 1901’de çıkmasıyla kooperatif sayısı fırlamış. Yerel kooperatiflerin 1903’te ulusal düzeyde işbirliği kararı almasıyla SOK doğmuş.

SOK’un bugün küçük bir bankası bile var. Ancak ülkenin büyük bankalarından OP de kooperatifçilik ürünü. Fin çiftçilerinin kredi ihtiyacı karşısında buna da Gebhard öncülük etmiş. Hükümetten alınan borçla kurulan bir banka etrafında kooperatif kredi hareketi doğmuş.

Ülkenin en büyük süt ürünleri şirketi Valio da süt üreticilerinin işbirliği ve eğitim kooperatifi olarak kurulmuş ve araştırmaya özel bir önem vermiş. Örneğin, Finlandiya ikliminde kışın otlatılamayan inekler için yazın toplanan otların nasıl çürümeden muhafaza edileceğine dair bir yöntem geliştiren Valio, bunun patenti üzerinden büyük gelir elde etmiş. Bu yöntemin mucidi Profesör Artturi Ilmari Virtanen de 1945 yılının Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülmüş.

Başlığa aldığım, Virtanen’e ait "Rockefellerlarımız, Carnegielerimiz yok, ama kooperatiflerimiz var” sözü, Finlerin kooperatiflerine bakışını bugün de çok iyi yansıtıyor.