“Düşünülenin aksine Rumlar 6/7 Eylül sonrasında İstanbul’da kalmayı tercih ettiler. Onların şehirlerine vedası zorla oldu”

‘Rumların şehirlerine vedası zorla oldu’

CANAN AYDIN

6/7 Eylül 1955 ile ilgili bugüne kadar hep aynı fotoğrafları gördük. Beyoğlu’nda yağmalanan dükkanlar, elinde Türk bayrağı ve Atatürk posteri taşıyan saldırganlar, caddeyi kaplayan değerli eşyalar. Bu facianın 60. dönümündeyse bugüne kadar Türkiye’de yayımlanmayan fotoğraflar kitaba dönüştü. Gazeteci Serdar Korucu, İstos Yayın’dan çıkan “Patriklik fotoğrafçısı Dimitrios Kalumenos’un objektifinden 6/7 Eylül 1955” kitabıyla bugüne kadar görülmeyen fotoğrafları gün ışığına çıkartıyor.

>>Kalumenos’un arşivi neden bugüne kadar Türkiye’de yayımlanmadı?

1958 yılında sınırdışı edilen Kalumenos bu arşivin bir kısmını 1966’da “Hristiyanlığın Çarmıha Gerilişi” adıyla İngilizce ve Rumca olarak yayınladı. Ancak Türkiye kamuoyunda bu fotoğrafların görülememesinin nedeni kitaba erişimin Ankara tarafından yasaklanması. Böylece biz 6/7 Eylül ile ilgili hep aynı fotoğrafları görmek zorunda kaldık.

>>Siz fotoğraflara nasıl ulaştınız?

Azınlık vakıflarının ilk temsilcisi Laki Vingas’ın danışmanlığı, Patrik Bartholomeos’a yakın isimlerden gazeteci-fotoğrafçı Nikolaos Manginas’ın katkıları olmasaydı bu imkansızdı. Sayelerinde Kalumenos ailesinden, kızı Marina Kalumenos’tan izin aldık. Ve kitabı yayınlayabildik.

>>Fotoğrafları ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?

60. yıldönümünde daha önce görülmeyen 60 fotoğrafı yayımlama fikri en başından beri heyecan verse de o karelerle karşılaşmak zor oldu. Yakılmış ve kubbesi çökmüş kiliseler sanki bugünden fotoğraflar gibiydi. IŞİD’in Suriye ve Irak’ta işgal ettiği Hristiyan mabetlerini andırıyordu. Ve bu yaşananın 60 yıl önce İstanbul’da yaşandığını düşünmek daha da tedirginliğimi artırıyordu. Tabi bir de buna mezarlıklardaki yıkım eklendi. Kabirlerin kırıldığı, naaşların çıkartıldığı, iskeletlerin yakıldığı bir durum… Bu fotoğraflardan etkilenmemek mümkün değil…

>>Kitaptaki fotoğrafları kilise ve mezarlıklar ağırlıklı. Neden bu mekanları tercih ettiniz?

Bunu bir algıyı kırmak için tercih ettik. Bugüne kadar hep “zengin azınlık” miti üzerinden Rumların, Ermenilerin ve Yahudilerin dükkanlarını yağmalayan fakir Müslüman kitlenin fotoğrafları bize gösterildi. Bunun altında hep bir sınıfsal çatışma algısı yaratılmaya çalışıldı. Ancak bu fotoğraflar bize gösteriyor ki yaşananın ekonomik ayrımdan çok etnik nefret boyutu daha baskın…

>>Bu fotoğrafların okuyucuları nasıl etkilemesini bekliyorsunuz?

Amacımız bugünkü okuyucunun empati kurabilmesi. Mesela Taksim’deyken meydanın sembolü olan Aya Triada Kilisesi’ne baktığında oranın pencerelerinden bir zamanlar dumanlar yükseldiğini anımsasın hatırlasın, kötülüğün hızla sıradanlaşabildiğini, sokaktaki kalabalıkların böyle facialar yaratabildiğini unutmasın yeter…

>>Peki 6/7 Eylül 1955 Rumları nasıl etkiledi? Rumların gidişi bu olayla mı oldu?

Düşünülenin aksine Rumlar 6/7 Eylül sonrasında İstanbul’da kalmayı tercih ettiler. Onların şehirlerine vedası zorla oldu. 1964’te Yunan tebaalıların yurtdışına çıkartılma kararı ile aileler parçalanmamak için ülkelerinden kopmak zorunda kaldı. Bugün “geri dönüş” koşullarının oluşturulma ihtimali konuşulsa da hükümetin attığı bir adım yok. İşin acısı olacak gibi de görünmüyor…