Geleceğe mandalin çiçeği kokusu taşıyacak yerleşimler:  Bodrum...

Geleceğe mandalin çiçeği kokusu taşıyacak yerleşimler: 
Bodrum dönüşü oldukça yoğun geçen bir cumartesi akşamı bir iki dergi okuyup bir miktar kafa dinleme eylemine niyetlenmişken telefonum çalmaya başladı. Yorgun adama gölgesi bile ağır gelir derler ya gölgemi üzerimden atıp kalkmakla kalkmamak arasında gidip gelirken telefon ısrarla çalmayı sürdürüyordu. Telefonsuz günlerin özlemi ile derin bir iç çekip telefonu açtım. Henüz kesin kanıtlanmamış olsa bile uzun tutulan telefon görüşmelerinin uzun erimde sağlık sorunlarına neden olacağı gerçeği benim için net. Telefonu açıp elinde ekşitenlerden değilimdir. Telefonda yüz yüze yapılmadığı için  sıcak bulmadığım konuşmaların uzatılmasından da hep kaçınmışımdır. Nitekim bu konuşmada öyle oldu. Telefonu kapattığımda yeni bir seyahate karar verilmişti bile. Yorgun baharın adı lazım olmayan güzel bir sabahı yükseklere güneş henüz doğmuşken Antakya- Harbiye’de şelalenin su sesine açtım pencereyi.
Alper televizyondaki çatışma görüntülerine takılmış. Hayri sözleşilen saatten yarım saat geçmesine rağmen ortalıkta görünmediğine göre odasında gözlüklerini arıyor besbelli. Kahvaltı sonrası Aknehir Beldesi’ne geçeceğiz.
2009 yerel seçimlerinde ÖDP’li Mehmet Mübarek Aknehir Beldesi Belediye Başkanı seçildi. Aknehir Beldesi Akınyolu ve Nahırlı köylerinin birleştirilerek 1994 yılında belediye yapıldığı Asi Nehri kıyısında tepelere doğru uzanan şirin bir belde. İlk olarak Ermenilerin yerleştiği bölge şimdilerde ağırlıklı olarak Nusayrilerden oluşan bir nüfusa sahip. Oldukça bozuk bir yoldan Aknehir’e girdik. Belde sınırlarındaki St. Simon Manastırı’na kadar yol Vatikan’ın ilgisine bir süre mahzar olmuşsa da ne AKP iktidarının ne de ondan öncekilerin ilgisini bir türlü çekememiş. 2.500 civarında nüfusa sahip Aknehir’de 1994 yılında yapılan çalakalem imar planı çoktan kadük olmuş. Onarılan su ve kanalizasyon şebekeleri plana belliki işlenmemiş. Yurdun binlerce belediyesi gibi pek çok sorunla baş başa Aknehir. Gelirin % 70’ni bulan personel harcaması ortada iken bakıma muhtaç iş makinesi yaptırmak ve ihtiyaca yanıt verecek birkaç iş makinası daha temin etmek bir hayli zor görünüyor. Başkan Mehmet Mübarek göreve başlar başlamaz bakıma aldığı yolları bir ay içerisinde üç kez gelen sel kullanılmaz hale getirmiş. Sel bozmuş, Başkan yaptırmış, sel bozmuş Başkan yaptırmış . Aknehir’e emekten yana bir yönetim eli değdiği işçi ücretlerinin tam maaş olarak verilmeye başlanması ile kendini göstermiş ilkin. Sorunlar ve çözüm önerilerinin dillendirildiği umut ve güzel bir gelecek vaat eden görüşme yeni yapılmış ev baklavası ikramı ile sona erdi. En yakın zamanda belki bir Gadir Bayramında bir Herise kazanı başında Aknehir’de minik bir halk iktidarını yaratmış olmanın kıvancıyla buluşmak üzere Aknehir’den ayrıldık.
Aknehir’den sonraki durağımız ise Samandağ idi. Samandağ bu yerel seçimlerde ÖDP’nin bir başka görünür yüzüydü. İnanılmaz baskı ve saldırılara rağmen ÖDP Samandağ’da  Mithat Nehir’in Başkan seçilmesi ile değişimin olabilirliğinin ışığını yakmış oldu. Yarım kalmış su şebekesi , yer yer sorunlu olup arıtması olmayan kanalizasyon şebekesi, tarladan farksız hale gelmiş kent içi yollar, toza, dumana boğulmuş bir ilçe, yetmiş milyona dayanmış borç, yüzde 80’i aşmış personel giderleri, göreve gelindiğinde sadece beşi faal toplam 52 iş makinesi ve araç, ilçeyi istilaya hazırlanan milyonlarca sivrisinek… Sözün özü diz boyu çözülmeyi bekleyen sorun.. Tüm bu sorunlara rağmen gözleri umut ile ışıldayan başarıdan son derece emin bir Başkan ve ekibi. Tıpkı coğrafi konumu gibi ülkenin bir kıyısına bırakılmış bir ilçe olmaktan çıkmayı hedefleyen bir Samandağ. Ülkenin kıyısına bırakılmış diyorum zira gerçekten devletin eli nerdeyse hiç değmemiş. Bir kez 1995’te zamanın Kültür Bakanı İsmail Cem gelmiş ve bir kültür Merkezi’nin temelini atmış. Geçen yıllar içerisinde atılan bu temeli bekleyen bekçi emekli olmuş yerine gelen bekçi ise üç yılını tamamlamak üzere. Attığı temelle sahip çıkan, temeli koruyan bekçisini emekli eden kadim bir ülke kadim bir Kültür Bakanlığı.
Asi Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü 14 km.’lik bir sahile sahip deltadan içeri doğru kurulmuş her daim esen rüzgârının mandalin ve portakal çiçeklerinin kokusunu taşıdığı, Nusayri, Sünni Arap, Hıristiyan Arap ve Ermenileri ile bir kültürler hamuru olup için için güzellik pişiren  bu güzel ilçe bu günlerde bir başka hareketlilik, bir başka umut içersinde.
Anadolu’da ; “testinin içinde ne varsa dışına o sızar” diye bir laf vardır. “ Kentin yalnız sakini değil aynı zamanda sahibiyiz de” diyen Samandağlıların ilçelerine sahip çıkacağı, halk iktidarına örnek bir nüve teşkil edecek olduğuna inandığım Samandağ’da çok kısa bir zaman sonra görülecektir ki testinin dışına güzellikler  sızacak…