Çakma kazablanka..

Kazablanka gibi bu filmin de örtük bir eşcinsel aşk öyküsü anlattığı söylenebilir... Ayrıca  filmin uzaktan 11 Eylül travmasıyla ilgili olduğu da söylenebilir.

Şangay, sıradan insanlardan çok daha tutkulu olduğuna inanmamız istenen güzel ve cesur insanların hayatlarından bir kesit sunuyor. Zaman kötü bir zaman; yıl 1941. Almanya Avrupa’nın çoğunu işgal etmiş. Çin de Japonya’nın işgaline girmeye başlamış. Şangay bölgelere ayrılmış durumda, farklı ülkelerin egemenlik bölgeleri var kentte. Japonların elindeki bölgede bir Amerikan ajanı öldürülüyor. Onun en yakın arkadaşı olan bir başka Amerikan ajanı, cinayetin ardındaki sırrı araştırmaya başlıyor. Tıpkı Kazablanka gibi bu filmin de örtük bir eşcinsel aşk öyküsü anlattığı söylenebilir çünkü filmdeki en tutkulu bağ bu iki ajan arasında ölümün bile ayıramadığı bağ. “Kazablanka”nın finali de, bilenler bilir, eşcinsel bir aşkın başlangıcı olarak yorumlanır.

Kazablanka’yla benzerlikler başka açılardan da var. Ülkeden çıkmak için alınan vizeler, pasaportlar, direnişçiler, Naziler, onurlu düşman erkekler arasındaki centilmenlik gösterisi şeklinde süren rekabet vs…

Fakat Şangay sonuçta Kazablanka’nın yanına bile yaklaşamayacak bir film. Evet aşk var, casusluk var, femme fatale’ler, yakışıklı erkekler, gizem vs her şey var ama içerik yok. Stil çok muhteviyat yok. Tipler var karakterler yok. Tevekkeli değil Şangay pek az ülkede gösterim şansı bulabilmiş durumda ve görünüşe göre çoğu yerde doğrudan dvd’ye düşecek. Yazık, ucuz bir film değil ama olmamış. Uzakdoğulu güzel ve Japon komutan deyince ilk akla gelen isimler Gong Li ve Ken Watanabe tahmin edilebileceği gibi Çinli güzel ve Japon komutan rolündeler. John Cusack hisli ama sert CIA ajanı rolünde.

 Filmin uzaktan 11 Eylül travmasıyla ilgili olduğu da söylenebilir. ABD’nin daha önceki travması Pearl Harbor idi. Japon saldırısı galiba Amerikan topraklarına yapılan ilk ya da tek saldırıydı 11 Eylül’e kadar. Film, uyanık olunsaydı Pearl Harbor saldırısı öngörülebilirdi diyor. 11 Eylül saldırıları için de aynı şeyler söylenir. Filmin günümüz insanına mesajı da bu galiba.