Şapka düştü kel göründü...

Ve 'Nitekim' öyle oldu.
Divan kurulu başkan Adnan Polat'ın konuşmasını alkışlarla kabul etti.
Oysa ki  kulislerde konuşulan 'toplantıda fırtınalar kopacak' iş genel kurula kadar gidecekti.  
Neyse ki olmadı.
Ayrıca Adnan Polat'ın ve yöneticilerin ne suçu olabilirdi ki.
Bütün suç, profesyonel idari ve teknik kadro ile oyuncuların başının altından çıktı.
Gaflen içinde hareket ettiler.
Son yıllarda 'Ne yapararsan yanına kar' düşüncesi hakim olduğu için ülkede, nasıl olsa 'Hukuk mu kaldı! diye
Nalga'yı Tufan yapıverdiler.
 
Galatasaray yönetimi Federasyon disiplin kurulunun verdiği ağır kararların yanı sıra, kendi ceza sistemini de çalıştırarak temizliğini yapıverdi.
Alınan kararların doğru olduğunu savunanlardanım.
Yeni bir profesyonel kadroyu işe başlatmakta oldukça yerinde olmuştur.
Yıllardır basketbol şubesini yönetmek için her kaosta  ortaya çıkan, ama bir türlü devamını getiremeyen Tugrul Demir bu kez rakipsiz olarak yola devam ediyor.
Yıllardır süren ruyası hakikat oldu. Daha dün Erman Kunter operasyonunda menajer Nur Gencer'e dediğini bırakmayan sevgili agabeyimiz, nasıl oldu da 360 derece çark ederek onu Florya'nın başına getirdi.
 Rahmetli 'Baba Özer'in' meşhur şarkısında olduğu gibi, 'Dalgaya bak haydi Dalgaya!
Yalnız bir başka zorlukta, yıllardır Basketbol federasyonu ile savaş halinde olan bu ekibin göreceği karşı tepkilerdir.
Şimdi 'Tahkim kurulunun' vereceği karar oldukça önem kazandı.
Ya sıfırdan başlanacak..
Ya da ciddi şekilde kaldığı yerden yola devam edilecektir.
Devam ediliyor mu? . Son maçta ligin yeni takımı Tofaş'a da yenildin. Artık küme düşmen kesinleşmiş gibi.
Artık radikal kararlara devam etmek zorundasın.
Boşalt artık sana maddi yükümlülük getiren oyuncu ve teknik kadroyu, alt yapından getirdiğin genç oyuncular ve dürüst idareci kadronla yeniden yapılanmanı gerçekleştir.
Kavga etmek sana yakışmıyor,  sen Galatasaray'sın. En büyük değilmisin?