Siyahlar içinde bir kadın, kenarına kurumuş kırmızı bir gül iliştirilmiş, kocaman fotoğrafını taşıyordu, yakışıklı mı yakışıklı delikanlının. Tren garının önünde d

Siyahlar içinde bir kadın, kenarına kurumuş kırmızı bir gül iliştirilmiş, kocaman fotoğrafını taşıyordu, yakışıklı mı yakışıklı delikanlının. Tren garının önünde dikilmiş, sessiz, derin nefesler çekiyordu sigarasından. AA'nın ödüllü foto muhabiri Hamza Şahin'e: "İşte fotoğraf bu Hamza" dedim, "12 EylüTün fotoğrafı bu işte, çeksene!" "Çektim, Şefim" dedi Hamza, beraber çalıştığımız yıllardaki gibi seslenerek.

"KARDEŞİMİ İSTİYORUM" yazıyordu, siyahlar içindeki ablanın taşıdığı fotoğrafın üzerinde. Otobüsten Cem Karaca'nın sesi yükseliyordu: "Bir sabah onun sırtında çekti gitti o parka". Acaba, parkasıyla vurulmuşlardan birisi miydi kardeş? Fotoğraftaki o tanıdık yüz, 12 Ey-lül'ün çoğu gözaltında kaybettiği 1280 kişiden birine mi aitti, "beslenmeyip asılmış" biri miydi, işkencede ölenlerden ya da cesedi bir yol kenarında bulunanlardan mıydı, çıkaramadım.

"KARDEŞİMİ İSTİYORUM" diyen o 12 Eylül fotoğrafını dün birinci sayfadan kullandı Cumhuriyet. İsteyecek öyle çok şeyimiz var ki 12 Eylül'den... Geçen pazar günü, Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de "Darbeciler Yargılansın" mitinglerinde fotoğraflarını taşıdığımız genç ölülerimiz var istenecek. Diyarbakır'da, Met-ris'te, Mamak'ta ve daha nice cezaevlerinde ülkenin, harcanan yıllarımız var istenecek. İşkencede yitenler var. Çocuklar var, babasız ya da annesiz geçen yıllarını isteyecek. "Babam ve Oğlum"un babaları var, oğullarını isteyen...

Polis takibindeki günlerde arkadaşlarının cesedine sahip çıkamamanın acısını, ezikliğini silmek isteyenler var. Miting düzenleyicilerinden Ankara 78'liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, elindeki fotoğrafı uzatarak, "Gülsen, öğretmendi" diyor. Gülsen Şener fo-toğrafındaki hüzünlü gözleriyle izliyor "Gün gelecek, devran dönecek, darbeciler hesap verecek" diye bağıranları. "12 Eylül'ün ilk günleriydi. Gülsen kaldığı evi polisler basıyor diye panikliyor. Pencereden atlayıp kaçmaya çalışıyor. Bahçedeki kuyuya düşüp ölüyor. Arkadaşları, 12 Eylül'ün o günlerinde, cesedi halıya sarıp Siteler'e bırakıyorlar, belki ailesi sahip çıkabilir diye. Hepsi beraat etti ama, 12 Eylül arkadaşlarını yargıladı Gülşen'in ölümünden dolayı" diye anlatıyor Ruşen.

Geçen 12 Eylül mitinglerinde "Ölüler yürüyordu" diye yazmıştım, "Fotoğraflarını taşıyan dirilerden kalabalıktılar". Bir 12 Eylül mitingi daha aynı görüntülere sahne oluyor. Otobüsün üzerinden "Arkadaşlar, resimlerimiz yerde kaldı. Çimenlerin üzerindeki resimler alınmadan yürüyüş başlamayacak" anonsu yapılıyor. Diriler üçer dörder taşıyor ölülerin resimlerini. Anons hüzün olup yayılıyor alana.

DİSK, KESK, TMMOB, 78'liler Derneği, Halkevleri, RED pankartı ardındaki çocuklar, Öğrenci Kolektifleri, BDSP, Tüm-İGD, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Öğrenci Velileri Derneği, Taçanka Anarşist Komünist Kolektifi, ESP, DTP, EMEP, Halkın Kurtuluş Partisi, Mamak Halkı Kültür Dayanışma Derneği, ÖDP, SDP... Ve belki gözümden kaçan diğer örgütler. Kimi pankartların ardında birkaç kişi yürüyor ve toplam 2 bin kadar denilen topluluk içinde TMMOB gibi bir meslek örgütü görece kalaba-ğıyla dikkat çekiyor.

12 Eylül hepimizden bir şeyler almış. Onları geri istiyoruz. Bir tek şey söylemek için toplanmışız: Darbeciler yargılansın! Ama ne yazık ki, göz ucuyla pankartların ardındaki insanlar sayılıyor hâlâ. Cılız kalabalıkların daha cılız kalabalıklarına imzalar atılmaya çalışılıyor. Beni hüzün basıyor!

Hiçbir pankartın olmadığı, hatta slogan da atılmayan, ölülerin fotoğraflarıyla ölüm sessizliğinde yürünen 12 Eylül mitingleri olamaz mı diye düşünüyorum. Hepimizi aynı tezgâhlardan geçirmiş 12 Eylül'den, hepimizin kaybettiklerimizi tek bir ağızdan istediği; mühendislerin, mimarların, üniversite hocalarının, öğretmenlerin, öğrencilerin, annelerin, babaların, çocukların... Kardeşimi, babamı, annemi, çocukluğumu, yıllarımı istiyorum diyen on binlerin sessiz bir nehir gibi aktığı 12 Eylül mitingleri düşlüyorum.

Biliyorum, sessiz kalabalıklar bazen daha çarpıcı olabiliyor.