Kendi kitabından okuduğu şiir gerekçesiyle yargılandığı davada 10 ay hapis cezası istenilen şair Ahmet Telli, BirGün Pazar’a konuştu: “Türkiye’de olmayı yeğlerim, yeğledim zaten. Kendi adıma mücadele etmenin gereksiz olduğu bir ülkede yaşamayı hiç hayal etmedim.”

Şiiri nedeniyle yargılanan Ahmet Telli: Mücadele için yaşıyorum

Işıl Çalışkan

“Ve, ülkem beni terk etti” demişti ülkenin aydınlık yüzlerinden Ahmet Telli, Bakışın Senin kitabını noktalarken… Bir dizeye bir ömürlük anlam sığdıran Telli’nin 2017’de katıldığı basın açıklaması ve kendi kitabından okuduğu şiir gerekçesiyle “terör örgütü propagandası” suçundan yargılandığı davada 10 ay hapis cezası istenmesine tepki yağdı. 

İçinden geçtiğimiz günleri ’80 Eylülünün devamı olarak tanımlayan Telli, bir sanatçı olarak toplumsal meselelerde söz sahibi olmaya devam edeceğini ifade etti. Telli ile BirGün Pazar için konuştuk. 

Öncelikle geçmiş olsun. Kendi yazdığınız şiir nedeniyle yargılanmak nasıl bir duygu? Ortaçağda engizisyonlar, modern çağda faşizmler, sanatın özgürleştirici yanına karşı ceberutturlar. Daha yıllar önce bu ülkenin Başkentinde bir heykele “tükürürüm buna” diyen bir belediye başkanı yok muydu? Şiir hem dili hem imgelemi özgürleştirir. Özgürleşmeye karşı olanlar hep olmuştur ve olacaktır. Bu durum yazdıklarımla daha barışık kılmıştır beni.

Dövüşen Anlatsın kitabından okuduğunuz şiirle “terör örgütü propagandası” suçlamasının nasıl bir ilgisi olabileceğini düşünüyorsunuz?
"Sen dostumsun benim", okuduğum şiirin ilk dizesiydi. Dostluk, dayanışma ve direnme kültürünün ilk adımıdır. Belli ki egemenler bu kültürden ürküyorlar. Ama bize düşen dostluğu arkadaşlığa, arkadaşlığı yoldaşlığa evriltmek. Bu arada, önümüzdeki hafta yayımlanacak kitabımın adı da Arkadaşlık Günleriydi.

Açıklamanızda, “Bir aydın olarak toplumsal meselelerde daha önce de bulundum, bu benim görevim” dediniz. Sanatçıların toplumsal meselelerde söz sahibi olması neden önemli?
Sanatçı, entelektüel, aydın kavramları kendi alanlarındaki eylemleriyle varoluşurlar. Sanatçı, salt sanatçıysa ondan aydın tavrı beklemek nafiledir. Entelektüel zaten soru soran, soru üreten kişidir; sorular bütün bir insanlığı ilgilendirebilir ama ondan aydın olması her zaman beklenemez. Aydın ise cevapların gerçekleşmesi için eylemci kişidir, müdahildir yani. Bir sanatçı hem sanatçı, hem aydın olabilir elbette. Bizim gibi ülkelerde aydın kavramı çok açılımlıdır, bu yüzden de yüklendiği yük fazladır. Bir ülkede sayısız aydın bulmak zordur. Öyleyken kitleler sanatçıya da, entelektüele de aydın payesi vermiştir. Her neyse, bu ülke bana “aydın” demişse bunun gereğini yerine getirmem, yani eylemlerde bulunmam gerekmektedir.

Bu size açılan ilk dava değil elbette. Daha önce de size ait olmayan bir hesaptan yapılan bir paylaşım nedeniyle yargılanmış ve beraat etmiştiniz. Bu dava nasıl sonuçlanır?
’80 faşizmi döneminde Cigerhun üzerine yazdığım bir yazıdan ötürü, o dönemin ceza kanununun 142. maddesinden hüküm giymiştim. Geçen yılların birinde de bana ait olmayan bir “hayran” sayfası nedeniyle “hakaret” davası açılmıştı, beraatle sonuçlanmıştı. Demek ki adınıza sahip çıkacaksınız. Bu son dava temyize gidecek, göreceğiz sonucunu.

’80 FAŞİZMİ SÜRÜYOR

Seçimin üzerinden birkaç hafta geçmişken sanatçılara yönelik baskıların, yasakların ve cezalandırmaların ardı arkası kesilmiyor. İçinden geçtiğimiz dönem nasıl hatırlanacak?
1940’lı yıllar, 1970’li yıllar ve 1980’li yıllar… Birbirini yol ve yöntem yenileyerek tekrar ediyor. 1980 faşizmi bitmedi, sürüyor hâlâ. Bu son dönem ’80 Eylülünün devamı olarak anılacaktır sanıyorum; İslami karakter kazanmış olarak. Elbette yaşanan yaşanıp bitmemiştir. İnsanlığın ya da ülkenin bir hafızası vardır. ’80 faşizminin gençlerimize, Devrimcilerimize yaşattığı da hafızaya sahip çıkanlarca geleceğe aktarılacaktır. Böyle bir buluşma Devrimci 78’liler Federasyonu olarak vardır. Ben bu derneğin bir üyesi olmanın onurunu da taşıyorum.

Nasıl bir ülkede sanatçı olmayı hayal ederdiniz?
Türkiye’de olmayı yeğlerim, yeğledim zaten. Kendi adıma mücadele etmenin gereksiz olduğu bir ülkede yaşamayı hiç hayal etmedim.