Değerli okurlara, yeniden merhaba diyeyim... Biliyorsunuz bu aral

Değerli okurlara, yeniden merhaba diyeyim... Biliyorsunuz bu aralar Vergi Haftası etkinlikleri var ve konuya ilişkin yazılar yayımlanıyor. Ben de, sizlere 'az kazanandan az, çok kazanan çok* ilkesiyle vergi alınması ilkelerini oturtacağımız temel bir zemin olan sosyal güvenlikten söz edeceğim. Yazım, iki bölüm olacak... İlkinde sistemi tahlil edeceğim. Gelecek yazımda da sorunun çözüm yolları bağlamında neler düşündüğümüzü söyleyeceğim...

Sosyal Güvenlik Reformu'nda asıl üzerinde durulması gereken, sosyal güvenliğin temel bir insan hakkı olduğu konusudur. Bu bağlamda, sosyal güvenlik sisteminin mutlaka devlet politikası haline getirilmesi ve siyasi iktidarların müdahalesinden kurtarılarak siyasi partilerin kolayca değiştiremeyecekleri bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Ayrıca, sosyal güvenlik sistemi için (BDDK, EPDK benzeri) bir üst kurul oluşturularak sosyal güvenlik sisteminin dış etki ve baskılardan kurtarılması sağlanmalıdır.

Sosyal sigorta sisteminde sorunlar, devlet, işçi, işveren ve toplumsal kuruluşların ortak görüşleriyle çözümlenmelidir. Toplumun tüm kesimlerinin üzerinde anlaşacağı bir sosyal güvenlik politikası sivil toplum örgütleri tarafından benimsendikten sonra, bu politikaların hayata geçirilmesi daha kolay olacaktır.

Yıllardır sosyal güvenlik sistemindeki yapısal sorunları tartışıp, çözüm yolları aramaktayız. Sosyal güvenlik sistemimizdeki sorunların çözümü amacıyla kısa bir süre önce "Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu" ve bu kurumun uygulayacağı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu" çıkarıldı.

13.04.2006 tarih ve 5487 sayılı "Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu"nun sayın Cumhurbaşkanı'nın "Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu'nun seçilmişler dışındaki dört üyesinin atanmasını ortak kararname kapsamından çıkarıp bakan onayına bırakan 6. madde düzenlemesi, Anayasa'yla kabul edilen parlamenter demokratik sistemle, Anayasa'nın 8,104 ve 105. maddeleriyle bağdaşmamaktadır." gerekçesiyle TBMM'ne bir kez daha görüşülmesi için geri göndermesi üzerine, 5502 sayılı "Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu" 16.05.2006 tarihinde TBMM'de kabul edilmiş ve 20.05.2006 tarih ve 26173 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştı. 5502 sayılı Kanundan sonra "Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı" kurularak sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması sağlanmıştı.

Sosyal Güvenlik Reformu'nun ikinci aşaması ise, tek çatıyı oluşturan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın uygulayacağı mevzuatın çıkarılarak çalışanların eşit kurallara tabi olması ve aynı haklara kavuşturulmasıydı. Sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak, bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek üzere hazırlanan 5489 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 19.04.2006 TBMM'de kabul edilmişti. Ancak Cumhurbaşkanımız SEZER tarafından incelendikten sonra TBMM Başkanlığı'na geri gönderilmişti. TBMM'de yeniden görüşülen ve herhangi bir değişiklik yapılmadan aynen kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştı. (...) Sosyal Güvenlik Reformu ile hem çalışanlar, hem işsizler ve hem de işverenler açısından birçok önemli ve yeni düzenleme getirilmekteydi. Ancak, son birkaç yıl içinde kamuoyunda en çok tartışılan konulardan olan Sosyal Güvenlik Reformu, adeta unutulmaya başladı. Oysa, Anayasa Mahkemesi'nin reformun bazı maddelerini iptal kararına kadar, toplumda reformun getireceği yenilikler konusunda büyük bir beklenti oluşturulmuştu. Ertelenmenin sonucunda bir çok kişi hak mağduriyetine uğramaktadır.

Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı, kamuoyunda Sosyal Güvenlik Reformu'na yapılan eleştirilerin de giderilmesi için bir fırsattır. Bu ve gelecek yazıda hem İSMMMO'nun yasal düzenlemelere ilişkin önerileri, hem de yapılması gereken zorunlu değişikliklere ilişkin görüşleri açıklanmıştır.