Söz, yetki, karar halka
Aydın KAYA - Hozat Belediye Başkanı
Biz 23 Nisan 1920 tarihini, halkın kendi kaderine sahip çıkması olarak anlıyoruz. Emperyalizme karşı verilen mücadeleyi kalıcı barışa getirecek daha sonra da demokratik bir cumhuriyetle buluşturacak sürecin başlangıcı olarak kavrıyoruz.
Bugün yaşadığımız ülkeye baktığımızda bu ideallerimizin gerçekleşmediği, hatta bırakın demokratik cumhuriyet hedefini halkın yerini Saray’ın aldığı bir dönem yaşıyoruz.
Biz bu anlayışı kökten reddediyoruz. Halkın her düzeyde söz, yetki ve karar sahibi olduğu bir düzen ancak halkın kendi güçlü kollarıyla, örgütlü mücadelesiyle kurulabilir. Kurtuluş, laik, demokratik, özgürlükçü, bağımsızlıkçı değerlerin hayata rengini verdiği bir halk siyasetindedir. Egemenlik de bir ayrıcalıklılar meclisinin, halkın değil egemenlerin refahı için çalıştıkları bir sisteme dönüşle değil, halkın öz örgütlülüğünün doğrudan temsili için verilecek devrimci bir mücadeleyle ancak mümkün olabilir. Cumhuriyetin ve halk egemenliğinin taşıyıcı düşüncesi ve önemi bugün bu değerler ve bu mücadeledir. Bizim yerel yönetimlerdeki varlığımız da ancak böyle bir anlayış varsa anlamlıdır.
Sadece sözlerle değil, eylemimizle bunu göstermek istiyoruz. Halkın da içinde olduğu bir yerel yönetim anlayışımız var. Alacağımız her karara halkımızı katacağız. Bunun için adımlar attık, devam edeceğiz. Halkla birlikte tartışarak, konuşarak alınan hiçbir kararın başarısız olma şansı yoktur.
Barajlarla, anti demokratik seçim ve siyasi partiler yasasını gölgesinde oluşan TBMM’den bugün için halkın sözünün ve taleplerinin egemen olmasını beklemek imkansız. Biz mutlaka farklı yöntemlerle yollarla halkın iktidarının önünü açmak zorundayız. Bizim en temel görevlerimizden biri de budur.
Her karar alma süreçlerinin Saray’a tek adama kadar indirgendiği bir ülkede biz halkın nefes alacağı özgürlük alanları yaratmak zorundayız.
Bu bağlamda merkezi yönetimlerin baskı ve zorbalığına karşı yerel yönetimlerin yarattığı demokrasi örnekleri dün ve bugün dünyaya ilham veren çok fazla deneyim var.
Bizim için Fatsa örneği böyle bir ilham kaynağıdır. Halk sadece sandıkta ya da seçtikleri üzerinden yönetime katılmakla sınırlanamaz. Devrimci bir yerel yönetim anlayışı tüm bu algıları ters yüz etmeyi başarabilir.
Mahallede, işyerinde, okullarda oluşturacağı mekanizmalarla doğrudan yönetimlere müdahale etme, şekillendirme gücüne erişebilir. Bunun önünde hiçbir engel yok. Tek engel zihniyet.
Bu zihniyeti değişmemiz gerekiyor. Bu zihniyet değişiminde pratiğimizle başarılı olursak başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösterebiliriz. Yeni bir kapı açabiliriz. Bize nasıl ilham veren yerler olduysa bir de başkalarına, hiç tanımadığımız coğrafyalara ilham olabiliriz.
Meclis’in kuruluşundan bu yana 104 yıl geçti. Bu tarih Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı olarak kutlanıyor. Bu bayram içinde vereceğimiz söz egemenliği bir kez daha halka teslim etmek için elimizden geleni yapmak olmalı. Bunu en çok da çocuklarımız için yapmalıyız.
Başaracağız…