Taraf tutmak zorunda hissetmek
ARZU BAHAR
Bağımlı olduğunu bildiğiniz birine karşı şefkat mi hissedersiniz yoksa hiçbir şeyden haberi olmadan sürekli aldatılan eşin yanında mı olursunuz? Aldatmayı hastalığa bağlayarak hafi etici kılabilir misiniz? Sayfalar ilerledikçe bu sorular aklımızı kurcalıyor, aldatan ve aldatılan arasında sürekli taraf değiştiriyoruz.
“Seks Bağımlılığı; tek eşliliği sürdürememe, kişinin aklının sürekli sekste olması, partnerin kim olduğuna bakmadan cinsel ilişkiler kurmasıdır. Bu tarz ilişkilerden alınan hazzın aslında gerçek değil, yalancı haz olması durumunu seks bağımlılığı olan kişiler de farkında olabilmektedir” diye tanımlanıyor NPAMATEM Bağımlılık Merkezi. Adèle de seks bağımlısı bir kadın. Erotizmle ilk tanışması, ergenliğinde evde tesadüfen bulduğu Milan Kundera’nın ‘Varolmanın Dayanılmaz Hafi iği’ romanıyla olur. Günlerce gecelerce okuduklarını aklından çıkaramayan Adèle, sıkıcı hayatına erkekleri dahil ederek renk getirmeye çalışır ve böylece bağımlılığının temelleri atılır.
Bir yandan çok sevdiği cerrah kocası Richard ve üç yaşındaki oğluyla başrolü olmadığı bir hayatı yaşarken, diğer yandan yakışıklı-çirkin, temizpis demeden tabiri caizse önüne çıkan her erkekle birlikte olur. Bundan hem nefret eder hem de vazgeçemez. Sonrasında yaşadığı ağır pişmanlık evine, kocasının yatağına, oğlunun saf kokusuna koşarak dönmesine sebep olsa da önüne geçemediği bu dürtü bir süre sonra yine hayatının odağı haline gelir. Adèle, sıkışıp kaldığı bu kısır döngü yüzünden her zaman huzursuz, gergin ve tahammülsüzdür. Asla seçici davranmadığı erkeklerle, genellikle hiçbir şey hissetmeden, seks yapar ve hemen sonrasında unutur. Hiçbir detayı -kokuları, yüzleri, tenleri- aklında tutmaz, anı biriktirmez. Ancak günün birinde herşeyin ortaya çıkmasıyla tüm hayatı değişir. Saklayacak sırrı kalmayan Adèle, artık en huzurlu uykularını uyumaktadır. Kendisinden ayrılmayı göze alamayacak kadar çok seven kocasıysa zulmetmekle tedavi etmek arasında bir yerlerde bocalar.
ZARAFETLE ANLATMAK
Kitapta bu hassas konu büyük bir zarafetle anlatılmış. Yazar, okurken irkiltecek kadar rahatsız edici olması gereken sahnelerde -ilk romanı olmasına karşın- ustalığını kullanarak okurun yorulmamasına dikkat etmiş. Dünyanın hemen her yerinde tabu olan kadının cinsel bağımlılığının cesurca anlatıldığı kitapta, aile hayatı, Adèle’in zaman zaman ayak bağı olarak gördüğü annelik, sevginin neye yeteceği ve neyi a edilebileceği sorgulanıyor. Şu anda Fransa Başkanı Emanuelle Macron’un şahsi danışmanlığını yapan Leïla Slimani’nin Flore Ödülü için finalistler arasına seçilen kitabı Gulyabaninin Bahçesi, Türkiye’de Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı. Kapağı ve baskı kalitesi oldukça dikkat çekici olan kitap 173 sayfa. Fransızcadan çevirisini Deniz Kureta yapmış, düzeltisi Öykü Badur’a, kapak tasarımı Arslan Kahraman’a ait.
