Bugünlerde elinize bir Taraf Gazetesi alır okursanız, bu iş oldu da bitti maşallah! Kürt sorunu çözüldü, çözülecek...”Türkiye, dünyayla...

Bugünlerde elinize bir Taraf Gazetesi alır okursanız, bu iş oldu da bitti maşallah! Kürt sorunu çözüldü, çözülecek...”Türkiye, dünyayla ve çağla bütünleşiyor” muş!* “Dünya konjonktürü de ‘barıştan’ yana”ymış!*
Ben başka bir Türkiye ve dünyada mı yaşıyorum acaba? AKP’nin Kürt sorununu çözeceği falan yok. Barış istediğine inanmamak zor ama inansam bile, bu iradeye sahip olmadığı açık.
Bugünün Türkiyesi’nde AKP iktidarının durumu, biraz son 50-60 senedir Birleşik Krallık’taki İşçi Partisi’nin durumuna benziyor. İşçi Partisi, Birleşik Krallık’ta iktidar olabilmek için hep İskoçya ve Galler’deki “sol” oy depolarına ihtiyaç duydu. Bugün Birleşik Krallık’ın Başbakanı olan İskoç Gordon Brown, İskoçya’daki ve Galler’deki büyük “sol” destek olmasaydı, partisini iktidarda göremezdi. İşçi Partisi Galler’deki ve İskoçya’daki desteğini devam ettirebilmek için hep Birleşik Krallık’ın bu bölgelerindeki otonomi isteklerine ve ırkçılık karşısı duygu ve isteklere oynadı. Ama iş bu hakları ve kısıtlı otonomiyi bile vermeye gelince, hep direndi. Kısıtlı otonomi bile, Gallilerin ve İskoçların kendi parti ve organizasyonlarının bu bölgelerde İşçi Parti’sini sollamasından sonra geldi! İskoçlar ve Galliler “Biz artık bu ‘British’ masalına inanmıyoruz” dediler. “Dilimizi geri istiyoruz, kendimizi idare etmek istiyoruz” dediler. Kürt sorununu da, Kürtlerin kendi parti ve organizasyonları çözecek. AKP’nin derdi de bu. Son bölgesel seçimler gösterdi ki; Kürt Halkı artık AKP’nin “din kardeşiyiz” masalına inanmıyor. İşler böyle giderse, ilk genel seçimlerde AKP’ye verdikleri 80+ sandalyeyi DTP’ye çekecekler. Bu da AKP iktidarının, bugünkü bildiğimiz hali ile, sonu demek.
Taraf Nirvanası’ndaki arkadaşlar böyle şeyleri akıllarına getirmiyor. Getirmiyorlar da, TMK(Terörle Mücadele Kanunu) Mağduru Çocukları da mı duymadılar? Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları(ÇİAÇ) adı altında, benim de içinde bulunduğum binlercemiz, aylardır söylüyoruz, yazıyoruz, anlatıyoruz. Yine yazayım: Ülkemizde sayıları neredeyse 4.000’e varan Kürt çocuğu hapishanede. Bu çocuklar Türkiye’nin de imzaladığı BM Çocuk Hakları anlaşmalarına aykırı olarak, büyükler gibi tutuklandı, yargılandı veya yargılanıyor. Taş atma, slogan atma gibi entipüften suçlamalarla uzun yıllar hapisleri isteniyor. Terörü önleyeceğiz diye TMK’ya son halini kim, ne zaman verdi? George Bush dünyasının parçası, AKP’nin ezici bir çoğunluğu olduğu bu TBMM, daha iki üç sene önce bu kanunu Meclis’ten geçirmedi mi? İnsan haklarını ciddiye alan herkesin gözü bu ayıbın üzerindeyken, AKP’nin Çankaya’daki adamı daha geçen hafta “ÇİAÇ’la görüşecek zamanım yok” demedi mi? Kürt Açılımı yapıyoruz diye, davul zurnayla propaganda yapacaksınız; sonra “gardaşımızdır” dediğiniz halkın çocuklarını hapse atıp, gelin barış içinde yaşayalım diyeceksiniz. Bu nasıl açılımdır?
Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz. AKP’nin Kürt açılımı sadece Taraf Nirvanası’ndaki “eski solcuları” ve neocon liberalleri heyecanlandırıyor! Onlar İran’daki iktidarı bırakmamak için her türlü hile ve hurdaya baş vuran mollalara da kılıf uydurmaya çalışmışlardı. Bu ülkeye AKP mantalitesi ile demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü geleceğine iman etmişler.
Benim gibi modası geçmiş solcular, felsefeyi ciddiye alanlar, sonuç kadar yöntemin de önemli olduğunu biliyor! Çünkü biliyoruz ki arzu edilen sonuç, onu elde etme metodlarımızın kabul edilebilirlikleri ile doğru orantılı olarak işe yarar. Politikada tutarlı olmak arzu edilen bir fazilettir. Benim ciddiye alacağım “Kürt Açılımı” TMK Mağduru Çocukların mağduriyetini giderecek kanun değişikliğinin hemen yapılmasını gerektiriyor. Aksi takdirde adı açılım olan bu Taraf Nirvana’sı çiçeği AKP propagandasından başka bir şey değil ve Kürt sorunu 10 Haziran 2009’da yazdığım gibi: “31 Şubat 2010’da çözülecek!”.
*Ahmet Altan’ın 6 Ağustos 2009’daki Kum Saati’nden.