Tek isteğim iyi insan olmak
Yitik Bir Zamana Methiyeler, Volkan Konya, Parma Kitap, 2024

Faruk DUMAN

Yazar Volkan Konya ile yeni romanı Yitim Bir Zamana Methiyeler'i ve daha fazlasını konuştuk.

Sevgili Volkan, "Yitik Bir Zamana Methiyeler" senin ikinci romanın, çok rahat ve yazınsal alışkanlıkların dışında bir yazı yazıyorsun. Dolayısıyla pek çok konu başlığı açılmış oluyor, hem edebiyatla, hem ülkeyle ilgili. Ama önce bir doktorsun, müzisyensin, sanata, yazıya ilgin nasıl başladı?

Aslında her zaman söylediğim bir cümle var: Ben iyi bir okurum. Önceliğim hep budur. Bu konuda mütevazı da değilim. Kitaplar benim nefes aldığım mahzenler. Bu mahzenlerden bugüne kadar çok beslendim. Yazıya ilgim ise ilk şiirle oldu. Tıp Fakültesi’nde öğrenci iken şiirle başlamış, birkaç şiirim Nizamettin Uğur yönetimindeki, Ankara’da çıkan İzlek Dergisi’nde yayınlanmıştı. Okul dergilerinde, yerel bir iki dergide de yayınlanmıştı. Kitap olarak hiç düşünmedim. Roman fikri ise pandemi döneminde oluştu. Pandemi döneminde sizinle (Faruk Duman’la) on iki hafta süreyle bir öykü atölyesine katıldım. Bu süreçte sizden (Faruk Duman’dan) yazına dair birçok şey öğrendim. Arkadaşlarımın da ısrarla “yaz yaz” taleplerine karşılık bu atölye sürecinden sonra ilk kitabım Ağustos 2021’de "Romanın Kitabı" yayınlandı. O kitap bitince de yeni bir serüven başlıyor ister istemez. Doktorum, müzikle uğraşıyorum, bol bol kitap okuyorum, birçok sosyal etkinliğe katılıyorum derken hayatta birçok birikime sahip oluyorsunuz. Bu birikimlerden aksedenlerle ikinci kitabım da oluştu ve sizinle ve sonrasında Zeynep Eşin’le temasımız sonrası "Yitik Bir Zamana Methiyeler" ismiyle Parma Kitap’tan yayınlandı.

Yeni roman, bir yol ve yolculuk hikâyesi anlatıyor, kahramanın Konya’ya inişiyle başlıyor. Bu kentin, senin soyadınla düşünülecek olursa, bir iç yolculuk anlamına geldiğini görebiliyoruz. Mevlana’nın yeri nedir senin dünyanda?

Hayatın her döneminde bir yolculuk içinde olduğumuza inanıyorum. Kimi zaman başka şehirlere, kimi zaman başka mekânlara, kimi zaman başka düşüncelere. Bir ve hatta birkaç yolculuktan ibaret bu kitabımda da bunu görmek mümkün. Konya’ya sadece bir kere gittim. Gittiğimde aklımda bir kitap yoktu. Ancak gittiğim her yeri zihnime not ettim. Bu kitapta da kullandım. Evet, soyadım Konya ancak hiçbir bağım yok. Yine de soyadım ve Mevlânâ nedeniyle bu şehre sempatim çok. Babadan atalarımız eskiden Giresun’dan Konya’ya kervancılık yaparlarmış, dönüşte “geldi Konyalılar” denirmiş, rivayet odur ki soyadımız buradan gelmiş. Mevlânâ ise hümanist felsefesiyle beni ilk gençlik yıllarımdan beri etkilemiştir. Tasavvufa da ilgim yok değil. Birçok eseri başta Mevlânâ ve Şems’a ait olmak üzere, okumuşumdur. Tek isteğim iyi bir insan olabilmek ve iyi bir insan olarak kalabilmek.

Sanatçının ülke gündemi ve toplumsal sorunlarla ilgili sorumluluğu konusunda neler söylemek istersin? Yazıyı ne için yazıyoruz?

Toplumsal sorunlarla ya da ülkenin gündemiyle ilgili sorumluluk sadece sanatçılara değil, her bir ferde aittir diye düşünüyorum. Elbette ki sanatçı duyarlılığı dediğimiz duyarlılık nedeniyle bu durumlara daha geniş bir çerçeveden ve objektif bakılabilmesi olası oluyor. Ben sanatçıyım ifadesini kullanmak için henüz erken, dilerim bir gün kullanırım. Ama sanata hizmet etmeye çalışan biri olarak toplumsal sorunlara uzak durmam mümkün değil. Ki her iki kitabımda da bu konulara girdim, okuyucuların bir başka açıdan görmelerini sağlamaya çalıştım. Dilerim başarılı olmuşumdur. Çünkü yazıyı bir ve birden fazla mesaj vermek için yazıyorum. Yazmış olmak için değil.

Yitik Bir Zamana Methiyeler, karakterin gözlemleri ve düşünceleri bakımından kişisel izler taşıyor. Sanatçının kendi eserindeki varlığı konusunu da konuşmak isterim.

Sonuçta bu kitabı yazan benim. Benden ya da benim hayatımdan yansımalar olması kadar doğal bir şey olmadığını düşünüyorum. Sonuçta bilimsel bir makale ya da tez yazmıyorum. Bu bir roman. Romanın karakterleri kurgu olabilir. Yaşananların önemli bir kısmı kurgu olabilir. Ancak yaşadığım hayattan öğrendiklerimi, anılarımı, tecrübelerimi bu kurgunun içerisine yerleştiriyorum. Ben kitabımı tanımlarken hep şöyle diyorum: Tipik bir roman diyemem ama bilgi, anı, kurgu karışımı bir eser. Kısaca B.A.K. romanı.