Haber-İş Sendikası üyesi işçiler Türk Telekom'da greve çıktılar. "İşçiler" ve "grev" kelimelerinin yan yana gelmesi neredeyse,....

Haber-İş Sendikası üyesi işçiler Türk Telekom'da greve çıktılar. "İşçiler" ve "grev" kelimelerinin yan yana gelmesi neredeyse, Hititler dönemine ait duvar yazıları kadar uzağımıza savrulmuştu.

Medyanın da olağanüstü desteğiyle "grev" sadece hizmetlerin aksaması olarak kabul edilir oldu. Çünkü gazetelerde ve televizyonlarda sendikalı olmak gibi temel bir hak bulunmuyor! Modern, çağdaş, 21. yüzyıl medyasında çalışmak, yüzyıl önceki vahşi kapitalizm koşullarına dönmüş durumda. Neyse bizim konumuz bu değil, Türk Telekom işçilerinin grevi. Grev denilince ülkede pek çok kişinin tüyleri diken diken oluyor. Kendilerini de emekçi olanlar bile bu olgudan kurtulamıyorlar.

Oysa grevli toplusözleşme düzeni işlediğinde emekçilerin gelir düzeyleri hissedilir biçimde yükseliyor, yaşam standartları gelişiyor. 1963 ile 1991 yıllarını kapsayan dönemde işçi ücretlerinin satın alma değeri bakımından en yüksek düzeye 1977'de çıkması rastlantı olabilir mi? Sendikaların başlı başına bir güç olduğu yıllarda Milli Piyango zarar ediyordu. Kimse işini şansa bırakmıyordu. Emekçiler haklarını söke söke alıyorlardı.

Sendikasızlık durumunda ise işçiler, emekçiler çevrelerinde gelişen zenginliğe uzaktan bakıyorlar. Tıpkı şimdi olduğu gibi... Trafiğe şöyle bir bakın eski püskü otomobil görebilecek misiniz? Her yanda lüks konutlar yükseliyor. Alışveriş merkezleri, birbirlerine komşu oluyor. İşçiler, emekçiler bu zenginlikleri eskimiş belediye otobüslerinin içinden seyrediyorlar. Bu kime ait zenginliktir?

Adı "Türk" olan ama kazandığı paralar ile Türkiye arasında hiçbir bağ kalmayan Tele-kom'da greve çıkan Haber-İş üyesi işçiler, bu zalim ortama "Hayır" diyerek onurlarına sahip çıkıyorlar.

Grevin başladığı gün gazetelerin birinci sayfalarında "fiber optik kablolarının kesildiği" haberleri yer aldı. İşçiler grev çıktı ya, hizmetler de aksıyor, bu sabotajı da olsa olsa onlar yapar!?! Ucuz bir provokosyon!

Haber-İş üyeleri sah günü Gayrettepe'de olanca içtenlikleriyle haykırdılar: -Te-le-kom iş-çi-siii kal-leş değildir! Gazeteler işçilerin niçin greve çıktıklarını değil de işverenin pompaladığı yalan bilgeleri değerlendirdi: Bir şoför 2.500 YTL alıyormuş! Haber -İş İstanbul Şube Başkanı Levent Dokuyucu şoför bordrosu gösterdi: -Alın işte şoför maaşı, 862 YTL! Telekom grevinin asıl uyuşmazlık maddesi de ücret artışı değil. Kapsamdışı personelin durumu..

1980'den sonra getirilen işçi-memur ayrımının yarattığı bir sorun. Aynı işi yapan iki elemandan biri, sözleşmeli personel pozis-yonundaydı. Özelleştirmeden sonra sendika kapsamı dışında tutuldular. İşveren onlara yüzde 20 daha fazla ücret verdi.

Olta basit... Çıkın sendikadan fazla para alın. Sendika bittiğinde ben size ne kadar maaş vereceğimi bilirim. Türk Telekom'un toplam 40 bin çalışanı var. Bunun 26 bini sendikalı. Yani sendika, işyerinde hâlâ çok güçlü... Haber-İş üyeleri işte o nedenle "eskimeyen" sloganı haykırı-yorlar:

-İşçiyiz, güçlüyüz, kazanacağız!