Irak'a demokrasi geliyorsa Amerika'daki televizyonlar, demokrasinin o topraklara ulaşmaması için ellerinden geleni yapıyor.

Irak'a demokrasi geliyorsa Amerika'daki televizyonlar, demokrasinin o topraklara ulaşmaması için ellerinden geleni yapıyor. Irak'ın en hareketli yeni televizyon programı olan reality showu ele alalım. Yalnız oyuncuların orada kendi istekleriyle bulunmadığını da göz ardı etmeyelim ve tabii büyük paraalr kazanmadıklarını. Oyuncuları tanıtıyorum: isyana yataklık etmekle suçlanan gözaltındaki tutsaklar. "Adaletin Ellerindeki Terörizm" adıyla düzenlenen program Irak'ta inanılmaz izlenme rekorları kırıyor. Programda tutsaklar, diğer Iraklıları nasıl öldürdüklerini, kaçırdıklarını ya da Iraklılara nasıl tecavüz ettiklerini anlatıyor. Terleyen ve acıklı karakterler kameranın karşısında oturup sorgu yargıcının eylemleri nasıl yaptıkalrına ilişkn sorularına cevap veriyor. Bazılarının yüzü yara bre içinde ve gözleri mosmor. Askeri bir direnişin neferleri gibi değil, üçkağıtçı gangsterler gibi görünüyorlar. Bu program, ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal etmesinin ardından kurulan devlet güdümündeki El-Iraqiya televizyonunda yayınlanıyor. İçişleri Bakanlığı, programın, isyancılara karşı yürüttüğü propaganda yönteminden gurula söz ediyor. Ama, bu demokrasi adına yapılıyor olabilir mi? Mümkün değil. Yaptığı bir şey varsa o da Irak'ı eski siyasi taban tarafından yönetilen karartma günlerine geri döndürmek. Saddam Hüseyin, düşmanalrını rezil eden ve bunu kibirle gösteren bu türden bir programı yayınlamaktan gurur duyardı

Ekranda yer alan insanların hiç biri mahkemeye çıkarılmadı. Bu kişiler yanlarında hiçbir avukat ya da temsilci olmaksızın sorulanlara cevap veriyor. Sorgunun televiyonda yayınlanıp yayınlanmayacağını sorduklarında yalanlarla cevaplandırılıyorlar. İçişleri Bakanlığı her sorguyu bu direnişi gerçekleştirenlere daha fazla hakaret etmek için ve halktaki düşmenlık duygularını hararetlendirmek için El-Iraqiya'ya gönderiyor. Yara bere içindeki suratlar ve programda yer almasının ertesinde ölen en az bir tutsak, bu insanlara hapishanelerde nasıl davranıldığı sorusunu getiriyor akıllara. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yayımladığı bir rapordaIrak polisi tarafından uygulanan işkence sert bir dille eleştirildi. İzleme Örgütü raporunda, "Bu itirafların baskı altında yapılıp yapılmadığı konusunda ciddi şüphelerimiz var. Programda yer alan itirafların hemen hepsi şüpheli ve büyük ölçüde baskı ve şiddet etkisi altında yapılıyor" diyor. İçişleri Bakanlığı istediği herm şeyi yapabilir, Irak halkına direnişçilerin suçlu, katil, hırsız olduğunu gösterebilir örneğin ancak onalrın yaptığı adaletle dalga geçmektir. Ancak insan haklarının ihlal edildiği ve yaptıkalrı ysadışı uygulamaların televizyonun başını bir şekilde derde sokmadığı ve programın diğer Irak televizyonlarını egale ederek birinci sıraya çöreklenmesi konusundaki kaygılar devam ediyor. El-Iraqiya televizyonunun Bağdat bürosu yayın yönetmeni Ahmet Yaseri Washington Post'a yaptığı açıklamada "Biz sizin atlatma haber dediğiniz şeyi yapıyoruz" diyor. İŞ için harika bir tavır olabilir ama peki bu tavır adaleti ve demokrasiyi ayaklar altına alıyorsa iyi bir gazetecilik olabilir mi? Eleştirmenler programın, hükümetin direnişçiler konusunda çizdiği tabloya tamamen uyuyor: bir parça açgözlülükten, dış mihraplar tarafından yönetilen düşmanlardan bir parça. Şu anda süregelen Sünni Arap direnişin Şii siyasi dominasyonun ve işgalin yarattığı yenilgi tarafından işlerlik kazandığı konusunda hiç kimsenin şüphesi yok.

Yetkililer, büyük bir pişkinlikle direnişçilerin mahkemeye çıkarılacaklarını ve verdikleri ifadelerin göz ardı edileceğini ifade ediyor. Ancak şu anda tanık olduğumuz sorgunun en amansızı ve televizyon ekranında insanların maruz kaldıkları işkence ve aynı zamanda insan hakalrının ve hukukun üstünlüğünün ayaklar altıan alınması. Sonuçlar bundan daha zarar verici olamaz. İnsanalrın demokrasiye olan güvenini yerle bir ediyor. Sünni azınlığa olan önyargıyı artırıyor. Düşmanlığı ve bölücülüğü ise körüklüyor. İyi bir televizyon olabilir El-Iraqiya, ancak demokrasi için ve özellikle Irak için oldukça kötü.