Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunlarını bir araya getiren bir tartışma listesi var. Geçtiğimiz aylarda televizyonlarda görülen düzeysizlik, liste üyeleri arasın

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunlarını bir araya getiren bir tartışma listesi var. Geçtiğimiz aylarda televizyonlarda görülen düzeysizlik, liste üyeleri arasında çeşitli yazışmalara yol açtı. Pek çoğu mesleğin doğrudan içinde olan kişiler dahil "Bir şey yapabilir miyiz?" sorusu etrafında tartıştılar. Sonunda, bu konuda bir metin hazırlanarak imzaya konması doğrultusunda aşağıdan yukarı bir eğilim ortaya çıktı. Mezunları bir araya getiren İletişimliler Vakfı'nm geçtiğimiz hafta yapılan 6. Kurucular Kurulu'nda hazırlanan ve toplantıda kabul edilen bir metin üzerinde uzlaşma sağlandı. Herkesin bir itirazı olabilirdi, ama en azından bir tepkiyi koymak gene de hiç koymamaktan iyiydi...

• • •

 Kabul edilen metin şöyle:

"Biz Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunları;

Mesleğimizin, toplumumuzun çözülmesine yol açan bir araç haline getirilmekte olmasından kaygı duyuyoruz.

Toplumsal sorumluluğu göz ardı eden ve toplum yararını gözetmeyen, milli ve dini değerleri istismar eden yayın anlayışının, sabah programlarından akşam saatlerinde yayınlanan eğlence programlarına kadar, günün her zaman dilimine nüfuz ettiğini görmekten rahatsızız.

Haber dışında her şeyin verildiği haber programlarının ve eğlence dışında her şeyin sunulduğu eğlence programlarının, korkutucu boyutlara vardığı kanısındayız.

Televizyon ve radyo programları, kitapların, DVD'lerin ve gazetelerin aksine, 'beğenmeyen izlemesin' diye değerlendirilecek bir yapıda değildir. Sanatçının, gazetecinin, siyasetçinin ortak görevi, toplumun kültürel düzeyini yukarı çıkartmaktır yani halkın seviyesine inmek değil, tersine halkın seviyesini yukarı çekmektir. Ancak üzüntü ile gözlenmektedir ki, günümüzde bunun tersi işlenmekte ve üstelik, halkın seviyesine inelim derken, değer yargıları alaşağı edilmekte ve seviyesizlik egemen olmaktadır.

Birbirinden pek de farkı olmayan televizyonlarda ve radyolarda yayınlanan programlar, kanal değiştirirken rastlantısal olarak izlendikleri için arzu etmeseniz de karşılaştığınız bir dayatma şeklinde karşı karşıya kaldığınız yapımlardır.

Kolay para kazanmanın, yüzeyselliğin, şiddetin bir araç olarak gösterilmesinin, müpte-zelliğin ve hiçbir toplumun doğasında olmayan yozlaşmanın, 'beğenmeyen izlemesin've 'halk bunu istiyor' diye sunulmasının karşısındayız.

Sokaklarda, dizi karakterleri gibi giyinen gençlere ve ilkokul çağında mankenlere ve oryantallere özenen çocuklara rastlanması, yayıncılık sorumluluğunun göz ardı edilmesinin acı bir sonucudur.

Ülkemizde 'Okul Saati' programı ile yetişen kuşakların devamında, şiddet ve müstehcenlikle büyüyen kuşakların gelmesi, bu ülke için bir felakettir.

Demokratik rejimlerin temel taşları arasında yer alan haber alma hakkı, aynı zamanda yayıncıların haber verme sorumluluğudur. Demokrasi sadece özgürlükler silsilesi değil, sorumluluklar rejimidir.

Bizler; kadın istismarını, çocuk istismarını, kişilik haklarının ihlâlini, toplumumuza hak etmediği bir yozlaşmanın pop-kültür kılıfı ile dayatılmasını reddediyoruz.

Bizler; kamu huzurunu olumsuz yönde etkileyecek boyutlara varan ve kamu yararını yok sayan yayıncılık anlayışını kabul etmiyoruz.

Aynı şekilde Radyo Televizyon Üst Kuru-lu'nu, taşıdığı sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz.

Bu noktadan devamla, reklam verenlerin, reklam ihtiyacını karşılamakta sosyal sorumluluğunu, bu tür yapımlara reklam vermeyerek yerine getirmesini istiyoruz.

RTÜK'ün veya reklam verenlerin yanı sıra, kamuoyunu da göreve davet ediyoruz ve her şeyden önce, gelecek kuşakların çıkarı için, söz konusu programları izlememeye ve o programlarda doğrudan veya dolaylı tanıtılan ürünleri almamaya davet ediyoruz."

• • •

Yukarıdaki metni bütünüyle beğenmemiş olabilirsiniz. Ancak özü açısından haklı bir tepki niteliği taşıyor. Bu nedenle önemli bir gelişme sayılmalı. Çünkü aşağıdan yukarı kitle iletişim alanına yönelik olarak katılımcı bir hareketin oluşmamış olması Türkiye açısından bir eksiklik. Başka ülkelerin pek çoğunda, kitle iletişim sistemini izleyen ve sorumlu davranmaları konusunda çeşitli girişimler başlatan pek çok sivil toplum kuruluşu var. AÜ İletişim Fakültesi mezunlarının girişimi bu açıdan desteklenmeli ve genişlemeli diye düşünüyorum. Yukarıdaki metin şimdilik mezunlarla sınırlı tutulmuş durumda. İLEF mezunlarının, mezun@media.ankara.edu.tr adresine destek mesaji göndermeleri yeterli.