Toplu Sözleşmeler, sendikaların üye işçileriyle en yoğun beraberlikleri yaşadıkları dönemleri oluştururlar. Sendika işveren karşısına...

Toplu Sözleşmeler, sendikaların üye işçileriyle en yoğun beraberlikleri yaşadıkları dönemleri oluştururlar. Sendika işveren karşısına sı kılı "tek yumruk!" haliyle çıkmak ister. Ki, hedefine varan bir sözleşme imzalasın...

Bizde işverenler toplusözleşme dönemlerinde sendikaları hiç sevmezler. Toplusözleşme dışı zamanlarda da işverenler sendikalardan hazzetmezler. İşyerinde sendika bulunmayan işverenler de sendikalardan nefret ederler. Gönüllerince kazanıp, "gönlünden ne koparsa" hesabı "bahşiş ücret" vermeye bayılırlar.

Türkiye'de 12 Eylül 1980 darbesi öncelikle sendikaların üzerinden silindir gibi geçti. Darbeci generaller, sendikacılar için idam sehpaları bile hazırladılar. Eğer dünya sendikal hareketinin dayanışması olmasaydı, hiç kuşkusuz asarlardı da...

12 Eylül silindirine karşın ayakta kalan yapılardan biri de Hava-İş Sendikası oldu. Yüksek nitelikli işgücünün farkında olan Hava-İş, Türk Hava Yolları'nda bileğinin gücüyle üyeleri için iyi toplu iş sözleşmeleri imzaladı.

Genç kuşaklar için "grev yapmak" eylemi, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u kuşatması kadar uzak bir zaman dilimine yerleşmişken Hava-İş, grevi göze alan bir işçi örgütü olarak öne çıktı.

Şimdi yine bir grev durumu söz konusu... Böylesi durumlarda sendikayı içerden hançerleme girişimleri ortaya çıkabiliyor. Hava-İş Sendikası toplu sözleşmenin sadece üyeleri için ücret artışı anlamına gelmediğini anlatan "Uçuş Güvenliği" başlıklı bir bildiri ilan yayınladı.

Herkes uçağa bindiğine göre sendika ile işveren arasındaki "sorun" kamuoyunca da bilinmeli. Televizyon belgesellerinde görüyoruz. Büyük uçak kazaları hangi basit teknik eksiklikten kaynaklanıyor. Teknik arıza sonucu düşen yolcu uçaklarının, pek çoğu "Üçüncü Dünya" diye kategorize edilen sosyal ve ekonomik olarak geri kalmış ülkelerden havalanmasının basit bir rastlantı olduğuna inanabilir misiniz?

Pahalı ve ileri teknoloji kullanan uçağa parayı ver, satın al! Ama onun düzenli bakımını yapacak, kullanacak, hizmet verecek insanı ise ıskala!.. Hava-İş, THY'nin de istifade edeceği, itibar kazanacağı bir çıta arzu ediyor. Çalışanların mutlu olduğu firmaların güvenilirlik düzeyi yükseliyor. Hal böyleyken, THY yönetimi Hava-İş Sendikasını mahkemeye verdi. Bunu da anlayışsızlık ambalajına sarıp bir kenara koyalım. Peki ya THY'nin en üst düzey ücret alan çalışanlarına ne demeli?

Haber özetle şöyle: "Türkiye sivil havacılık sektöründe çalışanları temsil eden Havayolları Pilotları (TAL-PA), Kabin Memurları (TASSA), THY Teknisyenleri (TALTA) ve Uçak Teknisyenleri (UTED) dernekleri, Türkiye Sivil Havacılık Sendikasının (Hava-İş) 'Önce Uçuş Güvenliği' başlığını taşıyan ilanının, 'üyelerinin büyük bir kısmını son derece rahatsız ettiğini ve üzdüğünü' bildirdi."

Gazetecilerle her karşılaştıklarında "Murat 124 motoru fiyatına, uçak motoru indirip tamir ediyoruz" diye ağlayan uçak teknisyenleri, gece yarıları servis yaparken canları çıkan hostesler, üstün yetenekleriyle yüz binlerce yolcuyu kıtalar, ülkeler, şehirler arasında sağ-salim taşıyan pilotlar adına konuşan dernek yöneticileri, "zor günlerde işverene yakın durmak" adına sendikayı suçlayan açıklama yapıyorlar.

Unuttukları bir şey var: Eğer sendika olmazsa, bu fiyakalı dernek yöneticilerinin esamisi okunmaz. Biz nitelikliyiz diye caka satmasınlar. Gazete ve televizyonlara baksınlar.

Medya sektöründe çalışanların nitelik düzeyi, pilot ve hostes derneği yöneticilerinden hiç de aşağı değildir. Ama işverenlerle birlikte sendikayı katık edip yedikleri için, şimdi yüzde 1 ile yüzde 5 ücret artışlarına "harika" diyorlar. Çünkü hiç artış görmeyenler olduğu gibi ücret ve maaş almadan çalışanlar bile var! Hava-İş sahici bir sendika olarak, yapılması gerekenleri yapıyor. Ama Türkiye'de sendikal hayat bitirildiği için "garip" geliyor.

Hava-İş'in üye çoğunluğu, şirketteki krema adına konuşanlara "Nereye Payidar" şarkısını söylemeli. Ankara Sanat Tiyatrosu'nun sahnelediği Bilgesu Erenus'un ünlü oyunundaki Timur Selçuk şarkısını Çiğdem Talu sözleriyle: "Nereye Payidar nereye? Arkadaşlar direnişte Bir sen yoksun içlerinde Çıkmaz bu yol, çıkmaz bu yol Çıkmaz bu yol, bir yere!"